şiir denemeleri

entry184 galeri11
    1.
  1. hepimizin deneme yapacagi bir sayfa. bir entry. herkes bir seyler yazsin, icimizde kimbilir ne cevherler vardir.

    ben baslangici yapayim...

    ayakkabi:

    ayagimiza giyeriz , bizi heryere götürür,
    ister sevgiliye götürür, ister askerden getirir,
    bazen dostluklari bazen aciyi bitirir,
    neler dersin bir dile gelsen ayakkabi

    kadinlarin abarttigi
    hesaplari kabarttigi
    cigerleri daralttigi
    bir nesnedir ayakkabi

    converse adidas nike gucci
    bazisinin ki ucuz, fiyati bazinin feci
    bize lazimdir ama ama ihtiyac duymaz ona keci
    sen ne önemliymissin ayakkabi

    verilen ona degildir atilmis para havaya
    kimisinin övünc kaynagi onlar bakmaz tavaya
    paralari vardir, giyip giderler ickiye biraya
    arabadan da önemlidir, ayakkabi

    paganviodio
    (nasil ama?)
    4 ...
  2. 2.
  3. aşk derin bir mesele,
    gel sırtımı kesele..
    5 ...
  4. 3.
  5. Papatyalar gül açmış, ellerinde poğaça,
    Madem yüzme bilmiyon, niye çıktın ağaca,
    Ben annemi çok seviyom, yaşasın 23 Nisan!

    Dizeleri ile cevap vermek istediğim, devrimizde her önüne gelenin kendini şair sandığını onaylayan, sanıkları tahrik eden entry.
    2 ...
  6. 4.
  7. kitabı çıkan yazarın, bir süre sonra silmek zorunda olduğu şiir denemeleridir.

    (bkz: #5489725)
    1 ...
  8. 5.
  9. Bıraktığın anılarınla
    Ben sensiz yaşayamam
    Anılar yetmez bazen
    yanındayken sevmenin yetmeyeceği gibi
    özlediğinde yanına gelip
    özlemini dindiremeyeceğin gibi
    yetmez bazen hiç birşey
    bazen sen bile yetmezsin sevdiğine
    yetmediğin için bitmezsin hiç bir zaman
    öyle sevdirmen gerek kendini.
    bitmeyecekmiş gibi.
    2 ...
  10. 6.
  11. Ufak mısın tefek mi? Nesin sen benim yüreğimde?sızılı bir yara mı
    kan mı o gözlerinde tutuşan?
    niçin anlamazsın
    insanlar vefasızdır
    hep sağa sola acıyla savrulan???
    1 ...
  12. 7.
  13. inanmak zor yokluğuna­­
    varlığını özlemekten başka ne kaldı ?­­
    uçuşan saçların deli rüzgarda­­
    üşüyen vücutların örtüsü aşk vardı­­

    gerçek değil miydin acaba?­­
    kafamda yarattığım bir hayal miydin sevgili ­­?
    olsun hayatta sonunda uyanılan bir rüya­­
    uyandım aklımda bembeyaz tenin kaldı­­

    dokunuşunu hissettim omzumda­­
    gülen gözlerinle dur karşımda­­
    bir dakika gibi geçti onca zaman­­
    geriye çektiğimiz fotoraflar kaldı­­

    incecik sesinde mi yoktu aslında ?­­
    ben bu kadar kusursuzunu yapamam ki kafamda­­
    çok oldu gideli diye mi bu muamma­­ ?
    geriye içimi eriten gülüşün kaldı­­

    tüm gerçekdışılığına rağmen sevdim seni sevgili­­
    dönüp gidişin aklımda ama bilmem nereye gittiğini­­
    arasamda bulamam ne seni ne sen gibi­­
    geriye sensiz geçeceğini bildiğim günler kaldı­­

    yoksun sevgili inanmalıyım artık­­
    inanmalıyım artık aslında hiç olmadığına­­
    karşılıksız aşk mı, takıntı mı, her ne boksa!­­
    geriye acıdan kıvranan ben kaldı­­
    1 ...
  14. 8.
  15. çıkıyorum evden tek gidişlik bir bilet almaya,
    karşımda bir rüzgar beni engelliyor.
    gözlerimden bir damla yaş süzülüyor,
    rüzgar aynı hızda siliyor gözümün yaşını,
    malum fizik kuralları.
    yalnızlık biletimi aldım dönüyorum,
    rüzgar arkamdan itekliyor,
    fazla vaktimin kalmadığını söylüyor,
    vedalaşmak için.

