üniversite birinci sınıf cemaat evi hikayeleri... tamam bir şey demiyorum da bari kavramlara dikkat edin. hadi filozof dense neyse... felsefeci... felsefeci ne amınakoyiyim o dönemde! 4 yıllık lisans eğitimi görmüş, pedagojik formasyonla liselerde felsefe derslerine giren bir adamdan mı söz ediliyor?
öte yandan bu "felsefeci" kadıya gayet de acıyı gösterebilirdi! ki göstremesi de gerekmiyor, kanıtlaması yeterli. kerpiçle vurulan yerde muhtemelen bir şişlik bir iz olması gerekiyor. bunu göstermesi kafiydi.
edit: pardon la başımı öne eğip tevbe istiğfar ediyorum bu hikaye karşısında. ok bro
--spoiler--
felsefeci kadıya acıyı gösteremezdi. acı bir histir, soyut bir duygudur, gösterilemez. darp edilen yerde beliren şişlik darb edildiğinin ısbatıdır, acıyı ısbat edemez.
o zaman tanrının varlığı da ispat edilemez bu kafaya göre. çünkü kanıt diye sunulan her şey doğrudan bu minvalde. hikayeye dönecek olursak kadıya darp edildğini ispatlaması da yeterlidir. şişliği gören kadı, "hayır la acı çekmemişsin" mi diyecek?
ayar değil eskiden kalma bir parodidir. bu gibi ibret öykülerinde nedense ateistler cevaba karşılık cevap veremez, eksik çizilir ve mümün kazanır, şakirtler haz alır.
1- eğer sen adamın başına kerpiçle vurursan ve hadi ispat et dersen öncelikle bir grup felsefeciden bir kaçını şahit gösterir ateist, ya da tebrizi'nin teyemmüm öğrettiği öğrenci çağrılır onlar evet vurdu der tebrizi bozulur. ya da tezeğin vurunduğu yer şişmiş kanamış olabilir ve kadıya gösterilir hoop tebrizi yine bozum.
2- ateist çok güzel soru sormuş şeytan hakkında ve ateş ateşi yakar mı doğru yaklaşım. hayvan tebrizi ise vuruyor hemen ve savunuyor insan toptaktan geldi toprak neden canını acıtıyor. hadi diyelim toprak lan yine ispat sayılmaz çünkü topraktan gelindiğini tebrizi olarak sen iddia ediyorsun ateist felsefecinin iddiası değil ki bu. ne oldu tebrizi?
3- felsefeci ateist herkes istediğini yapsın derken aşırı katı yasaklardan bahsetmiştir. hadi genel ahlak kuralını terk edelim dememiştir. ama tebrizi küt adama vuruyor. yani islamın öğretisi bile şiddeti meşru kılarak insanlara veriliyor.
4- sonuç olark kadı tebrizi'yi falakaya mahkum etmeliydi islam hukukuna göre bu atlanmış ve adaletsizlik islamda hoş görülmüştür.
Cemaat evi çalışanlarının daha az maklube tüketip daha çok çalışması gerektiğini gösteren savsak, sırf beyin yıkamak için uydurulmuş hikaye.
Hiçbir "felsefeci" bırakın insanları kendi hallerine istediğini yapsınlar demez. Örneğin, Nietzsche, bu nihilist yaklaşımın aktif olanını çok tehlikeli ve anarşist, pasif olanını (kendi köşesine çekilme) insanlığı zayıflatan bir tercih olarak görür;bu aşamanın derhal aşılması gerektiğini savunur. Camus, eylemlerine sınır koymadan davranmayı negatif özgürlük olarak dillendirir, insanlığın sonu bile olabilir.
Böyle temellerden bihaber insanların, boş şeyleri aktarmak için böyle safsataları hazırlaması eğlenceli olsa gerek. Roman yazmak gibi.
allahı da şuan için göremiyoruz ancak yarattığı her şey varlığının kanıtı. kendi kendine var olan, ustası olmadan dikilen bir bina, aşçısı olmadan pişen bir yemek nasıl yoksa yaratanı olmadan bir kainat nasıl var olur? madem ki darp izi acının ispatı o zaman bu koskoca kainatta allahın ispatı. görmek istemeden bakınca parmağını gözüne soksan ne sokmasan ne?
o kadar irdeleyici, çürütücü soru varken felsefecinin alda at dercesine verdiği paslar düşünülünce sanki adam ayar arıyormuş yada danışıklı dövüşüyormuş gibime geldi.
böyle sorulara cevap olarak "kerpiç ile kafaya vurmak" kimin aklına gelirdi ki?
şems-i tebrizi hazretleri'nin mevlana'nın hocası olduğu gerçekten belli.
ateiste karşı gösterilen şiddete sonradan kılıf uydurulması yönünde iyi bir savunmadan ibaret sözde ayardır. adamın kafasındaki darbe izini göremeyecek kadar kör veya şahit dinlemeyecek kadar usulden habersiz kadılar olduğu müddetçe, bu tür hikayeler prim yapar.
şems-i tebrizi'nin yaşasa "beni şebeğe çevirmişler yazıklar olsun" diyeceği sallama hhikayedir. hayır üzücü olan buna cidden inanıp "ehehehe şems nasıl da ayarı vermiş" diyen kişilerdir.
ek: ateyisim ve şems'i severim özel nedenlerim var burada açıklarsam sözlük sallanır. *
sözlükte olmaktan utanç duyulan anlardan biridir. mesele, tanrı varlığının kanıtlanmaya çalışılarak ateistlerin gözüne sokulmaya çalışılması meselesi değildir. insan biraz beyne dokunur şeyler okumak istiyor işte. ajdar misali kendi söyleyip kendini öven bir yazar kitlesi pek nahoş oluyor. aslında hiçbir şeye koymadan 'nasıl koyduk' mihvalinde ki bağırışlar kulakları tırmalamaktan başka bir işe yaramıyor. inançlı yazarların ise aralarından bu tip yazarları ayıklamaları gerekmektedir ki inançları yerlerde gezmesin!
bu ayar ile tatmin olup inançlarına daha bir sıkı yapışanlara yollarına devam etmeleri önerilir.
ha bir de; gerçek hayatta bu cevaplarla tatmin olan ateist yoktur. ancak masal kitabına inanan kişinin de zaten gerçek ile bir işi olmaz.
tebrizi hazretleri ateistlere cevap vermiş tamamda bizimde aklımıza takılan bir soru var hakkında acaba mevlana ile neler yaşamış neler yapmış mevlananın oğlu aleaddin onu neden öldürmüş?