anksiyetenin ilerlemiş ve insanı bunaltan halidir. durup dururken korkarsınız. arkanızdan hızla yaklaşan biri acaba beni tehdit eder mi, beni vurur mu, soyar mı gibi sorular sorarsınız. yüksek bir dağ yolunda hızlı giden arabayla seyehat ediyorsanız acaba kayıpta aşağı yuvarlanır mıyız gibi sorular sorarsınız. herkesin size baktığını hissedersiniz. ceseratliyseniz cesaretiniz yerle bir olur. biri sizi kavgaya davet ederse hemen seneryolar yazılır, ben kavga ederken arkaları gelip beni linç ederler mi, acaba çok kişiler mi, bıçaklarlar mı, sonra ne olur gibi saçma sorular ile bunalırsınız. fazla samimi olmayan ama arkadaşınız şakasına mal bile dediyse onu düşünür durursunuz. nefret ettirir. şiddetli anksiyete bozukluklarının en kötü getirdiği şey derealizasyondur. her şeyden koparsınız, etrafınıza mal mal bakarsınız. nesnelere anlam veremezsiniz. ben kimim, neyim, bu dünya nasıl yaratıldı gibi sorular sorarsınız. imanlıysanız ister istemez dinden uzaklaşırsınız. hiç geçmeyeceğini zannedersiniz. en kötü psikolojik hastalıklardandır.
erken tanıyla geçebilecek hastalık, fakat ilerlerse çok kötü sonuçlarda doğurabilen hastalıktır. şiddetli anksiyete bozukluklarının tedavisi hem zor olup hemde bireyin zamanlı ve sabırlı olması gerekmektedir.
En son lise yıllarımda geçirdiğim fakat son zamanlarda bende tekrardan ortaya çıkmış hastalık. Sanırım tekrardan psikiyatri ye görünmem gerecek. Gerçekten kötü.