    guIll
    1 ...
  16. 9.
  17. 10.
  18. seni görünce ağzım açık kalıyor,
    hayallare dalıyorum,
    planktonla besleniyorum.

    guIll
    1 ...
  19. 11.
  20. hadi beni bırak hani komşular,
    işte böyle diyor o bunak,
    komşular da onu ayıplar
    nerde kaldı kafiye uyak?

    biri gider adaya
    kıçını yalatmaya
    nihat denen herif var,unutma
    gidyoz şimdi kaymaya.

    düşündüm, taşındım,
    tadım az ama kaşındım,
    kim ne derse susturdum,
    haydi şimdi içmeye hacılar.

    seçim meçim boş işler,
    padişah olmuş, tahtı keşişler,
    bi püskevüte taşak geçişler
    içinde bir kaset olmalı.

    şöyle bi baktım yeter mi
    bu başlık beni keser mi,
    sözlükçü kardeşler beni yerer mi,
    saçmaladım evet, affola ey dostlar...
    1 ...
  21. 12.
  22. olsaydım olsaydım
    koynunda olsaydım
    girseydim girseydim
    bacak arana girseydim

    sevseydim sevseydim
    göğüslerini sevseydim
    ölmeseydi ölmeseydi
    kuşum ölmeseydi

    ah ben senle neler yapardım.**
    2 ...
  23. 13.
  24. Viasey

    Uzundu hikâyesi, anlatmaya başlanamayacak;
    Ulaşılamayan şehir Viasey'de bir sevilen vardı.
    Viasey'de, armonik, hali-hazırda özdeşleşmişti adı.
    Hiç görmediği yerlere özlem duyan, seven vardı, bir genç;
    Duyduğu hasret ne şehre idi, Viasey'e, ne güzelliklerine..
    Ne romantik anlar yaşatan ışık şehri Viasey'e, ne O'nun şaaşalı köylerine..
    Tüm hayallerinin, ölümünü de yaşamını da, ruhuna işlendiği şehir idi Viasey.
    Görüntüler vardı aklında, gündüz hayalcisi bu gencin.
    Sokaklarında yürüdüğü ancak görüp de dokunamadığı, konuşamadığı üstelik,
    Sevdiceği ile Viasey'de.
    Mavi, kızıl ışıklar ile üstüne örttüğü yapay güzellikleri ile nehirleri,
    Islak, parlak ve parkeleri ile sokakları, zihninde bir dünya idi Viasey.
    Uzaklaştıran, bağlayan, prangalar vuran pahalı, zavallı tüketim odacıkları,
    Cennet illüstrasyonu ile yetiştirilmiş ağaç ve altına düzdükleri kaldırım taşları,
    Kesinlikle hayalini kurduran bir şehir değildi Viasey.
    Yalnız, gel gör ki bu genç, içinde barındırdığı ihtirasa bir anlam katmaya çalışıyordu.
    Bir açıklama ya da gerekçe, neden Viasey sualine.
    Öyle ki bu uzaklaşmış, mesafe koymuş ruhbanlarla arasına, şehir;
    Sevdiceğine atmosferinden hava, bulutlarından yağmur damlaları..
    Fırınlarından sıcak, kızarmış hamurlar, dağlarından temiz ve berrak sıvı sağlıyordu.
    Hayat verendi sevdiceğine Viasey, almasını en son istediği -sevdiği genç tarafından- , canını.
    Öyle ki bu, yapay güzellikler ile illüzyon izleten gözlere, şehir, Viasey,
    Sevdiceğinin gözlerine güzel geliyordu, terk etmesi güç köylerine bağlıyordu.
    Tek korkusu vardı gencin, sevdiceğini sevdirmesi idi kaldırımlarından yürüttüğü bir başkasına Viasey'in.
    Tek "avuntusu : " ise "karanlık" ve "kırıcı" bekleyişte Viasey'in katı vicdanına ve seçimlerine; seçebileceği,
    "Dur ne olur!" demesiydi günlerce, dua edercesine ancak dua etmeyerek, tüm hücreleri ile isteyerek:

    "Beklet. Beklesin. Ben görmeden gitmesin. Kaldırımları yalnız yürütmesin, ıslak ve soğuk kış günlerinde.
    Viasey! Beklet, beklesin. ismini anıyorum, rüzgârlarla gönderiyorum arzumu diyarına, yapışkan ve kasvetli yaz günlerinde."

