allah'ın kanunlarının yeryüzünde kullar tarafından mükemmel uygulanabileceğini düşünen insanların savunduğu yönetim biçimidir. bir kulun bu kuralları çiğnemeden ülkeyi yöneteceğinin garantisi var mıdır? geçmişte olmadığını gördük çok defa. ne insanlar asıldı sebebi belli olmadan.
bu arada komşu huuu! din kul ile arasındadır. kendine güveni olan kul zaten bu günahları işlemeden yaşamını sürdürebilir. neden korkuyorsunuz da bu yönetimin gelmesini istiyorsunuz.
laik kesimi korkutan sıçırtan rejim.
hadi cumhuriyet rejimine tehdit de laiklik diye bi rejim mi var? bre beyinsizler.
her şeriat lafı geçtiğinde "laiklik elden gidiyor" türkiye laiktir laik kalacak" diye çemkiriyosunuz.
ülkemizde uygulamaya çalışanlar asılmıştır. yeniden asılmayacaklarının garantisi var sananlar, tarihteki muazzam hatalardan birini yapmakla meşguldürler.
ordusu olmayan cenahların, hareket alanları kendilerine izin verildiği kadardır. o alanı aştıkları an, kendileri hakkında toplanmış bütün enformasyonlar kullanılacaktır.
devlet böyle bir şey. tasfiye süreci sona erdiğinde beni hatırlarsınız.
14 asır öncesinin kanunlarını alıp bugün uygulayacaklar diyenlerin güya eleştirmeye çalıştığı yönetim biçimi. sadece şeriat'ı eleştirenlerin nasıl eleştiri getirdiklerine bakmanız ve onların düşünce dünyalarını anlamanız bile şeriat'ın ne denli mükemmel bir sistem olduğunu açıklar.
kemalizm'den bin kat iyidir. şeriat suçsuz yere insan öldürmeyi meşru saymaz ama kemalizm adına binlerce insanı öldürebilirsiniz kimse de hesap soramaz. bu ülkede öldürülen gazetecinin, fikir adamının, bilim adamının haddi hesabı yok.
şeriattan suçlular korkar. abdullah öcalan gibi bebek katilleri ve ona benzeyenler korkar.
kuran kaynaklı olup, yedinci yüzyıl çöl kanunlarından ibarettir. hâl böyle olunca da köleliği meşru görür, kadını toplumsal hayattan öteler, çok evliliği kutsar, kendinden olmayanları öldürmeyi emreder...
allah'ın kanunu ile yönetildiği için toplumda hiç bir ahlaksızlık yaşanmayacağını düşünenlerin istediği yönetim biçimi.
allah'ın kanunlarını bahane ederek yeryüzünde insanları cezalandırmak, öldürmek sanırım en çok allah'ın zoruna gider. kul bir günah işleyecekse bunu her şartta işler. bu insanın içinde olan bir şeydir. bunu kısıtlamaya çalışmak sadece aptallıktır. bunu allah'ın yerine geçerek cezalandırmaya çalışmak en çok allah'a hakarettir.
allah'ın kanunlarıdır. insan kusurlu bir varlık olduğu için insanın kanunuyla yönetilen yerde tecavüzler, ahlaksızlıklar, yolsuzluklar olur. fakat yaratıcı kusursuzdur. onun yönetimi de kusursuzdur. yaratıcının yasalarıyla yönetilen yerde sıkıntı, üzüntü, fakirlik, adaletsizlik kelimelerinin karşılığı olmaz. barış ve adalet vardır.
arap'ların değil allah'ın kurallarıdır. bir erkeğin şahitliğinin iki kadına eşit sayılması, hırsızlık yapanların ellerini kesin emri incil'de yazıyor zaten.*
evet insana ozgurlugunu veren bir sistemdir.
bir insan eger islami kabul ettiyse allaha, ahirete, hesap verecegi gune, cennete ve cehenneme, allahin yetki sahibi olduguna vs... iman etmistir. ayete de buyruldugu gibi, iman etmis biri icin allahin emrini yerine getirip getirmemeyi secme hakki yoktur.
ama bak iman etmis diyoruz, musluman olmus diyoruz...
dunyadaki varligimizin amaci dogrultusunda iman etmis erkek ve kadinlar icin farz olan ameller farzdir. ancak; farzlari yerine getirmek muslumanlar icin iskence degil, rabbe gosterilen vefadir. ahde sadik kalmaktir. rabbi ciddiye almaktir. iman edilen esaslari ciddiye almaktir...
ama; kisi musluman degilse, seriat hukukunda o kisi gene de emniyettedir ve o kisi icin ibadetler zorunlu degildir. halife olan devlet baskani da gayri muslimleri guvence altina alir ve onlar cumaya gitmediklerinde kirbaclanmazlar. cunku namaz muslumanlar icindir...
islam oyucak degil, allah da sakaci degil... iman ettiysek ciddi olmak lazim.
dual hukuk kapsamında türkiye'de uygulanması gereklidir.
bir kişi ' ben müslümanım.' demekte bir beis görmüyor mu?
devlet tarafından fonlanan camilerden bedava hizmet alıyor mu?
tamamdır pek güzel, bu kişilerin başka müslüman bireyler ve devlet ile olan ilişkilerinde şeri hukuk ile, müslüman olmayan bireylerle ve bütün kurumlarla olan ilişkilerinde ise seküler hukuk ile yargılanmasınn önünü açalım. geri kalan herkes ise, başka bireyler, kurumlar ve devlet ile olan ilişkilerinde seküler hukuk ile yargılansın.
gayet mantıklı. bakın o zaman bir tane orta çağ dışkısı kalıyor mu?
bir tanesinin götü havlamaya yetiyor mu?
not: fikir bana ait değil, müslümanların hukuki taleplerinden bıkan britanyalıların bir önerisi, bence gayet de şık bir öneri. şöyle eli kolu kesik, kafatası parçalanmış, sırtında sopa kırılmış ortodoks görmekle alakalı hiçbir çekincem yok. hele ki bütün bu ızdırapları; kendi kutsal kitapları menşeili olunca değmeyin keyfime, bak yine kasıklarım kamaştı.
özgürlükten bahseden insanların cuma namazına gitmeyenlerin kırbaçlanmasını ,bibiri ile beraber olan insanların recm gibi götten fırlama bir ceza ile öldürülmesini unutmaması gerekir.
acımasız ama adil düzen. uygulanması halinde hukukun üstünlüğünü iliklerimize kadar hissedebiliriz. ama bu bir ütopya tabi. kuralları istediği gibi yontan yöneticilere sahip olduğumuz için, hangi rejim olduğu çok önemli değil..