aşkın aslı zaten ilahidir. beşeri aşk yansımasıdır. biz ancak alem-i misalda yaşayabildğimiz için aşkı sadece karşı cinsler arasında bilmişiz.
hatta mevlananın yunusun sözlerini bile beşer algısı içinde ,beşeri aşk olarak anlamıyormuyuz en çok ona içleniyorum be.
mevlananın etme şiirini yazdığı insan şemstir.aslında bu sevgide ilahi aşk vardır.birbirlerine sadece allahtan ötürü bir sevgi duyuyorlar.cinsle felan alakası yoktur.olayı cinsel veya dünyevi manaya getirmek sadece saçmalıktır.
birbirine muazzam şiirler yazan iki farstır. hele aşk hortumumuz yeniden canlansın diyor biri, birine orada kopuyorum.
tam bir sevgi pıtırcıkları, tam bir ''kelebek''.
önceden mevlana'yı pek sevmezdim nedense şems-i'dende korkardım ama haklarında yazılmış aşk ve bab-ı esrar'ı okuduktan sonra mevlana'yı görsem yanaklarını sıkardım zaten şems-i!n karizması karşısında ayakta kalmayı başarabilir miydim bilinmez
(bkz: çok sevmiştik be) abi
mevlevilerin tanımına göre birbirlerinin şeyhidir. ikisi de birbirine iltifat eder bu konuda. ama hangisinin mürşit olduğunu araştırmak merak etmek en son yapılacak olandır. çünkü onlar fena fillah olmuşlardır. yani birbirlerinde allahı görüp ona aşık olmuşlardır.
benim dememe göre ise fena fiş- şeyhtir. doğrusunu allah bilir tabi. yine de ne güzel bir makamdadırlar.
onların işine akıl sır erdirmek hele ki manevi hazzı tadamayan ilmini alamayan biz aciz insan programları zombicik kuklacıklar için gerçekten zordur.
seküler, sözde müslümanların sadece özlü sözlerini hikayelerini sevdiği mübarek adamlar. onlarca rekat namaz kılan, sabaha kadar secdede duran, yılın çoğunu oruçla geçiren peygamber sevgisi ve sünnete bağlılığı ile yaşamış mübarek insanlar.
"Sen sevişmedeydin ay'la, bense geceden olma, güneşten doğma. Soğukluğuydun sen aşkın, ben yakan narı sevdanın, dönüp duruyorduk bir yelkovan etrafında. Zaman günahlarını örterdi senin, ben çırılçıplak duruyorken ortada. Aşk geceydi, sen gün."