    Serenattı bu, gencin tek sahip olduğu, ulaşacağı güne kadar tutunduklarından biri olduğu.
    Rüzgârın şefliği eşliğinde, kuşların melodik ıslıkları ve gök gürültülerinin ihtişamlı katılımı ile.
    Aşkı gibi doğal, sade ve basitlik içeren bir serenattı bu; gencin "her gün" farklı motiflerle süsleyerek işlediği.
    Günübirlikti sözleri, hüzündü bazen, kederdi. Tutunması gereken huzur, kaybetmemek üzere elde etmek istediği,
    Her anını sevdiceğinin hayali ile "vücut buldurduğu" mutluluk idi bazen.
    Görüntüler. Görüntüler vardı her gün gözlerinin önünde bu çaresiz gencin. Sevdiceğine sahip olan Viasey şehrinde.
    Sonunu düşünmek istemiyor, orada hep mutluluğu ve kavuşmayı barındırıyordu.
    Viasey ne kadar tutsak etse de O'nu, O sevdikçe sevecek, bulundukça bulunacaktı genç, Viasey'de.
    Zalimdi şehir!
    Zalimdi yolları.
    Zalimdi mesafeleri Viasey'in.
    Zalimdi zaman, geçirttirmiyor muydu Viasey, topraklarında zamanı hızlıca?
    Zalim Viasey! Zaman da tutsaktı orada.
    Sevdiceği de tutsaktı orada.
    Parkeleri, pahalı, zavallı tüketim odacıkları, cennet illüstrasyonu ile yetiştirilmiş ağaçları ve
    Altına döşediği kaldırımları ile bir hayal dünyası idi Viasey bu gence. Hayalini kurmadığı yalnız,
    Sevdiceğine hava olan, su olan ve O oradayken orada olmaya çalıştığı şehirdi Viasey.

    Serenattı bu, gencin tutunduklarından biri:

    "Viasey! Ulaşılamayana ulaşılamaz diyar olmuş.
    Yârime yar etme, ümidime kar düşmesin.
    Hayalimi bulandırma, hayalime yar etme, karanlığıma kar düşmesin.
    Viasey! Zamanı tutsak etmiş, sevdiceğime zindan olmuş."

    Rüzgârın şefliği eşliğinde, kuşların melodik ıslıkları ve gök gürültülerinin ihtişamlı katılımı ile,
    Aşkı gibi doğal, sade ve basitlik içeren bir serenattı bu; gencin "her an" farklı motiflerle süsleyerek işlediği.
    3 ...
  25. 14.
  26. gecenin tutsaklığında yine seninleyim
    vücut diliyle konuşmayı başarabildiğimiz anda
    kafa tut zamana,
    istemesem de o anda yaklaşıver yanıma...
    sanır mısın ki her sevişmek sevmekten ibarettir sevgili
    sanır mısın ki sevgi sonsuzdur?
    kendimizi yerip inandırmaya çalıştığımız anda
    aptala bürünerek "seviyorum" deriz aslında.
    (made in kemikci)
    saygılar...
    1 ...
  27. 15.
  28. kapımı sarsma öyle
    her yerden kuşattın
    bırak bu kapı arkasında saklanayım dedi
    deprem dinler mi saklanmak
    dayanmış bir kere kapıya .
    2 ...
  29. 16.
  30. oysa ben seni seviyorum
    beni severmisin bilemiyorum
    oysa ben seni düşünüyorum
    sende beni düşünüyormusun
    sorularıma evet mi diyorsun.
    3 ...
  31. 17.
  32. hayal ile oluşturulmuş dünya'da
    gerçeği gören küçük kız,
    umudun çok uzaklarda
    ulaşmak için engeller konmuş,Kaf dağı!
    yorulmadan yürümen gerek küçük kız
    dinlenmek bir uykuysa
    uyku sana bir engel,
    öyleyse dinlenmek yok küçük kız...
    1 ...
  33. 18.
  34. babam
    anlamsızdı sana olan sevdam
    seviyordum dile gelmeden
    izliyordum hisstirmeden
    ayagima batan diken
    kursundu gogsunde
    gozun gozlerimin onunde
    kalbim sıcaklaıgını hisettiğinde
    baba
    biz uzaktık birbirimize sıkıca sarılsak bile
    platoniktik belkide
    sen sevginle bogmaktan
    ben kendimi anlatamamaktan korktum
    baksak goremedik
    konussak anlaşamadik
    sarılsak ağlayamadık
    babam
    belki anlamsızdı sevdamız
    herkes gibi baba oğul değildik
    ama biz birbirmizi herkesten çok sevdik.
    1 ...
  35. 19.
  36. nesnemdi kalbim , koptu cümleden
    hiç bir bağlaçla bağlayamazsın.
    fiillerim çekimsiz artık ,
    gizli öznem olmayacaksın...
    3 ...
  37. 20.
  38. ateşinin düştüğü yerden, parmak uçlarımda aradım seni bugün.
    yazdım yazdım yazdım..
    bir türlü terleyip düşmedi, kalemimin gölgesine varlığının özlemi.
    gitmiş olamazdın!.. Çıkmış hiç!

