şeriatın ne anlama geldiğini dahi bilmeyen zavallı kemalisttir. şeriat, aslında siyasi bir terim değil, dini bir terimdir. dini vecibelerini yerine getirmeye üşenen ve korkan kemalistler şeriatı kendilerince kötülerler ve sonra şeriatı siyasi sistemmiş gibi önümüze sürerler. türkiye mizin bugüne kadar bu kadar geri kalmış olmasının sebebi dinden bu kadar uzak kalmak isteyen bir millet olmamızdır. ak parti nin son yıllarda ülkeye getirdiği adalet, ekonomi ve siyasi anlamdaki başarılar, tamamen saygıdeğer başbakanımız recep tayyip erdoğan ın ülkeye getirdiği ve hala getirmeye devam ettiği islami yönetim biçiminin bereketi sayesinde gerçekleşmiştir. her aklıselim türk vatandaşı bunu ve şeriatı kabul etmek zorundadır. tabi kemalistlerin aklıselim olmasını beklemek de aklıselim insan işi değildir.
şeriatçi bir insanın oğlunun gemicikleri varsa kolundaki saat yüzbinlerce euro ise bir de çıkıp bu haliyle imandan bahsederken karşısındaki insanlar ağlıyorsa burda gericiliğin dik alası vardır. Şeriat dini bir kuramdır doğrudur ama bakkalının adını nizam bakkal koyan tiplere bile malzeme olmaktan öte gidemeyecektir.
gericiliği bilmem de kur'an hükümlerine ve peygamber sünnetine aykırı bir kavramdır şeriat diye sokuşturmaya çalıştıkları şey.
2 çok basit referansla açıklayalım...
1. ayak
allah-u teala
benim indirdiğimden başka şeyleri rehber bellemeyin diye çok açık belirtmiştir.
2. ayak
şeriat dedikleri hacı hoca osuruğu şeylerin kaynağının kur'an olmasına imkan yoktur... neden mi?
bana elektronik ortamda çoğaltılan fikir ve sanat eserlerinin telif hakları konusundaki sureyi ya da ayetleri bulun derim size. bulamazsınız çünkü yok... bu durumda bu şalvarı bokluların hocaları devreye girecek. ve toplum teokratik bir diktatörlüğe dönecek...
sıkıntı, sadece allah ve kulu arasındaki dini, devlet yönetmek için istismar ve tahrip etmeye kalkan cehennem odunu rezillerdedir.
islamda ruhban sınıfı bile günahken, bir de din polisi ve hukukçuları yaratmaya çalışıyorlar.
şeriat diye sokuşturmaya kalktıkları şey dinsizliktir.
1400 küsur yıllık durağan ve toplumların değişmesine ayak uydurması mümkün olmayan kuralları gericilik sanmayan, denizden karaya geçiş aşamasındaki vatandaşın gevelemelerine gülüp geçen kemalisttir.
kapitalist bir toplumun karmaşık ilişkilerinin şeriat gibi köleci sisteme göre yapılandırılmış kurallarla izah edilmesine de yönetilmesine de imkan yoktur. bu durumu görebilenler varsa ve "şeriat da çağa ayak uydurur" diyorlarsa, zaten şeriat şeriat olmaktan çıkmış, revize edilmiş demektir.
