şems i tebrizi

    3.
  1. tebrizli şems olarak da geçer. mevalana hazretleri'nin can dostu, pişme ve yanma olarak tanımladığı safhalarının vesilesidir. kuran-ı kerimde iki denizin kavuşması olarak bilinen ayete, mevlana hazretleri ile mazhar olmuş çok büyük insandır. pek çok kerametleri vardır.

    sems-i tebrizi hazretleri bir gün bir havuzun başında mevlana hazretlerinin okuduğu bir kitabı, seviyesi mevlana'nın çok altında olması ve hazreti mevlana'ya bir şey kazandırmayacağı düşüncesiyle, sayfa sayfa yırtarak havuza atmaktadır. mekana teşrif edip olaya tanık olan mevlana hazretleri çok üzülür ama şems-i tebriz hazretlerini çok sevdiğinden onun kırılmasından korkarak bir şey diyemez. gönül gözüyle mevlana hazretleri'nin hislerini okuyan şems-i tebriz hazretleri sayfaları teker teker havuzdan alır. kupkuru eline gelen sayfaların üzerindeki toz hala durmaktadır.

    bir diğer ilginç hadise ise zamanın inanmayanlarından birinin şems-i tebriz hazretlerine gelip ukalaca "sana üç sorum var şems efendi" diye konuya girmesiyle başlar. şems hazretleri bu esnada topraktan çömlek yapmaktadır. "buyur" der. adam başlar "ilk sorum şudur, şeytan ateşten yaratıldıysa cehennemde nasıl yanacak? hiç ateş ateşi yakar mı???" şems hazretleri dinlemeye devam eder. " ikinci soruma gelince, bana Allah var diyorsun... peki nerede? göster de inanayım ben de. ben görmediğim şeye inanmam efendi..." şems hazretleri çömleği yoğurmaktadır. "...ve son sorum, madem Allah bizi yarattı, peki neden bırakmadı şarap içelim zina yapalım??? ne diye kısıtlamalar getirdi??? ne gerek var??? bıraksın istediğimiz gibi yaşayalım, neden bizi yargılayacak???" der. Adamın lafının bitmesiyle şems hazretleri toprak testiyi alır ve adamın kafasında kırar. adam şaşkınlıktan şok olmuş bir şekilde şems hazretlerine bakar ve hemen söylenerek kadıya koşar. kadı efendiye olayı anlatır, kadı efendi de şaşırmıştır. hemen çağırttırır şems hazretlerini. şems hazretleri gelir. kadı söylenir "şems hazretleri yakışır mı bu senin gibi adama? ne diye hırpaladın adamı?". şems hazretleri şöyle der "o bana soru sordu ben de cevapladım". Herkes şaşkındır ve şems hazretleri başlar açıklamaya... "Bana şeytanın ateşten yaratıldığını ve nasıl ateşte yanacağını sordu, söylesin bana. toprak testi nasıl olurda topraktan yaratılmış insanın canını yakar? ikinci olarak benden ona Allah'ı göstermemi istedi, görmediğim şeye inanmam dedi. peki o bana kafasındaki acıyı gösterebilir mi? son olarak da Allah'ın neden insanları yargılayacağını sordu, neden onları başıboş bırakmadığını sordu. Peki o zaman beni buraya niye çağırdınız?"
    34 ...
  2. 46.
  3. güneştir..uygarlığın güneşidir.

    gerçekten yaşayıp yaşamaması bir yana farklı, alışılmadık değerlerin ya da inançların simgesi olması bakımından önemlidir. mevlana yı mevlana yapan adam olarak bahsedilmesi de seviyesinin mevlana dan üstün olması değil, varlığıyla mevlana nın kendi iç güzelliğini farketmesini sağlaması nedeniyledir. insanoğlu bi yandan da yaşadıklarıyla gelişir değişir. şems-i tebrizi bu bakımdan mevlana ya basamak olmuştur.

    cesareti de kendine özgüdür. insanın savaş alanında kılıçlara doğru 'allah allah' diyerek koşması da bi cesarettir; fikirlerini ölümü pahasına savunması, başkalarına fısıldaması da bir cesarettir. hele ki şems-i tebrizi kadar sert ve dalgacı mizaca sahip olanların fikirlerini savunması daha fazla cesaret gerektirir.

