hayatı uzun uzadıya, açık seçik yaşamayı sever.
oysa şiir sevmek bir sevdadan öte şeydir.
seven insan bilir ki yaşadığını kendi yorumlar. kötü yahut güzel çıkarımını kendi yaparsa hayat o tıpkı şiirde olduğu gibi.
Muhabbet ortasında karşıdaki şahısa konu ile ilgili anlamlı iki dize ile hitap edip muhabbete devam ettiğiniz zaman Aval Aval bakacaktir size. Tercih meselesidir. Yersen tabii. Tamamen ruh meselesidir. Ruhsuz olabilir.
ben de eskiden bu insanlar arasındaydım. daha sonra hayat bana ekşi "an"lar sununca ben de ondan nazım hikmetler turgut uyarlar lale müldürler ve daha daha fazlasını istedim.
şiir sevmeyen değil, şiire bulaşmamış insan olduğunu düşünüyorum. bulaşmazsan, dokunmazsan, bağlanmazsın.
Hiç anlamadım ben bu insanları yıllardır. Şiirden anlamayan insanı anlarım. Çalışmaktan elleri nasır tutmuş; hiç kitap okumaya zamanı, imkanı olmamış insanı anlarım ama bu insanları anlamam. Babama -o ilkokulu zorla bitirmiş adama- bile bir şiirimi okuduğumda dikkat kesilir ve sonuna kadar dinler. Ama bu okumuş adamlar bir şairin okuldaki konferansına zorla gidip yoklaması alınınca pırr diye yok oluveren insanlar malesef. Taa kalbimin içinden acıyorum size, sanata ve sanatçıya saygısı olmayan siz saygısız insanlara.
şiir seven insan duygusaldır kendimden biliyorum hele bide şiir yazıyorsa dört dörtlüktür bence küçük bi çalışmam
onbirinci veda bu onbirinci kriz karşında
diğer onundan daha fazla acı var bunda
sorsa annem herşey yolunda
yalan, yolum yol değil sevdiğim yok yanımda
olsa dahi ne değişecek diyenler var
bu yüzden onların kalbine kar benimkine yağmur yağar
yağan yağmur kardan daha şiddetli bir fırtına
bu sebepten saplanır kalırım çamura, aşkmış gibi
aşmış kendini birkaç kişi, hatta asmış birkaçı kendini
bazıları yüksek yerlerden bile atmış düşünmeden derdini
kimisi yunus emre kimisi fuzuli yazmış derdini
kimisi mecnun kimisi ferhat olup aşmış engelleri .
duygu yoğunluğudur ki kimisinin kalemine tesir eder balatlar yazar şiirler döktürür. kimisinin duygu yoğunluğu resim yapmaya iter kimisinin bir başka sanat dalı. işte böyle duygu yoğunlukları yansıtmada göreceli olduğu gibi görmede de görecelidir. kişi şiir değil de tablolardan görür ahengi... resimlerden görür. mesela duymayı sever okumayı değilde ... mesela şhakespeare'in oyununu kitaptan okumayı değil de sahnede sergilenirken görmek dinlemek daha çok hoşuna gidebilir...