şiir deyince akla ilk gelenler

entry22 galeri2
    1.
  1. Burada aldatan şair döktürmüştür. *
    --spoiler--
    Neylersin, nereye gidersin?
    Nasıl başlarsın bu şiire!
    Sordukça bir hengâme.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Bendeki bu kaskatı bekleyiş, sonsuz bir arayış.
    Bazen aklım almıyor!
    Suçüstü düşüyorum yüreklere.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Bir ömürlük yaşamı birçok ömre böldüm.
    Ne tadımlık ölüm!
    işi gücü bırakıp son nefese dek aşka gömüldüm.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Başucumdaki kapana bağlandım.
    Benim asıl sancım, açıklarımda kıstırılan göz yaşlarım.
    Hep biraz daha utandıran.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    iyice gizlenmeli. O kadın o kadını;
    O kadın da o kadını bilmemeli.
    Ne seninim ne senin!
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Seni seviyorum! Seni de seviyorum. Seni de...
    Ardından inim inim inlerken buluyorum kendimi.
    Bağışla beni! Bağışlayın beni.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Biri cani der, bir diğeri alçak diyemez.
    Dili düğümlenir anlarsın!
    Benden ne istedin? demesi yok mu?
    Güç durum bu.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Hayal kırıklıklarını, dünya kadar yalanı;
    omuzlarıma alıp yarına taşınırım.
    Tükenirim tükenmesine, ya sonra?
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Gizli bir mutsuzluk sarardım kendime.
    Ateşini uzatırdı, ben en çok ona yanardım.
    Ha bugün ha yarın, anlar diye korkardım.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.

    Uzakta beklediğim bir kadın
    Elimden tutar bir başka kadın
    Yatağımda-kiyle bugün tanıştım.
    Kısacası birkaç kadın.
    belki daha fazlası
    Öyle ki... Bilmiyorum.
    --spoiler--
    0 ...
  2. 2.
  3. Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
    bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git... diye başlayan Faruk Nafız şiiridir.
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. 6.
  8. 7.
  9. (bkz: attila ilhan)

    kimi sevsem sensin

    kimi sevsem sensin / hayret
    sevgin hepsini nasıl degiştiriyor
    gözleri maviyken yaprak yeşili
    senin sesinle konuşuyor elbet
    yarım bakışları o kadar tehlikeli
    senin sigaranı senin gibi içiyor
    kimi sevsem sensin / hayret
    senden nedense vazgeçilemiyor

    herşeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
    sarışın başladığım esmer bitiyor
    anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
    dudakları keskin kırmızı jilet
    bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
    gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
    kimi sevsem sensin / hayret
    kapıların kapalı girilemiyor

    kimi sevsem sensin / senden ibaret
    hepsini senin adınla cağırıyorum
    arkamdan şımarık gülüşüyorlar
    getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
    hani o sımsıcak iri çekirdekli
    senin gibi vahşi öpüşüyorlar
    kimi sevsem sensin / hayret
    in misin cin misin anlamıyorum...
    1 ...
  10. 8.
  11. Orhan Veli Kanık Anlatamıyorum

    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum…
    0 ...
  12. 9.
  13. omer hayyam ve sarap icip cosmakla imana gelmek arasinda gidip gelisi.
    1 ...
  14. 10.
  15. ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
    isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor damarlarımda
    hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
    bir çocuğum şimdi pişman olmak için
    birbiriyle bağlantılı yüzbinlerce yılım var.

    seni sevmem
    bu savaşı
    kesintiye uğratmaz
    ama ordan bakma!
    bu, werther'in
    leş kanını
    gül kılar.

    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    otobüsler olacak, trenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
    saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
    çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.
    gideceğim en eski öykümde devlet denen şirk yazacağım
    göz bebeklerimde kent gördükçe kırılan gıçlar,
    ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
    bu çağın açısını dik tutacaklar.

    bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
    ufka bir bakın ordum akıp gidecek
    elimde çözülecek makina ve cinayet
    marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

    inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
    çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
    ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
    birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
    tanklar tank olup geçiyor üstümüzden
    helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
    memleket sana rağmen ket vururken yarama
    şu çıplak çocuk şu büyük türk şairi ben
    -ve emir "kun" diyor; doğuruluyorum-
    "bu ülke"den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.
    bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
    ik dildar tohum ekecek sözüme yoksa
    ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
    ellerini tutarım ki kudurtucudur.ellerin
    bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
    gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
    ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
    ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

    ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
    lazım gelen gülleri göğsüme gömerek
    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    bunu daha çok küçükken bir film de görmüştüm!

    ah laikse aşkımız biter elbet bir kış baharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yarar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.
    beynime düşer infilak eder

    ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
    olma. yokluğun bulunmaman bedenime larcivert lavlar akıtır.
    nasıl çekip gitmiş bir şaman
    çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    yeniden dünyaya gelsem yeniden seni severim

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum
    isa görüyor şeyhim görüyor ben görüyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
    mıknatıssız bir pusula olarak.

    Ah Muhsin Ünlü
    3 ...
  16. 11.
  17. 12.
  18. bir de;

    ibrâhim

    ibrâhim
    içimdeki putlari devir
    elindeki baltayla
    kirilan putlarin yerine
    yenilerini koyan kim

    günes buzdan evimi yikti
    koca buzlar düstü
    putlarin boyunlari kirildi
    ibrâhim
    günesi evime sokan kim

    asma bahçelerinde dolasan güzelleri
    buhtunnasir put yaptı
    ben ki zamansiz bahçeleri kucakladim
    güzeller bende kaldi

    ibrâhim
    gönlümü put sanip kıran kim

    asaf halet çelebi
    om mani padme hum
    0 ...
  19. 13.
  20. 14.
  21. 15.
  22. 16.
  23. 17.
  24. 18.
  25. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    yorulmuşsundur;
    nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını
    ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
    susamışsındır;
    buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
    acıkmışsındır;
    beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
    memleket gibi yoksuldur odam.

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
    ayağını bastın odama
    kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
    güldün,
    güller açıldı penceremin demirlerinde
    ağladın,
    avuçlarıma döküldü inciler
    gönlüm gibi zengin
    hürriyet gibi aydınlık oldu odam.

    Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

    Nazım Hikmet
    0 ...
  26. 19.
  27. 20.
  28. Gidişine türlü anlamlar yükledim…
    istesem kalırdın…
    istesen kalırdın…
    Gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun…
    Ama sevdim yine de…
    Seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim…
    Son buluşmamızı sevdim…
    Tam giderken, beni elimden tutup çeken seni sevdim…
    Sarılmamızı sevdim…
    Arkama dönüp bakamamayı sonra
    Bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
    Ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur…
    Bir yıldönümü gününde, engel olamadım kendime yoldan döndüm...
    Sen olmasan da sana giden yoldaydım, hatta birazdan evinin önünde…
    Ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını…
    Kutlu olmadı ama!..

    Zeki kayahan coşkun
    0 ...
  29. 20.
  30. şimdi şiir bence senin yüzündür.
    0 ...
  31. 21.
  32. Bambaşka şeyler. Bunu izah edemiyorum
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük