tam gözüne afakanlı bir yumruk atacağım bu dünyanın
canını daha iyi acıtayım diye
adelelerimi güçlendireceğim önce
güzel bir yumruk atacağım ben bu dünyaya
söz verdim dünlere
kesik kesik beton parçaları birikecek kanayan okyanuslarında
en okyanuslarında en mavi sularında macellan'ın keşfettiği
beyaz ve güzel bir mermer kadar sert olacak bu yumruk.
ya öfkem geçmezse? dinmezse öyle tek bir yumrukla?
buna da çözümüm var,
marşlar söyleyeceğim ihtişamlı korolarda
ama annem bilse,
hem okusa böyle şeyler yazdığım için çok üzülür
üzülme anneciğim bazen şiddet de bir çözümdür
şimdi bir tek yalnızlığım var yanımda,
ve sadece yapraklar uçuşuyor ardımdan.
gökyüzü kızıllaşırken ve bulutlar kaybolurken,
yavaşça yok oluyorum artık tüm hayallerde.
karanlık çöküyor üzerime gökyüzü aydınlanırken,
oysaki baharındaydım hayatın tam ortasında.
bir kez gülememişken
ve ağlayamamışken onun yanında,
tanrı beni çağırıyor hep uzaklardan.
bir kadın çığlığı gibi keskin,
ve bir bebek sesi kadar berrak geliyor
bana ardımdaki rüzgarın sesi.
gün batarken tekrar yükseliyor,
ve ay ışığında gökyüzüne çıkarıyor beni.
hayal dünyasındayız bizler,
zamanı yaşarız ertesini düşünmeden.
gerçek gelecekte saklı bilmezler,
hayat biter mutluluğu göremeden.
yeni buruklukları gizler alınan her nefes,
kırıldığını fark edip ölüme gidenler.
tekrar başa sarmak için yeterlidir bir ses,
inanma her güzelde saklıdır bir keder.
solgun bir yüz de saklayabilir güzelliği,
unutma en güzeller derinlerde saklı.
hüznü saklamak solgunların eşsiz özelliği,
üç günlük dünyada herkes güzelliğe meraklı.