    ihtimalini düşündüm, iliklerim sızladı.

    apansızın zihnimde yokluğuna dair biriken kabuslar, uykumun tatlı yerini örtmeye çalıştılar.
    vakit yokluğuna takılmıştı bir defa. iflah olmaz, arsız varsayımlar beynimi gevelerken
    korktum, çok korktum.
    gitmiş olamazdın!.. çıkmış hiç!

    suskun bakışlarıyla söven,
    kavruk geçmişine asil duran asi kadın!..
    şimdi söyle bana

    hangi yanımda kaldın?

    bi sigara daha
    3 ...
  39. 21.
  40. DÜŞÜNDÜRÜYOR MUYUM?!

    girdapta sürüklenen biri gibi,
    hırçınlaştıyor mu sevgim?
    zorlaştırıyor muyum?!
    hep eksik geliyor mu bütün güzellikler?
    tamamlanamayan çeyrekten de az tam olmaya,
    anlar kadar yakın ,anlar kadar uzak,
    altüst ediyor muyum?!
    kurmaya çalıştığın hayalleri?
    DAHA ÖTESi SENi!
    korkutuyor muyum?
    gönül dilinden düşmezken adın,
    beden dilinden düşüverirsem diye?
    meraklandırıyor muyum?
    ramak mı kaldı bitmeme!
    yalan mıydım gözünde dahası gönlünde!
    boş verişlerin oluyor muyum?
    bir türlü boşvermeyi beceremediğin,
    hem unutmak istediğin,hem istemediğin?
    SAHi NEYiN OLUYORUM YABANCI?
    kendi özünde bu kadar tanıdıkken,
    yabancılaşmayı beceremediğin..
    hep bildiğin olmayı becerebiliyor muyum?!
    saçmaca gülüşlerin,
    bedensiz arkadaşın,
    sözsüz dert anlatışın,
    simasız bakakalışın,
    sözle anlatılamayışın,
    DAHA NiCESi OLABiLiYOR MUYUM?!
    ..
    2 ...
  41. 21.
  42. 22.
  43. Hatırlar mısın yine böyle bir güz mevsimiydi,
    Hayallerimiz, umutlarımız
    Beraber yapacağımız sözler vardı.
    Hatırlar mısın sana yaklaşmanın ürkekliği vardı
    Evet bu sefer, benim için başka dönecekti bu dünya
    Hatırlar mısın..
    Dışarıda yağmur yağıyor, akan gözyaşlarım gibi.
    içimde sonsuz bir acı.
    Aynalara bakamaz oldum, yüzümdeki çizgilerden,
    Bu güz bilmem kaçıncı yıl dönümümüz,
    Sen beni unuttun, ama ben seni unutamadım..
    0 ...
  44. 23.
  45. bir rüzgar eser ansızın ve sen,
    çorbamın tuzu olursun.
    tanıdık kokular çalınır burnuma ve sen,
    damağımda kalırsın.
    taze bir nefes dolar ciğerlerime ve sen,
    kalbime ulaşırsın.
    çıkar gider rüzgar içimden ansızın ama sen,
    aklımda kalırsın.
    2 ...
  46. 24.
© 2025 uludağ sözlük