bugün

''Sığın kalbine sığın ki öz yurdun,
Kaçma gerçeklerden hep düşler kurdun.
Bir fasıla değil mi kaygıların,
Toparlan vaktidir canı çok yordun.''

M.K-Y.K
dağ başında bir avcı kulübesi
yerler diz boyu kar
ocakta ateş
dışarda rüzgar
hadi gel
önce sevişmeliyiz uzun uzun
yerdeki ayı postunun üzerine uzanmalıyız
bütün vücudunu santimetre karelere ayırıp
birer birer öpmeliyim
ve sonra sımsıkı sarılmalıyım sana
böylece ölmeliyiz
aradan yıllar geçip
bizi buldukları zaman
etlerimiz çürümüş olsa da
kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden
hadi gel
nefes almak hüner değil
seninle ölmek istiyorum...

ümit yaşar oğuzcan
kelam vardır ki sihir,
hikmettir bazen şiir.
nfk
TABiAT

Servi gölgesi çınar heybeti
Çardakta koruk üzüm tanesi
Dalda boyverir zeytinler
Tarlada başak buğday
Ay ışığına rağbet etmez ay çiçekleri
Gündüzün güneşin çocukları
iğde çiçeği kokusunu bindirir rüzgârın terkine
Uzun uzadıya yol boyu esas duruşta kavaklar
Toprağa yakındır bostan güzelleri çilek karpuz
Fesleğen mor menekşe sıklamen sümbül saksısını yadırgayan kadife çiçekleri
Söğüt su yanında evladiyelik
Kayın süslü gelin göze güzellik
Meşe dağ kaçkını çam gizli ortağı
Katıktır muhabbete çay ve fındık
Pancardan çıkan şekerse katık
Yamaçların rengahengi kır çiçekleri
Rahiyası bir başka yarpuz kekik nane reyhan
Gücenmez misalen elma ağacı
Eğilir cömertçe toprağa dalı
Yüksünmez hakeza ceviz fidanı
Serpilir zamanla durur meyveye
Nihayet topraktır özünde vatan
Kök salana dik durana en güzel imtihan

M.K-Y.K
Niye yazıyorum ki bunları.
içimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim.
Yine de anlatıyoruz ama.
Bizi farkedince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım.

Gelecektim.
Ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim.
Ona böyle yazdım.
Merhametle bakarak gülümsedim.
Görünüşü acımayı da zorlaştırıyor insana...
Boş yapma kral.

Şiir yazacak kadar tok değiliz.
BOĞUM

Ellerini yıkıyor uzattığın ne varsa
Otuz boğum ile on adet parmakta
iki satıh bitimi irade bildirimi
Bazı yumruk olur öfkenin temsili
Bazı açık kalır hasretin bekçisi
Kimi tetik çeker katleder merhameti
Kimi avuç avuç affeder nedameti.

M.K - Y.K
Masalların Masalı

Su başında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.

Su başında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.

Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.

Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze .

Su başında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek...

Su başında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze...

(Nazım Hikmet Ran)

https://www.youtube.com/watch?v=RzowAUW5-9M
Orhan veli nin dediği gibi iş olsun diye yazdığımı fark ettiğimden beri elime kalem almıyorum. Artık fantaziye kaçıyorum. Örneğin bana bir kelime bir sayı bir isim verin 5 dk sonra ne oluyoruz anasını satayım dersiniz? Duygu ? Benim duygum muygum yok ulan modunda .
DAL DÖKÜMÜ

Bu terkediş mevsimsel dal dökümü
Göverir gövdesinden taptaze umutlar
Duran ölür susan biter giden gibi
Gelen bilir artık senin kıymetini
insan bu güdümü kendinden menkul
Sanır kazandım hayli yol aldım
Sırra kadem basar nafile serzenişler
Ömrün her anında pusuda terkedişler.

M.K-Y.K
ŞiYiR

Can içerde mahpus
Söz dilde gardiyan
Körükler yüreğini
O dinmez feveran
Yutkunur mecalsiz
Dil avaz dil çaresiz
Baskın vermiş geceye
Haber düşmez heceye
Dört bir yandan kuşatmış
Boğuyor bilmeceye.

