şeyh galib

entry35 galeri0
    35.
  1. "tedbirini terk eyle takdir hüdâ'nındır
    sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır
    birden bire bul aşkı bu tuhfe bulanındır
    devran olalı devran erbab-ı safanındır
    aşıkta keder neyler gâm halkı cihanındır
    koyma kadehi elden söz pir-i muganındır"
    3 ...
  2. 34.
  3. "Gördüğün emr-i muhakkakları rüya sanma"
    Gibi bir cümleyi söyleyip, her okuduğumda beni biraz titreten biraz umutlandıran, zannımca divan edebiyatının en güçlü 3 kaleminden birisidir.
    1 ...
  4. 33.
  5. “Esrarımı mesnevîden aldım /
    çaldımsa da miri malı çaldım”.
    2 ...
  6. 32.
  7. Budur dâd u sitâd-ı dehrden sûd u ziyân ancak
    Hezârân arzûdan bir peşîmân olduğum kaldı

    (Dünyaya geldim, işte gidiyorum. Bu pazarda aldık sattık. Kârımız oldu, zararımız oldu. işte sona yaklaşmışken neticeye bakıyorum. Gördüğüm şu: Sayısız arzu besledik, elde bir pişmanlık kaldı; o kadar!!)
    9 ...
  8. 31.
  9. Hiç aşkdan özge şey revâ mı
    Sarf itmeğe gevher-i kelâmı

    Şeyh Galib/

    (Hiç aşktan başka bir şey layık mıdır söz cevherini harcamaya?)
    7 ...
  10. 30.
  11. hüsn-ü aşk gibi bir eseri çok genç yaşında -şu an benim bulunduğum yaşta- kaleme almış ve 2041 beyitlik bu eseri sadece 6 ayda bitirebilmiştir. 6 ay gibi bir sürede yazılan bu kadar muhteşem beyitler insanı hayrete düşürür. bu eserin sadeleştirilmiş versiyonunu okumak ise benim tarafımdan esere yapılmış bir haksızlık olmalı; tam metnini de okuyacağım kısa zamanda. ve şeyh galib'i de inşallah en kısa zamanda beyoğlu'ndaki galata mevlevihanesi'nde ziyaret edeceğim.

    şu mısralarla aşk'ı çok güzel anlatmıştır :

    --spoiler--
    Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
    Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
    Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
    Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni

    bıırakmayacağım seni yüz bin keder versen de bana, aşığım ben sana
    kaderin kalemi böyle yazmış alnıma, aşığım ben sana
    sözümden dönmeyeceğim dokuz tane gök kubbesi dönse bile
    şahidim olsun gökyüzü ve yeryüzü aşk yeminime, aşığım ben sana.
    --spoiler--
    2 ...
  12. 29.
  13. hayranıyımdır. ah bide tam manasıyla anlayabilsem seni.
    1 ...
  14. 28.
  15. divan şiirinin en buyuk sairidir.
    0 ...
  16. 27.
  17. 18. yy divan edebiyatı şairi. Sembolizm benzeri bir akımın Türk edebiyatındaki öncüsü.
    0 ...
  18. 26.
  19. sebk-i hindi akımının önderiymiş.
    0 ...
  20. 25.
  21. hüsn-ü aşk ın yazarı. aşk için yaptığı tanım ile insanı mest eden divan şairi.
    1 ...
  22. 24.
  23. adı istiklal caddesinin bittiği yerde * başlayan ve karaköy'de biten caddeye verilmiş, son büyük divan şairi.
    1 ...
  24. 23.
  25. 1171' de (1757-1758) istanbul' da mevlevihane kaıpısı civarındaki bir evde doğmuştur. doğumuna ''eser-i aşk'' ve ''cezbet' allah'' terkipleri tarih düşürülmüştür.

    ''felekten zerre mıkdar olmadım devrinde rencide
    ger ey mihr-i münevver ah u zarım varsa sendendir

    senin pervane-i hicranınım sen şem'-i vuslatsın
    be her şep hahiş-i bus u kinarım varsa sendendir''
    0 ...
  26. 22.
  27. --spoiler--
    merteben ayn-ı müsemmadadır esma sanma
    merciin halik-i eşyadadır eşya sanma
    --spoiler--
    0 ...
  28. 21.
  29. 20.
  30. --spoiler--
    sendedir mahzen-i esrar-ı mahabbet sende
    sendedir maden-i envar-i fütüvvet sende
    --spoiler--

    türkçe açıklaması: bilesin ki, muhabbet sırlarının mevcud olduğu gönül sendedir, sende... yaratılış temizliği, kerem ve mürüvvet nurlarının kaynağı da sendedir, sende...
    0 ...
  31. 19.
  32. Ateşten aşk denizlerini mumdan kayıklarla geçendir, şeyhimdir, galibimdir genç yaşında yitip gidendir.

