biz ; bir kağıt ve bir kalem gölgesiyiz
melodiler ateşimizdir ,şıp şıp yağmurları ritmimiz
dede nasihatlerinde uyuklardık hatırlarsanız
biz uyuklardık , böyle uzunca yalanların kıyısında
biz oynardık böyle büyükçe
mavice bir göğün altında
dilimiz ise gökçe
gökçe bir dildir
mavice bir göğün altında oynayan çocukların konuştuğu
ne zamandır neden ölmüyorsun? sorusuna cevap arıyorum:
şiirlerim var benim,
en güzelinden.
onların satırlarında ölüyorum.
her hecesine ayrı kan kusuyorum.
onlar beni sevmiyor.
içimde fırtınalar kopuyor.
yüreğimdeki dipsiz denizimde,
altımdaki küçük salla yol alıyorum.
sandalım, fırtınama kurban gidiyor.
denizimden kan fışkırıyor her yerime.
yüreğimin duvarlarının her bir tuğlası,
nefret kusuyor yüzüme.
duvarımın dibine çökmüş,
sevgi kaybından ölüyorum.
kimse bilmiyor.
kendime kızıyorum.
kan damlaları saçlarıma dökülüyor.
kırmızıya bürünüyorum.
kan her yeri ele geçiriyor.
anılarımda kendimi bulamıyorum.
bedenime, yüreğime yerleşemiyorum.
her birisi,
ayrı yabancı, ayrı el ruhuma.
hepsi beni hor görüyor.
herkes gibi.
ı.
bir göz kaldı yıkılmaz duvarlarda
bir gözleyişin sonu dizildi ardına
son şarkıların tükenişine karıştı anılar..
bir delinin hikayesi söndü mezar taşlarında
eskicilerin eskittiği yamalı bir kumaşa sarıldı umutlar
son gün batımında kaldı son öpüşün sonsuz tadı.
ıı.
oyunun ortasında
oyunlar oynanır.
tiyatrolar samimiyetle
kavgalar gerçekçe.
sisler içinde gülüşler hatırlanır
ve bazen eğri bir çam dalına asılmış hırkalar
toz, toprak ve uzaktan sırıtan ölüm.
bembeyaz gecelerin esrik şarkılarında tekrarlanır
soğuk isyanın tükenmiş cümleleri
ve bazen eğri yollarda bir umut gelir
yine gider sonra
gider
gider..
hiçler yurdunda söner bir acı çiçek daha.
şimdi dallarda bir bahar havası
Ki bunlar sonbahar saadeti,
Ne bilsin dallar, çiçekler
Aşka susamış bülbüller.
Sonra deli bir rüzgar eser
Yıkılır tüm hayaller.
Başımda bir sonbahar aymazlığı
Kalbimde bir aşk yanğını,
Sonra deli bir rüzğar eser
Bu devinim beni tarumar eder... (bu bir l. can b. şiiridir.)
hep hayal ediyorum seni.
fakat duyamıyorum sesini.
tutacağım bir gün ellerini.
beraber göreceğiz tüm düşleri.
kurtaracak olan aşk bizleri.
geçeceğiz bu düşüşleri.
kavuşma kelimeleriyle anlatacağız hikayemizi.
belki bir kağıda,
belki dolunaya bırakacağız izlerimizi.
gökyüzünün korkutan, derin rengi
çeker mi dibine, gizler mi bizi?
içine alıyor tüm galaksileri;
kavuşmamızın kelimeleri.
Özlenir,
En çok ne özlenir?
Sevgilinin sesi, gözü, kaşı, bakışı
Uzatılmaya çalışılan sakalları
Sola taranan saçları
Masumca bir tebessümü...
Özlenir.
Adam gibi adamlığı
Ben burdayim diye konuşan efendiliği
Güven veren duruşu...
Ah, aklıma düşüyor yine o kaşları
Kaşları ki gözümden çıkmaya hiç niyeti yok
Sonra gözlerim iniyor dudaklara
Dudaklariysa bir şah eser...
Ve içimde bir deli çığlığı:
Unutulur musun ey sevgili!
Özlenir.
Hani usta ne demiş:
En çok ne özlenir
En çok ne uzaksa o özlenir.
Özlüyorum seni...
17.09 2015.
Çatlakmargrit
Hasret denilen denizde yolunu arayan bir balık
Uçsuz bucaksız görünen dünyamdaki tek karanlık
Aşkınla yanarken bak şimdi kimlerlesin
Ananın ta amını sikeyim bunu bilesin. *
Son kibritimdi sana ait umutlarım,
tirkakiydim, sen gelirsin diye yakamadım.
sıcaktı, rüzgara ihtiyacı vardı odamın,
sen üşürsün diye pencereyi açamadım.
sır dolu bakışların bana sevgilim
bana mono lisa'yi hatirlatiyor.
o da senin gibi derin bir mana taşırdı
o yuzden yuzlerce yildir cozulemedi...
... Grp 3 ...