zamanında(milli takım teknik direktörüyken) kendisini hakaret derecesine varana dek eleştirmiştim. şimdi kendisinden milyonlarca kez özür diliyorum ve cidden kendimdem utanıyorum... bizimkisi de mallık ya takım bi kez dünya 3.'sü olunca hemen brezilya zanettik kendimizi, ingiltere'yi falan küçük görmeye başlamıştık ve orda oynanan bir maçta 2-0 yenilince hemen şenol güneş'e falan yüklenmiştik... takımın şimdiki durumuna ve fatih terim'in teknik traktörlüğüne bakıyorum da, sen neymişsin be şenol abi yeminlen sana ne kadar kötü söz söylediysem affola, dilimi eşşoğlueşşek arısı soksun...
bir zamanlar yıldıray aşırtırdı, hasan soluyla voleyi çakardı biz de deliler gibi tepinirdik...
şimdi sabri pompalıyor(!), tuncay sağıyla topa bile dokunamıyor ve biz gene tv başında tepiniyoruz, değişen pek birşey de olmamış gerçi...
2002 dünya kupasında brezilya ile baş edebilen, başa baş oynabilen tek takımın hocasıydı. bugün o brezilya'nın dörtte biri kadar olan portekiz karşısında, bırakın şut çekmeyi 2 pas bile yapamayan bugünkü takımı görünce değerinin anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. geçmişte kalan bu başarıyı bir daha göremeyebiliriz ve bu başarının mimarı şenol güneş. hıncal uluç'un ekran başında bu adam hoca değil diyerek bağırışları aklıma geliyor. ayrıca tek suçunun 3 büyük takımdan birinde oynamaması olduğu kanaatindeyim. bir de dünya üçüncülüğünden sonra, bir derginin kapağı aklıma geliyor. tam bu da kapak olsun cinsinden.aynen aktarıyorum;
10 üzerinden değerlendirmek istediğim teknik direktördür. şöyle ki :
önce fatih terim : 1*
şenol güneş = fatih terim x 3
şenol güneş : 3
ikisi de sınıfta kalır ama biri rezil olmadan kalır.
zamanında o hakarete varan eleştriler alırken göklere çıkarılan fatih terim, bugün hakarete varan şekilde eleştirilmektedir.
zamandan hiç ders almadığımızı ortaya koyması bakımından çok önemli bir şahıstır kendisi.
nedendir birini göklere çıkarmak ya da yerin en dibine sokmak anlamam hiç. bunlar teknik direktör, hoca, antrenör her neyse ama en önce insan bunlar da. hata da yapabilirler doğru da. senin benim gibi yani.
ayrıca yaptıkları iş bin tane değişkene bağlı bir iş. oyuncular iyi olacak, rakibin durumu önemli, hakem dürüst maç yönetecek, hava iyi olacak, zemin düzgün olacak... bir sürü etken bu adamların kafasındaki oyun planını yansıtmalarını etkileyebiliyor. e durum böyle olunca daa adamları eleştirirken de tüm bu etkenleri göz önüne almak gerekiyor. ve fakat biz oturduğumuz yerden bu adamlara hakarete varan eleştirileri kolayca yapıveriyoruz. "çık sen yönet takımı" desem ilkokul kolaycılığı olacak korkuyorum.
son tanım: iyi hocadır. sokaktan geçen adama milli takım emanet etmezler. etseler de böyle başarılı olamaz...
Zamanında Trabzonspor'un kalesini başarıyla korumuş ve yıllarca bulunduğu takımın kaptanlığını yapmıştır.
Ama bizim üst komşu onu hiç sevmez.
Trabzonspor'un Boluspor'la 1988-1989 sezonunda oynadığı maçta kurtardığı penaltıyla oynadığı loto'yu yatırmıştur kendisi.
trabzonspor ile yeniden anlaşmak üzere olan teknik direktör. hocam senin değerini bilemedik, memleketine ve insanlara olan saygını anlayamadık, iki kere başa getirdik, sonrasında kovarcasına gönderdik. dar zamanda yine sana koştuk ve sen yine gelirim diyorsun. gelsende gelmesende büyük adamsın vesselam.
Trabzon kentinin ve takımının bir nebze bile olsun haketmediği teknik direktör. Eğer tekrar takımın başına gelirse muhtemelen tekrar bu takım ve halk tarafından üzülecektir.
sol aldığım duyumlara (ne duyumu lan gazete okudun işte) göre trabzonspor'a td olmak için teklif götürülmüş ve kendisi de gelmek istediğini belirtmiştir.
trabzonspor un yeniden anlaşmak üzere olduğu teknik direktördür.bu kadarına da pes diyorum abicim hiç ileri gitmeyin hep şenol hep şenol bakalım nereye kadar.
iyi veya kötü en azından kendini geliştirmesi ve kanıtlaması için şans tanınması gereken bir teknik direktördür.ama sadece trabzonspor değil tüm türk kulüplerinde olan gereksiz,lanetolasıca rasyonellikten uzak,kulüp başkanının kendini kurtarmak için kelle almasına dayanan anlayış hakim oldukça şenol hoca da maalesef birkaç başarısız neticeden sonra kendini kapının önünde bulacaktır.yazık olacaktır fakat kulüpler kurumsallaşmadan,parayı verenin düdüğü çaldığı ve her işe karıştığı çöplük yerler olmaktan çıkmadan,taraftar aşırı duygusal davranmaktan vazgeçmeden ve tabii yeniçeriler gibi kelle isteriz diye bağırmayı marifet saymayı bırakmadan bu iş böyle gelir böyle gider.kardeşim kendine gel çokbilmiş,taraftar mısın yoksa yönetici misin ukalalığı bırak rahat bırak hocayı da adam bildiğini uygulayabilsin.
Eğer Trabzonspor a gelmekte ciddi ise aşağıdaki gibi bir sözleşme yapması hayırlı olacaktır.
sözleşme süresi: 5 yıl
ücret: yıllık 3 milyon tl
ek1:tazminat gerektiği takdirde sözleşme gereği olan alacaklar ödenir ve bir eğitim kurumuna 40 milyon tl lik bağış yapılması zorunludur.
ek2: tüm transfer yetkileri tamamen kendisinde olacak ihlali halinde yönetim tazminat ödemeye mahkum olacaktır.
ek3: Yönetim adam olacak, arkasından medyaya vasıtasıyla sallamayacak yüzüne karşı konuşacaktır ihlali halinde tazminat bedeli sayın şener in kilosuyla çarpılıp gerekli mercilere ödenecektir.
ek4: sözleşme sonunda tek taraflı uzatma imtiyazı şenol güneş te olacak yönetim aksini isterse olağanüstü genel kurul toplanacaktır. Yeni yönetiminde aynı kanıda olması halinde bir eğitim kurumuna 7 milyon tl lik ödeme yapılıp ilişki kesilebilir.
çalıştırdığı fc seoul ile 2009-2010 sezonu şampiyonu olması muhtemel teknik direktör. son üç haftaya 5 puan önde değilde garantileyip girmesi kendi lehine olacaktır.
türkiye'ye dönmemesini dilediğim futbol adamı.. zira biliyorum ki, burada kaybettiği 2 maçtan sonra manav muamelesi görecek.. koreliler futbol devrimi yaptı diyorlar ülkede ve inanılmaz bir saygı gösteriyorlar kendisine..
bizim ingilizce bilmiyor, karizmatik değil diye kovmaktan beter ettiğimiz, güney kore' de ise takımını bırakmaması için kulüp başkanı' nın türk basınına bile açıklamalar yaptığı, bizden bambaşka bir dünyada neredeyse tapılan teknik direktör. milli takımlar düzeyinde en büyük başarımızı da bize yaşatan takımın teknik patronuydu.
fatih terim gibi sermayenin desteklediği birisi olmadığı için medya tarafından başımızın üstüne oturtulmamış ve özellikle dış görünüşü hakkında haksız yere eleştirilmiş teknik direktör.
