Herkesin dini kendine. Hem dinde zorlama yoktur. Neden insanlara baskı uyguluyorlar ki. Ahirette benim günahımı sen çekmeyeceksin. Her koyun kendi bacağından asılır.
Yerine duruma göre tebliğ farzdır.bir yerde kamuya açık alanlarda günah işleniyorsa mümin hatırlatma yapabilir ama bunu yapan bindebir kırk yılda birdir.bu konuda Müslümanlar çok tembel.
mesela islam diğer dinlere de saygılı ya, ben içki dinine üye bir insan olarak camiye gidip içkiyi överek herkesi içmeye davet etsem acaba onlar da bu insanlar gibi saygıyla karşılar mıydı? aa pardon (bkz: gerçek islam bu değil)
şeriatçı mı değil mi bilmem ama cami bahçesinde namaz vakti bekleyip dedikodu yapan, haram yemekten korktuğunu dile getirip kardeşinin miras hakkına çöküp kul hakkı yiyen, camiye namaz kılmaya giderken yoldan geçen kediye köpeğe tekme savurup kufurler eden bir zihniyet var ki benden uzak Allah'a yakın olsunlar.
bu tebliğ işi de yeni çıktı. sanki dünyada kutsal kitap, din adamı vs hiçbir şey kalmadı tüm uhrevi ödevleri bildirme işi bu şarlatanlara kaldı. bunların bunu yapmasındaki asıl amaç biri kalksın itip kaksın sonra yine "mağdur" edebiyatı yapılsın. allahtan insanlar sağduyulu davranıyor bu şarlatanlara. bu arkadaşlara eğer tebliğe çok meraklılarsa fatih ve karaköy deki cafe ve meyhanelerdeki suri din kardeşlerine tebliğ yapmalarını öneriyoruz.
ayrıca şeriatçının en büyük özelliği şeriatla yönetilen yerden kaçıp gittiği yerde yine şeriati savunması oraya da şeriat gelirse oradan da kaçması.
aydınlık ve modernlik; zaten birey kimliğinin geliştiği bir toplum, bir grup insanın istediği şekilde başkalarının hayatına müdahale etmeden yaşaması değil mi zaten. ve gericilerin kendileri ota boka maydonoz olup tepki gelince özgürlüğüme karşıyorlar acıtasyonu toplumun bir sorunu değil mi.
Kimi sekülerler kendileri gibi olmayan herkese şeriatçi, ışıd sempatizanı, cemaatçi, tarikatçı gibi yaftalar vuruyorlar ama dini kesimin de hoşgörüsüzlükte onlardan fazlası var, eksiği yok.
Annem son derece normal giyinen bir insandır, gençliğinde bir keresinde halka küpe takıp kırmızı ruj sürdüğü için tanımadığı bir yobazın "tövbe tövbe, gavuristana çevirdiler burayı." Gibi söylemlerine maruz kalmış. Bir eski komşumuz vardı, aldığı içkiyi yobaz komşuları görmesin diye gizleyerek evine getirirmiş.
sen çevrene baskı yap, çocuğuna ailene baskı yap, kimsenin hayatına saygı duyma, sonra da biz dindarlar özgürüz ama diye gez.
