sağda solda en çok duyduğunuz cümlelerin ana öznesi iran;
+ iran olmayacağız!
+ türkiye'nin iran gibi bir şeriat rejimi olmasını istemiyoruz!
+ iran cik cik cik!
daha neler neler var duydukça kahkahalar atmama sebep verip kör kuyuların dibindeki balıkların kafasına fındık büyüklüğünde taşlar atmamama sebep olan. ama var sonuçta bunlar.
peki her şey sanıldığı kadar basit mi gerçekten?
iran bir şeriat rejimi mi örneğin kabul ettiğimiz manada? ya da şu cümleyi bir müslümanın kurması ne kadar doğru?; "ben müslümanım, orucumu tutup namazımı kılıyorum ama şeriat rejimini istemiyorum abi, türkiye iran gibi olmasın!"
şeriat'ın "allah'ın kuralları" olduğunu biliyoruz. bir insan hem müslüman olup hem de şeriata karşı olabilir mi? saçma. bir müslüman -yani allah'a teslim olmuş kişi- allah'ın kurallarına karşı çıkmamalı bu mantıkla. peki nasıl oluyor da böyle söylemler ortaya çıkıyor?
iran bir islam rejimi midir demiştik. iran bilindiği üzere şii bir kommunite ve sünni islamdan bariz farklarla ayrılıyor. ritüelleri, inançları, akaidleri bakımından bir çok islam alimi tarafından sapkın olarak da görülen bir mecra içerisindeler. bundan sebep insanın aklına şu soru gelmiyor değil; "iran'daki rejim ne kadar şeriata uygun?" ya da "iran gerçekten bir şeriat rejimi midir?"
örneğin hangi şeriat rejimi başka ülkedeki bir türbeyi ** tonlarca saf altınla süsleme işine girişir? bu şeriata uygun bir eylem midir gerçekten bu kadar aç ve fakir müslüman sefalet çekmekte iken?
işte tüm bunları hiç aklına getirmeden, bilgi sahibi olmadan, ezebere konuşursanız ortaya çıkan anlam rezaletini de kimse toparlayamaz malesef. zihinlerinize giydirilen kalıplarla, kronikleşmiş sloganlarla bu kadar oluyor. bu düşünce sistemi neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor!
iran'la türkiye'nin arasını bozmak için yapılmış komik bir kavram sapması işte. buradan birileri mitinglerde bağıracak "iran olmak istemiyoruz!" "mollalar iran'a" diye, zaten limoni olmaya müsait iran'la aramızdaki ilişkiler hepten güme gidecek. amaçlanan bu.
peki türk insanı bu numarayı yutuyor mu? malesef evet.
sanıyor ki iran'daki mezhep yoğunluğu türkiye'dekiyle eşdeğer. sanıyor ki iran'da uygulanan rejim bir zamanlar osmanlı'nın da uyguladığı sünni şeriat rejimi. bir bakıyor iran'a, -tabii ki yine bu iddialardan kazanç arayanların kaynaklarından, medyalarından- olağanüstü baskıcı, yobaz, bilmemne bir yer. çıkıyor diyor ki ardından sanki çok büyük bir şey açıklıyormuş gibi bir hallerle bir edalarla; "şeriat istemiyorum, türkiye'nin iran olmasını istemiyorum."
halbuki dön bir bak fatihlere, kanunilere, yavuzlara. o dönemin tarihini, kültürünü, sosyal yapısını bir incele. sonra bunu getirip bugün kü iranla bir kıyasla. aynı mı değil mi bi karşılaştır be adam. sokağa dökülmüş civciv gibi çıkıp "şeriata hayır, iran olmak istemiyorum" gibi bilgiden yoksun cümleler kurma.
ben mi çok takılıyorum böyle şeylere, millet mi bir garip anlamadım ya.
mesele mezhepler değil,sınırlardır.oto boka herşeye haram diyen görünen islam hukukçuları her nedense ''sınırlar haramdır''meselesini tartışmaz.