    hayatın güzelliği şems-i tebrizi gibi insanların avuçlarındadır. bu güzellikten olabildiğince faydalanmak için onu taşıyanları görmek lazım gelir.
    23 ...
  4. 163.
  5. mevlanayı mevlana yapan büyük zat. kimin karşısına çıktıysa herkesi değiştirir bu adam dik başlı, dediğim dedik, her zaman bildiğini okuyan, hiç bir zaman yolundan dönmeyen, kalbinde en ufak bir şüphe olmayan, açık görüşlü, yaşadığı döneme göre modern düşünceli kalbinde kin, nefret ve fesatlıktan eser olmayan bir adamdır şems-i tebrizi. senelerce büyük aşkını aramış onsuz olduğu zamanlarda hep kendini yarım hissetmiş bir araya geldiklerinde kalpleri yanlızca allah için çarpmıştır. öyle biri ki şems-i tebrizi mevlanayı terk ettiğinde mevlanın bir günde saçları bembeyaz olmuş, onun aşkından şair olmuş mevlana.. hep saptırılmış aralarındaki ilişki ama anlayamamışlar ki onlar bir bütünmüş kalpleri bir atarmış..anlatılmaz şems-i tebrizi onun gibi olunmaz çok seveni de varmış çok düşmanıda ama onun kimseye zararı dokunmamış çok güzel yaşamış bu dünyayı çok güzel yaşatmış yanındaki insanları. hep dolaşmış hiçbir zaman bir yere bağlı kalmamış mevlana bile tutamamış onu yerinde. ve bir gün kaybolmuş kimse nerede olduğunu hiçbir zaman öğrenememiş sanki bu sır dolu kayboluşunda bir şeyler aranmasını istermiş gibi..
    18 ...
  6. 209.
  7. ''kapımıza değil, kalbimize vuran buyursun''
    13 ...
  8. 1.
  9. mevlana'nın ilham kaynağı,sohbet dostu,yol göstericisi,aradığı...ilişkilerinin çok iyi anlatıldığı bir kitap var. (bkz: sevginin yolu)
    14 ...
  10. 28.
  11. mevlana hz.lerine ölümü üzerine bu dizeleri yazdırmış sufi, can dostu, aynası, hocası.


    Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme
    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
    Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

    Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
    Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

    Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
    Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

    Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
    Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

    Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
    Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

    Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
    Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

    Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
    Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

    Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
    Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

    Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
    Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

    Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
    O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

    Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
    Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

    Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
    Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

    isyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
    aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme.
    11 ...
  12. 6.
  13. mevlana ile ilk olarak şam'da karşılaştıkları söylenir, şems mevlana halkın arasındayken yanına gelir elini öper ve ona " dünyanın sarrafı beni anla" der ve ortadan kaybolur. şems yıllar yılı kendisi gibi bir allah dostu aramıştır, sohbetlerine dayanabilecek birinin özlemini duymuştur ve allah'a kendisine buyuk bir allah dostunu gostermesini istemiştir hep ve allah tarafından mevlana kendisine gösterilmiştir. mevlana şems de allah cemalinin tecellilerini görmüştür, şems mevlanaya bir ayna olmuştur ve mevlana aslında kendi allah aşkına aşık olmuştur. ayrıca şems sayesinde maşuk luk seviyesine çıktığı söylenir. fakat belirli sebeplerden şems ile mevlana ayrı düşmek zorunda kalmıştır. bu ayrılık esnasında mevlana şems in hasretiyle yaşamıştır hep, bir gün bir adam yanına gelerek şems i şam da gördüğünü soyler ve mevlana adama üstünde başında ne varsa verir, yanındakiler "mevlana bu adam yalan soyler niçin verdin bütün üstünü başını" derler, mevlana da " yalan haber olduğu için üstümde başımda ne varsa verdim, doğru haber verseydi canımı verecektim" der.
    12 ...
  14. 211.
  15. mevlana hazretlerinin mürşididir.
    10 ...
  16. 212.
  17. 295.
  18. “Şekerliğimin içinde Zehir Olsan Dokunmaz Bize
    Sen Zehri Şeker, Şekeri Zehrediyorsun.. Etme!”

    Dizeleriyle tanışmıştık kendisiyle. Şimdi yine rastlaşınca yazayım istedim:

    “Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup inanınca.”
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük