türkiye'nin en iyi teknik direktörü bence. 2002'deki dünya üçüncülüğü tamamen şenol güneş yönetiminde oldu ve tamamen onun eseri ama herkes fatih terim'e yoruyor hala.
"Babam ve annem okuma yazma bilmiyordu... Benim üniversite okumam için çok çalıştılar... 15 yaşında hayata başladım... 5 kardeştik... 15 yaşında aileme bakan bir kişiydim... Ortaokulda mahalle arasında oynarken , büyüklerin baskısıyla kaleye geçtim... 24 yıl kaleciliği sevmeyerek yaptım...
Ben o zaman fakir bir ailenin çocuğu olarak , denizde yüzüyordum , kumsalda geziyordum , özgürdüm , organik meyve yiyordum... Bugün ekonomik durumu iyi olan bir baba olarak çocuğumu yüzmeye götüremiyorum , organik meyve yediremiyorum...
Ben hiç kaleci eldiveni giymedim... Zonguldak maden işçilerinin eldivenleriyle toprak sahada antrenman yapıyordum... Eskiden fakirler oynuyordu , zenginler seyrediyordu... Yani açlar oynarken , toklar seyrediyordu... Şimdi ise toklar ve zenginler oynuyor , fakirler seyrediyor...
Sadece sonuçsal kaygı ve ekonomik beklenti var... O zaman olmaz... Eskiden yokluktan çıkarırken , şimdi eskisi gibi başarılı sporcular çıkaramıyoruz...
"
Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde yaptığı konuşmadan...
allah senden razı olsun.
uzun zaman sonra milli takıma ruh getirdin, benlik getirdin, taktik, strateji getirdin.
bir bursasporlu olarak içimizde ukde olarak kaldın hocam.
takımı dağıtmasalardı, satmasalardı eminim bizi bir kez daha şampiyon yapacaktın, olmadı, gittin beşiktaş'ı üst üste şampiyon yaptın, şampiyonlar liginde başarıdan başarıya koşturdun. zerre kıskanmadım, hep seninle gurur duydum hocam.
seni dinleseydi şampiyon olacak bursaspor, seni dinlemedi bugün 2. lige düştü.
neyse konu milli takım.
sana inanıyoruz, sana güveniyoruz hocam.
çünkü seni çok iyi tanıyoruz.
bizi 2002'deki gibi yine çıldırtacaksın, ama bu sefer tecrübelisin artık. 2002'deki yarım kalanı 2020'de tamamlayacaksın.
senden avrupa şampiyonluğu istiyor ve bekliyoruz.
adam gibi adamdır, kazım koyuncunun vefatı sonrası kampı terkedip cenazeye gitmiştir, her fırsatta sağduyu çağrısı yapmıştır, dünya 3. olduğumuz dönemde kendisi için hıncal uluç'un karizmasız, hacca gider gibi bir takım elbise giyiyor sözleriyle aşağıladığı bu insan kendisine tek bir cevap vermemiş, her fırsatta basının kendisinden beklediği sansasyonel açıklamaları reddetmiş, sürekli fair-play çağrısı yapmış, insana değer vermiş bir öğretmendir.
fanatik gazetesinden futbolu takip edenlerin anlayamayacağı bir insandır, teknik adamlığını beğenmeyebilirsiniz, oyuncu değişikliğini yanlış bulabilirsiniz ama adamlığı konusunda yorum yapamazsınız, dünya 3. olduğumuz dönemde asla kendisini ön plana çıkarmamış, aldığı para tartışılır olmuştur, oysa 3. sınıf yabancılar fenerbahçe'den, beşiktaş'tan, galatasaray'dan milyon dolarlar alırken sorun olmuyor, dünya 3. olan bir takımın hocasının aldığı 100.000 doların lafı yapılıyor, niye çünkü sizden değil, kokteyllerde boy gösterip ona buna sataşmıyor, gazetecilerle kirli ilişkileri yok, sıradan bir yaşantısı var, dünya 3. olan takım türkiye'ye döndüğünde sunay akın'a verdiği yemek sözünü gerçekleştiriyor ilk olarak, kendisine hakaret edenlere cevap dahi vermiyor.
sunay akın'ın anlatımıyla kendisi dünya 3. olduğumuz dönemde türkiye'ye döndüğünde sunay akın'ı arayıp yemek borcunu ödemek istediğini söylüyor ve iki aile yemek yiyorlar, yemekte futboldan bahsetmiyor, edebiyattan sanattan bahsediyor, türk aydını için de bir çift sözü var güneş'in : "aydın ışığı insanların gözüne değil önüne tutmalıdır, türkiye'de aydınlarımız ışığı genellikle gözümüzün içine tutuyorlar"
türkiye'ye layık değildir, fatih terim bizim layık olduğumuz teknik adamdır, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. isviçre maçı sonrası çıkan olaylar ve fatih terim'in basına yansıyan görüntüleri acaba trabzon'lu şenol güneş'e ait olsaydı ne yazardı bu satılmış kalemler onu da merak etmiyorum, tahmin edebiliyorum.
isterseniz nasıl bir adam olduğunu bir de trabzonspor'lu bir kardeşimizin kaleminden dinleyelim:
--spoiler--
Evet arkadaşlar bu gün tesislerdeydik!..
Sabah okula gittiğimde kararlıydım bu gün idmana yarında maç biletlerini almaya ikna edecektim arkadaşlarımı.Sabah konuyu açtığımda
doğrusu hiç beklemediğim bir karşılama ile karşılaştım sanki herkes
bir şeyin farkına varmış ve bu büyüye kapılmış trabzondaki dondurucu
havaya rağmen öylebir istekle karşılaştım ki içim ürperdi neden
çarşamba yapamadık bu kalabalığı dedik..Ve yokuş aşağı tesis
yürüyüşümüz başladı..
idman sahasını bilenler için konuşuyorum;idman sonu veya başı sahanın
çok daha yanına yaklaşmak mümkündü nedense bu idman da yasak
vardı..Bizde taraftarın idman izleme yerinden biraz uzakta olsa
tezahürata başladık..Lalalalalalalala laaaaaaaa laaaaaa TRABZON
Birazdan güvenlik görevlileri geldi ve gazetecileri çıkarmaya
başladılar biz şaşkındık çünkü idmanı bitirmeye kararlıydık..Tam bizi
çıkartmak için gelmişlerdiki saha içinden bir ses duyuldu!! ''Oğlum
onlara dokunma!!..BIRAK ben ilgileneceğim'' Evet inanılması güç bizde
dona kaldık taki sessin sahibini görünceye kadar tahmin etmesi zor
değil ŞENOL GÜNEŞ'ti bu evet.. ŞENOL GÜNEŞ!...
idman boyu bağıracaktık ve Şenol hocam başta olmak üzre yoğun
tezahürat ediyorduk ki (Kıpkırmızı bir halde heryerimiz
titiriyordu)Şenol hoca yine sahnedeydi:''UŞAKLAR!!..Ne işiniz var
burada birde bize sahipsiz derler(gözleri dolu dolu olmuştu)..
Gelin anlaşalım şimdi gücümüzü ekonomik kullanalım cumartesi size
benden çok görev düşüyor..Haydi göreyim sizi.Her attığımız golde daha
gür ses istiyorum'' Hepimiz Şok olmuştuk Dünya üçünsülüğünü bize
getirmiş olan ve adam gibi adam söylevinden çok daha fazlasını hak
eden bu adama bir kez bir kez daha hayran kalmıştık..
Şimdi söyleceğim şeyle artık bu kadar olmaz diyeceksiniz bir güvenlik
görevlisi elinde kocca bir tepsiyle bize geliyordu..Plastik bardakta
15 çay vardı..Görevli:''Bunlar Şenol Hocamdan üşütmesin çocuklar
dedi''
işte o an kendimi çok küçük hissettim sanki bir toplu iğne kadardım
arkadaşlarımın yüzüne baktığımda herkesin gözleri dolmuştu..
Belkide hayatımızın en lezzetli çaylarını içip içimiz ısındı(Hava ne
kadar soğuktu inanamayabilirsiniz..)idman bitti ve takım bizim tarafa
yaklaşıp alkışladı..Biz bordoooooooo onlar ise Maviiiiiii bu üç kez
oldu ve herkes evinin yolunu tuttu.
O golü yediği anda ki yüz ifadesini görmek için bile bilet parası verilecek çakma hoca.
Türkiye nin en iyi hocası diyorlar 30 yıllık hocalık kariyerinde tek şampiyonluğu var. Çok büyük hoca cidden.
Hala gemiş fener en iyi bildiği işi yapıyor çelme takıyor demiş. Ya ne yapacağıdı. volkan seni adam yerine koymuş oyuncuna sahip çık terbiyesizlik yapıyor diye sana gelmiş maç sonu adama atıp tutuyorsun. taraflı tarafsız herkesin efendi dediği kjaer'e geçen maç saldırdın. Adam elini uzattı herşeye rağmen elini sıkmadın. Ama basndaki adamların hala seni filozof ve efendi diye tanıtır. 2 Lafı bir araya getirip söylemekten acizsin.
üzerinde ki fener kompleksi yiyip bitirecek seni. Korkuyu hissediyorsun her daim. 5 Mayıs 1996 da fenerbahçe senin tüm dengeni bozdu o tarihten beri sende şalter atık hoca. ilk maç ölümüne beraberliğe yattın. Bu maç 1-0 bulunca necip'i g.inler i oyuna aldın ama çare olmadı.
Büyük maçı okumakta ve stresi yönetmekte acizsin. Şimdi 4 hafta her gün tv ye çıkıp kafa sikersin algı yönetimi yaparsın hakem konuşursun bol bol.
hani bazılarının gözüne bakınca anlarsın ya nasıl bir insan olduğunu. gözlerinden belli oluyor adamlığı. karakteri bozuk insanların yorumu zerre değiştiremez bunu.
hep sevmişimdir bu adamı nedendir bilmem. belki 2002 dünya kupasında milli takımın başında olduğu için, belki mütevazi olduğu kendini öne çıkarmadığı içindir yada hıncal uluç sevmediği için ben sevmiş olabilirim. ama hep hakkı yenmiş gibi gelir bana sanki dünya kupasındaki takım onun takımı değilmişte terim'in takımıymış gibi davranılmıştır, basın tarafından hep eleştirilen bir teknik adam olmuştur. ancak bir kez daha göstermiştir ki iyi teknik direktördür.
türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden biri.trabzonspor'un ligin mına kodugu yıllarda 15 yıl kaleyi korumuş eski kaleci.hatta en iyisi de denilirse mübalağa olmaz.milli takımımızı 2002 dünya kupasında 3. yapmış bir teknik direktör o.doğrularıyla ya da yanlışlarıyla farketmez.