gayri müslim azınlık (cemaat) vakıfları ile ilgili önemli yasal düzenlemeler getirdi.
bu bağlamda;
son üç yılda gayri müslim azınlıklara 181 taşınmaz iade edildi.
önceki gün, izmir musevi cemaati'ne vakıf statüsü* verilerek 22 taşınmazın bu vakfa devir süreci başlatıldı. böylelikle, musevi azınlığın 100 yıllık geçmişe sahip sıkıntısına da hukuki bir çözüm getirilmiş oldu.
aşağıdaki gayri müslim azınlık ibadethanelerinin onarımları tamamlanarak ibadete açıldı;
- Çanakkale Gökçeada Aya Nikola Kilisesi,
- Hatay iskenderun Süryani Katolik Kilisesi,
- Hatay iskenderun Rum Katolik Kilisesi,
- Diyarbakır Sur Ermeni Protestan Kilisesi,
- Diyarbakır Sur Ermeni Katolik Kilisesi,
aşağıdaki gayri müslim azınlık ibadethanelerinin onarımları sürüyor;
- Edirne Merkez Havrası(Büyük Sinagog),
- Gaziantep Nizip Fevkani Kilisesi,
- Gaziantep Şahinbey Havrası,
- Ayvalık Cunda Taksiyarhis (Ayanikola )Kilisesi,
aşağıdaki gayri müslim azınlık ibadethaneleri için onarım kararı alındı;
- Gökçeada Yıldız Köy Manastırı,
- Gökçeada Ayamarina Rum Ortodoks Kilisesi,
- Samandağ Yoğunoluk Köyü Ermeni Kilisesi,
aşağıdaki gayri müslim azınlık ibadethaneleri onarımı için proje çalışmaları devam ediyor;
- Kilis Merkez Havrası,
- Hatay Yayladağı Rum Ortodoks Kilisesi,
- iskenderun Arsuz Maryo Hanna Kilisesi,
bu durum bana şu özlü sözü hatırlattı birden;
" önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur."
Gayrimüslümlere, azınlıklara, farklı mezhep mensuplarına adlarından söz ettirme hakkı getirmiştir. Özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi kelime olarak savunup içerik olarak içselleştirememiş kişilerin yasaklarını, kotalarını, sınırlarını biraz olsun ortadan kaldırmış, aynı zamanda yerel yönetimlerin güçlenmesi ile daha demokratik bir yönetim biçimine geçilmesi yolunu açmıştır. AB ilerleme raporlarında bu detaylar rahatlıkla görülebilmektedir. AB'nin objektif bir gözle yaptığı değerlendirmelerin acımasızlığı herkesçe bilinmektedir ve 2002 sonrası raporlarda şeriata yaklaşmak yerine demokratikleşmek adına olumlu eleştiriler mevcuttur. Ayrıca şeriat bir zümre eliyle gelemeyecek kadar ağır bir rejimdir ve Türkiye'de iktidara oy verenlerin şerat yanlısı olmadığı ortadadır. Bu kadar ağır bir rejim, ne iktidarın ne yandaşlarının yaşayabileceği hükümler içermektedir ve bundan ötürü Türkiye'nin değişmez rejimi cumhuriyet için endişe edilmemelidir.
Bunun yanında fazlaca özelleştirme, toplumda bir korku hissi ve siyasete tatlı atışma yerine kavga getirmiştir.