sınırları buldozer gibi ezen eski yüzyıllardaki islam alimleri mobildir.ülke ve ırk ayrımı yapmadan kmlerce yol alır,meclislerde söz alır,kulis yapardır.
mevcut yeryüzü kurallarında ise türkiyeli bir müslüman ile iranlı bir müslüman ancak hac farizasında bir araya gelir,omuzları yanyana olduğu halde secdeye varır,namazın sonunda selam sonrası bir daha birbiriyle görüşmez,meseleleri kritik yapmaz.
o yüzden bu konuyu açan aciz insan meselenin iç boyutuna derinlemesine girmekten imtina eden beyniyle ülkeler arasındaki şeriat prensibini tam da frenk ve siyonist reflekslerle yorumlar.
bakınız(o bakınızdan değil)şu an islamcılıkta iki temel ilke birbirine baskın gelmeye çalışmaktadır.ilki;frenk dostluğu ve emperyalist ağızla medeniyetler çatışmasını onların kıçının yalanarak veya onların silahlarıyla silahlanalım tarzında kendilerine mercedes edinerek hallolacağını zannederler.
ikinciler ise karnını bir tas çorbayla da doyuracağına iman edip,islamın en büyük kurumu olan mustazaf ve dervişlik kurumlarıyla islam bayrağını gezegenin her karışında dalgalandırmayı arzu edenler.
sonuç:kelimeyi şahadet getirilen bütün yeryüzü müslümanların vatanıdır.yok iran rejimi böyle yok altınlı işlemeler felan diye geğiriceğine estagfurullah diyip,kulluk vazifelerinin gereğini yap yeter.ya da (bkz: gölge etme başka ihsan istemez)
iran'daki yeşil darbe senaryolarının "özgürlük için yapıldığını" sanmak kadar saçma olamaz. Siz değil miydiniz ülkede alevi avına çıkıp aydın yakan. Sizin padişahınız Yavuz değil miydi 40.OOO tane şia'yı kılıçtan geçiren. Şimdi de kalkıp biz farklıyız diyorsunuz. Doğrudur, sünniler şialar kadar onur sahibi olamamışlardır; genetik açıdan sami ırkına bağlı oldukları için içlerindeki judaik-islam aşkı bambaşkadır. Geçiniz.
iran ile türkiye halkının genlerinin ve kodlarının farklı olduğu bir manada doğrudur.keza iran da devlet baki ama rejimler değişkendir.
türklerde ise; ordu ve toprak kutsallığına verilen öneme binaen rejim aynı devletler değişkendir.
osmanlıya islam bayrağını dalgalandırma açısından,kendilerine Allah razı olsundur. ama anadoluyu medenileştirme ve islamın öngörmediği kutsalları yıkma girişimi projesine, ehemmiyet vermemiştir.
Hatalı olmakla birlikte özdeki fikri değiştirmez. iran bir şeriat devletidir, mollalar tarafından idare edilir, şeriatın ve mollaların şii veya sünni olması birşeyi değiştirmez, türkiye iran gibi, afganistan gibi, suudi arabistan gibi, malezya gibi bir islam devleti olmayacaktır.
Ayrıca bu hatayı mal bulmuş magribi gibi göze sokmak, retorik aracı yapmak; "iran şii, biz değiliz; o zaman bizim getireceğimiz sünni şeriatı olacak ki o da şahane birşeydir" demek anlamına gelir, yemezler.
Kemalizmin de kimseyi şii rejim gelecek diye korkuttuğu ve dezenformasyona uğrattığı filan yoktur, götten element uydurmayalım.
aynı kişiler neden azarbaycan' ın türkiye' ye o kadar yakın olmak isterken bizim uzak durduğumuzu da anlayamaz çünkü azeriler de şiidir ve hatta bugün iran' ın dini lideri ayetullah da azeridir ama bunlar nedense pek dile getirilmezler.