    Mumun, divan edebiyatında mühim bir yeri vardır. Mum ve aşık birbiriyle özdeşleştirilir. Anlatmaya çalırsak: Mumda bir fitil vardır ve bu fitille birlikte ateş yanar ve bir yandan da mum erimeye başlar. Bu erime esnasında ise, damla damla olarak kendi tabanına doğru düşer. işte aşık da, bu mum gibidir. Ateşini tam tepesinde taşır, çünkü ateş onu dünyevi ihtiraslardan arındırıp, saf aşık konumuna getirecektir, ve yavaş yavaş bu alevle birlikte erimeye başlar. Aşık da tıpkı mum gibi döktüğü yaşların yani gözyaşlarının içerisinde boğulur ve ensonunda yitip gider.

    Şeyh Galib'in anlatım farkı bu noktada ortaya çıkıyor tam da. Normal bir mumun dibi, mumun damlaları ve yaşlarla dolu olurken, o, tabana ateşleri yerleştiriyor ve üzerine de mumları serpiştiriyor. Ateş denizinin üzerinde olduğu için, mum seyahetine devam ediyor ve eskiden olduğu gibi gözyaşlarıyla boğulmuyor. Mum, yandıkça daha fazla yanmaya devam ediyor ve fitili daha da berraklaşıp, daha da netleşiyor yanışı. Yani bu ateş hiç bitmiyor ve sürekli yanmaya devam ediyor...
    1 ...
  33. 18.
  34. 26 yaşında hüsn ü aşk gibi ölümsüz bir eseri bizlere bırakabilmiş olan değerli şair ve mutasavvıf. aldığı mevlevi geleneği sayesinde yazdığı eseri sade bir mesneviden çok öte özelliklere sahiptir. dizelerinde de belirttiği gibi kalemini ney gibi kullanmış ve bizlere ondan duyduğu sesin ilhamıyla mevleviliği ve tasavvuf yolcusunun o meşakkatli yolda geçirdiklerini anlatmıştır.

    Tek Hüsn için Aşk âh kılsın
    Dünya yıkılırsa hâ yıkılsın

    dizeleriyle de derviş ve allah aşkını sembolize ederken. hüsn adlı bir kızdan ( mürit), ve aşk ( allah) adlı bir oğlandan bahsetmiştir. bunun gibi birçok sembolik ifadeyle bize ilahi aşkın serüvenini en mükemmel şekliyle aktarmıştır. *
    1 ...
  35. 17.
  36. mevlana'nın mesnevisini 11 kez okumuş , mevlana'yı hem tarikatta hem de şiirde yol gösterici kabul etmiş büyük divan şairi.
    0 ...
  37. 16.
  38. "her renge boyan da renk verme" demiş büyük şair.
    0 ...
  39. 15.
  40. mevlevi dededir.*
    mutasavvıf özellikler taşır.
    sebk- i hindu tarzını uygulamıştır.
    eserlerinde ilahi aşkı işlemiştir. hüsn- ü aşk' ı 26 yaşında yazmıştır.
    0 ...
  41. 14.
  42. "Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen.
    Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen."

    Diyen şair. Başka ne demeli ki.
    1 ...
  43. 13.
  44. "gizlesem de aşikar etsem de canımsın benim" diye güzel kelamlar etmiştir kendileri.
    1 ...
  45. 12.
  46. giydikleri temmuz güneşi
    içtikleri cihanı yakan alev
    vadileri üzüntü sırçasının kumu
    kumlar sayısınca hüzün ve yas
    çadırları yoksulluk ahının dumanı
    konuşmalar ney gibi hep iniltili
    ektikleri kıvılcım tanesi
    biçtikleri parça parça kalp
    onlar ki söze can verirler
    "hayyam o kabiledendi" derler
    sattıkları hep candır
    aldıkları gizli yürek iniltisidir. şeyh galip. *
    0 ...
  47. 11.
  48. hüsn ü aşk'dan bir beyit:

    hargehleri dud-ı ah-ı hırman
    sohbetleri ney gibi heb efgan

    manası: yokluk ahının dumanları çadırlarıdır, sohbetleri de hep ney gibi feryatdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük