"lat, menat, uzza Allah'ın kızlarıdır, bundan sonra ne isterseniz onları aracı yapın" ayetidir. islam dünyasının ilk tarih kitaplarına göre muhammed bu sözleri önce ayet olarak mekkelilere bildirmiş, ardından Allah bunun şeytanın uydurması olduğunu söyleyince bu sözler Kuran'dan çıkarılmıştır. Salman Rushdie'nin kitabı da bu konuyu işler.
"şeytan ayetleri" diye ünlenen sözlerin önce kuran'a ayet olarak sokulduğu, bu sözlerde "lat, uzza, menat" adlı tanrıçalar övüldüğü için putataparların, peygamber ve inanırlarıyla birlikte secde ettikleri, bir olay olarak kaynaklarda yer alır. konu, bilim
namusu içinde ve soğuk kanlı olarak tartışılmalıdır. telaşa, heyecana gerek yok. ortada bir olgu, bir gerçek varsa -ki vardır-, "hayır yok böyle bir şey" demekle yok olmaz.
kimi polemikçiler, humeyni'nin cinayete azmettirici fetvası doğrultusunda tutumlar sergilediler. ve saldırı üstüne saldırıda bulundular.
şimdi, olayın gerçekliğini dile getiren kanıtları görelim:
1-"şeytan ayetleri" olayına değindiği , bu olayı dile getirdiği savunulan ayetler:
a) hacc suresinin 52. ayeti ve izleyen ayetler.
52. ayette, her peygamberin okuduğu şeye, şeytanın bir şeyler kattığı ama tanrının, şeytanın kattığını hükümsüz bıraktığı ve kendi ayetlerini geçerli -sağlam kıldığı, anlatılır. görüldüğü gibi anlatım, şeytan ayetleri diye bilinen ayetlerin, kuran'a sokulup sonra çıkarıldığı, sokanın şeytan, çıkaranın da cebrail aracılığı ile tanrı olduğu yolundaki ifadelere uygundur. zaten tefsirler de bunu için bu ayetleri, olayın yansıtıcısı olarak görürler. 52.ayetten sonraki ayetlerde de aynı olaya uygun anlatımlar bulurlar.
b)isra suresinin 73. ve 75. ayetleri:
bu ayetlerin anlamları şöyledir:
"ey muhammed! seni, sana vahyettiğimizden uzaklaştırıp daha başkasını ileri sürerek bize iftira etmeye sürüklüyorlardı nerdeyse. o zaman seni dost bulacaklardı. eğer seni pekiştirmiş olmasaydık, andolsun ki, onlara eğilim gösteriyordun, az kalsın. o zaman sana, yaşamı da , ölümü de kat kat azab biçiminde tattırırdık. sonra da bize karşı bir yardımcı bulamazdın."
2-hadisler:
hadis 1: "peygamber mekke'de necm suresini okurken secde etti ve onunla birlikte,-aldığı toprağı alnına götüren yaşlı birinin dışında müslüman ve putatapan herkes secde etti." kaynak: buhari( hadis no:555), tirmizi ve öteki hadis, fıkıh kitapları.
soru:
1-peygamberin can düşmanı diye nitelenen putataparlar nasıl oldu da, muhammed ile bir araya gelebildiler?
2-putataparlar nasıl oldu da, muhammed ile birlikte secde ettiler?
bu soruların karşılığını bulabilmek için, bundan sonraki iki hadis iyi incelenmelidir.
hadis 2: "peygamber mekke'de iken necm suresini okuyordu." lat'ı, uzza'yı ve bir öteki, üçüncü (put) olan menat'ı gördünüz mü ? diyen yere gelince şeytan, peygamberin diline şunu atıverdi
"işte bunlar, yüce turnalardır. şefaatleri de elbette ki umulur." bunun üzerine putataparlar: "muhammed daha önce değil, bu gün tanrıçalarımızı iyi sözlerle andı!" dediler. yine bunun üzerine peygamber secde etti ve onlar da secde ettiler. işte bu nedenle de tanrı şu ayeti indirdi:
"(ey muhammed!) senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına, bir şeyler katıp bırakmasın. tanrı, şeytanın bıraktığını bozar, kendi ayetlerini güçlendirir. tanrı bilendir, hikmetlidir." (hacc suresi, ayet:52) (anlatan peygamberin
arkadaşları: abdullah ibn abbas'ın da içinde olduğu bir topluluk. kaynak: süyuti, ibn hacer)
ve çok açık görülüyor ki:
putataparların peygamberle birlikte secde etmelerinin nedeni :"peygamberin üç putu (lat, uzza, menat) öven sözlerle anması ve bunu, ayet olarak okumasıdır." bu sözlerin oluşturduğu ayetler, tanrının ayetleri değil "şeytanın ayetleri"dir. bu ayetler sonradan
sureden çıkarılmıştır. hacc suresinin 52.ayetinde anlatılanda budur.
bu konuda uzun söze gerek yok. islam dünyasının en büyük uzmanlarından suyuti ve ibn hacer "hadis"i sağlam ve olayı gerçek kabul ediyorlar. süyuti'de, ibn hacer'de hangi hadisin sağlam, hangisinin çürük olduğunu en iyi bildikleri islam dünyasında kabul
edilegelmiş uzmanlardır. ve bunlar için de "dinsiz, islam düşmanı" suçlaması yapılamaz.
Peygamber Efendimiz içinde putların adlarının geçtiği bir âyeti okuduğu sırada (bu âyet bugün de Kur'an'da vardır, sonradan çıkarılması gibi bir durum yoktur) orada bulunan putperestler bunu duyarak putların adı geçiyor diye yere kapanmış, bu olay kulaktan kulağa yayılırken yanlış anlaşılarak Peygamber Efendimiz ile Mekkeli müşrikler anlaştı zannedilmiştir. Bu olayı çarpıtarak güya bir âyet gelmiş, bu âyette putlar övülüyormuş, vs. gibi palavralarla Kuran-ı Kerim'in itibarını düşüreceklerini sananlar aslında kendi kendilerini itibarsızlaştırmaktalar.