mesafelerin uzaklığınca sana yakın olmanın hazzını tadıyorum der şair muzaffer aktuğ. işte öyle bir şey seninle paylaştıklarımız. ruhundaki asalet harflere inerken satırlarda bir hüzün dolaşıyor. seviyorum ben bu yazarı okumayı. cümle sonundaki nicke bakmadan bile insanlığı süzülüyor.o kadar güzel yıkamış ki yüreğini bahar yağmurlarında ve gönül terası o kadar verimli ki. ne ekse on misli dönecek ona.
dualarını benden esirgemeyen gönül güzeli, victor hügo'nun dediği gibi beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır. şimdi benim için takvimleri sayma zamanı.
ben bir akdenizde deniz kızı sen karadenizde gel ortada buluşalım. entrylerimizi dünyaya yayalım .*
bi kaç kere yazınızı beğendim tarzında mesajlar atmış , ben dahil bi çok kimsenin sinirini boşaltmak , gerçek hayattan kaçıp birilerine satışıp rahatlamak ya da kız kaldırmak için girdiği sözlükte kompleksiz takdirini gösteren adamlar olduğunu da göstermiştir..kaldı ki , benim yazılarımı beğeniyorsa , bi çok kişinin yazılarını beğenmesi ,yani kendi dışında başkalarını da okuması olası , bunların ilginç sayıldığı şu ortamda şahsım adına onu "emsalsizlerden bi tanesi" yapan özelliklerden..
olsem, arkamdan aglayacaklardan biri oldugunu biliyordum zaten ben bunun. benim gibi bir atin ardindan da bir seytan aglar zaten diyecem de, bunun kanatlari var yahu kocaman kocaman.
dördüncü nesil lahmacun sever vejeteryan yazar. hem lahmacun sevip hem de vejeteryan olur mu bir insan diye sormayın sakın, çünkü oluyor işte! sakın üstüne de gitmeyin nasıl yani diye çünkü karşınızda beni görürsünüz, o kadar! ayrıca hoşsohpet ve sıcakkanlı bir yazarımızdır, değerini ve kıymetini bilin, çünkü günümüzde çok yetişmiyor böyleleri!
...gerçekten aşık olamayanlar ve hiçbir zaman olamayacaklar aşkın tüm sorumluluğunu sadakat sanırlar.
Ne büyük yanılgı!
Aşkta oysa bir tek sorumluluk vardır...
Aşk.
Sadakat, saygı, ihanet, iffet...Bütün bunlar o sorumluluğu biraz daha sürdürmeye yarayan oyunlardır.
Sevmekten usanmak başkadır; sevmemek başka.
"Seni hala seviyorum sevgilim.Ama bu aralar sevmekten usandım".
Bu dili konuşan aşıklar ne kadar azdır.
Kendimizi her zaman bir papatya falına hapsederiz.
beni acıtabilmek için önce nereye vuracağını iyi bilmelisin
nereye vuracağını bilmek için beni çok iyi tanımalısın
beni çok iyi tanımak için sevgilim olmalısın
sevgilim olman için seni çok sevmeliyim
yani ?
yani seni çok seversem beni acıtabilirsin
ee?
ne ee si, ayrlıyoruz.
hayat sözlüğü..marjinallere..
..iyilikle yapamayacağınız kötülük yoktur...lafını kafama kazıyan kitap...birilerine okusun diye verdim ama hala gelmediğine ve kime verdiğimi hatırlamadığım sayfalar..
okuduktan sonra birkac gün etkisinden sıyrılamadığım kitap,ki su an ikinci kez okuyorum ve anlıyorum ki yazarımız pek bilgili pek dilbaz,hicbir sözünün arkasında durmuyor,vurucu cevaplar verip kaçıyor ve okuyucu kitaba ilgisini hic kaybetmiyor,bircok gerceği yüzümüze acımasızca vururken aynı zamanda "en büyük uyuşturucu gercekliktir"demeyi de ihmal etmiyor.hep muallaktayız yeri geliyor kendi kitabını da kötülüyor ve su sözleri sarfediyor:
-o zaman bu iyi bir kitap mı?
+hayır,yazdıklarını okudukca hic yazmayanlara imrenmen gerektiğini düşünüyorum.edebiyatın en kötü kitapları vecize antolojileridir.
-hangisine inanalım?
+bilmem.canın şimdilik hangisini cekerse ona inan.
-sonra?
+sonra canın hangisini cekerse ona inan.
-hakikat? +hakikat;icgüdülerimize ve cıkarlarımıza,gündelik beyin kimyamıza ve hormonlarımıza,aldığımız uyusturuculara ve iksirlere velhasıl mekana,
zamana ve vaziyete göre cok iyi slalom yapmasını bilen usta bir kayakcıdır,
merak etme.*
+ abi sana da şeytan fısıldıyo mu arada?
- fısıldamaa mı? mesela dün salatalıktan falan fısıldadı.
+ ee?
- salatalığın amcaoğlu mudur nedir, yarın bir gün hesabını sorar senden gibisinden bir fısıltı!
+ ee abi?
- ya hu en başta takmadım öyle 'nerden geliyo lan bu ses' gibisinden bir telaş içine düşmedim. sonra aklımda ukte kaldı akşam yemeğinde cacık yemiştim.
+ dur ben bi patlamış mısır alıp geleyim çok ürkütücü; evet abi!
- sonra bi fısıltı 'dün yediğin hurmalar; bilemiyorum yani' dedi. bi irkilme geldi. 'lan' dedim, 'nerden biliyo bu' dedim. bunların hepsini içimden diyorum tabi...
+ evet abi.
- e bende bi panik atak tuttu hemen, gece gece o telaşaya kafa allak bullak oldu; 'ne yani sıçmayayım mı ne yapayım' gibisinden bir serzeniş...
+ yani sıçmak büyük tehlikedir o an ya sıçtıklarında seni yerse...
- heh bende aynen öyle düşündüm... demesin mi bu ben yiyeceklerin iznini alıyorum yemeden önce... aha dedim bulduk çatlağı.
+ puaahuahu abi ne bu ya. tüm kurgu çöktü. mısır pıtlağıda mındar olacaktı, iyi ki almamışım.
- dur oğluuuum. sonra düşündüm çok mantıklı...
+ ya bsg.
- lan bi dur son bak!
+ öt lan!
- ne güzel saçmalıyoduk iyi geceler dedi.
+ lan bi sigigit!