M.K&Y.K
bir yanda yumruk
bir yanda şiir
bir yanda gül
bir yanda bıçak!

bıraksam sadece fikre
bıraksam eyleme akacak
hasreti yeni nizâm!

karmakarışık yumak
çöz ha çöz
ömrün yeterse
hasreti yeni nizâm!

salih mirzabeyoğlu - münşeat
Bu acının tarihi yok bedelsiz çekilen meşakkatten gelme
Vurdumduymaz senelerin semirttiği kalabalıklar içinden
Kötülüğü kanıksamış idmanlı insafsızların arasından
Gölgene küfür edip cisminden korkanların aynasından
Bu acının tarifi yok hasbelkader açlıklardan gelme
Yiyip doymaz oburların yücelttiği saçmalıklar içinden
Haksızlığı yurt edinmiş istilacı hodgamların arasından
Kendine yakışanı sende görmek istemeyenlerin aynasından
Bu yangının geçesi yok
Bu yazgının seçesi yok
Hayat denen meşgulenin yarınlara hevesi yok...

M.K&Y.K
bayan aşığı ile büyükada koyunda,
bay almış metresini gezer hünkarsuyunda,
orospuluk alçaklık var hepsinin soyunda,
haya namus kalmamış rezalet diz boyunda.

neyzen tevfik
ŞiiR

Sağalsın yaralar erim ile taçlansın,
Yetişsin imdada eserken bâd-ı sabâ,
Çoğalsın ümitler necat ile kuşansın,
Silinsin kederler ömürden bir defada.

Y.K&M.K
ŞiYiR

Gülümse yed-i bahar değsin artık ömrüne
Huzurla taşsın yüreğin bendine sığmasın
Parmak uçlarında yer etsin sevinçlerin
Avuçlarının arasında biriksin ab-ı hayat
Gülümse çare olsun yüzün naçarelere
Tutunsun iklimine yerden göğe ne varsa
Ayak altlarından öpsün çorak topraklar
Göversin çiçekler uçuşsun kuşlar yurdunda.
Bilgeliğin ışığı gözüküyor artık saçlarımda
Oysa bilmiyorum hala kendimi bile
Boşluk hissi var hala kendimden kaçışlarımda
Söyleyemedim cümlelerimi gelmedi dile
Bir akşamüstü cümlelerim gözlerini doldurduğunda
Bir son sarılma ki benim için hayattan yenilmiş bir sille
Küstüğüm günler aylar, her yeni takvim yapraklarında
Sana dair habersiz günler oldu benim için çile

Bir baksan bomboş bir kutuyum atılmış bir köşeye
Bir baksam kendince hapsolmuş beynim yokluğuna
Sabahları ilk ışık vurunca odamdaki biçare perdeye
Açılır gözlerim yine sensizliğe alışmak uğruna
Bir baksan benzerim yolunu tutmuş avareye
Bir baksam ölüm derim bu kekremsi suskunluğuna
ŞiYiR

Bürünür ahengine senli vakitler
Rengâhenk olur dokunur kalbe
Düş tepeleri ardından doğan güneş
Tel tel olur harelenir saçlarında
Eğilir söğüt dalları gölgene yoldaş
Cıvıl cıvıl kuşlar gönlüne sırdaş.
ŞiYiR

Kabuk üstünde kavi
Tohum merkezde kani
Meyve verirsen eğer
Kıramaz hiç bir cani
insan insana hasım
insan insana lâzım/hısım
iyi olursan eğer
Huzurun olur daim.
"
En güzel deniz:
Henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel:
henüz söylememiş olduğum sözdür
"

bu şiirle evlilik teklifi edeceğim bir gün. Kafaya koydum, müstakbel kocam bekle beni.
BEYiTNAME

Beni esirge emin kıl kaygılardan
Lütuf ile sarmala esir etme

Beni düşürme beri kıl zilletlerden
Huzur ile karşıla dumur etme

Beni dert etme kavi kıl hep kendini
Afuv ile uğurla naçar etme

Beni taşırma saki kıl sen kendini
Hub ile ağırla çorak etme.
bahçenizde bir gül olsam
yazın açsam, kışın solsam.
gelir beni yoklar mısın?
ara sıra koklar mısın?
ŞiYiR

Üç vakte kadar anılan umut
Üç gece sonrası dinen sancı
Üç ay sonrası değişen iklim
Üç gün üç gece üç hece
Ya-şa-mak.
Üçten beşe olmadı
Ba-sa-mak.
DÖRTLÜK

Sen mecrasında seyyale serinlik
Ben kıyıda mahpus köklü söğüt
Tepesinde rüzigâr esen dağların
Yamacında çiçeklerle sargılı güzeli.
Nasıl unuturum,
Güzeldi yaşamak...
Fakat, hakkı varmış oktay'ın
Hatıralar da dal istiyor;
Kuşlar gibi konacak.

Muzaffer Tayyip uslu- Rüştü'den gelen mektup.

Kıvanç Tatlıtuğ güzel seslendirmiş.