seni anlamak istemiyorum diyen bir kitabı okumaktan vazgectigimi belirttiğim hiç gönderemiyecegim bir sarı zarflı mektuba, hiç yazmayacağım eksik şiirleri bıraktım.
mutluluk belki üzerinde gezilmemis taze yağan karların görüntüsünü sıcak pencere kenarında korunaklı izlemek diyenlere inat soğuk yüzümü kızartan serpintinin bana şömine ateşini hatırlatmasıydı.
çok şarap icilmis anıların zemininde hayali şarkılar dinlemeye meyilli kulaklara, sevda yutmuş sözcükler söylerken, kuyudan çıkarılan
kocaman ciddi bakışlar kızar,
şiir sevmek elbette güzel bir şeydir ama şiirden anlaşılan yalnızca cemal süreya, turgut uyar yahut özdemir asaf ise tehlikelidir. çünkü onun içinde popülizm vardır. bahsettiğim şairler türkçe şiirin tartışmasız en iyilerindendir hele turgut uyar türkçe şiirin doruklarından biridir ama kaymakam ece ayhan'dan, bir uçak kazasında genç yaşında yitip giden ergin günçe'den, filozof melih cevdet anday'dan, iyi aile babası oktay rifat'tan, koskoca nazım'dan, güzelim ahmet erhan'dan bihaber yaşamakla şiir seven erkek olunmaz.
Şairlerin çoğu erkektir ve şiir sevenlerin çoğu da.
Kadınlar şiir gibi incelik isteyen hazlardan pek anlamazlar. Onların tek derdi yüzeysel, incelik istemeyen duyguların ve hazların peşinden koşmaktır.
Kadın şunu der ; şiir karın doyurmaz.
Erkek şunu der ; karnım doymasa da şiirlerim bana yeter.