internette dolaşırken hakkında şu yazıyı bulduğum zat.
ŞEKiP MOSTUROĞLU VE ŞiKE
Fenerbahçe kulübü Asbaşkanı ve avukat Şekip Mosturoğlunun şike süreci macerasını 11 Mart 2011 tarihinde Fenerbahçe Kulübü adına yaptığı basın toplantısında söyledikleri ile anlatmaya başlayalım.
Zat-i muhterem önceki yıllarda gazete sütunlarında gözümüze çarpmış, bizde; sıradan uyanık avukat izlenimi bırakmıştı.
Etrafta çok fazla görmeye alıştığımız, güçlü kişilere yaklaşarak kariyer yapmak isteyen, yukarıya kuzu aşağıya aslan kesilen, özgüven oluşturacak birikim ve beceriden yeterince nasibini alamamış, kibirli görünmeyi marifet sanan kişiliklerden biri olduğu izlenimi vermişti bize.
O nedenle aşağıya eklediğimiz basın toplantısı o günlerde dikkatimizi çekmemişti. Bugün kendilerinin de önerdikleri gibi google aramasında karşılaştık bu toplantı metniyle. Birçok şey gördük ama bu yazının konusu dedikodu olmadığı için; inkâr edilemeyecek kesin bilgi ve belgeler üzerinden gideceğiz.
Neyse, basın toplantısının metnini okuduk, aydınlandık.
Yüksek malumları ile lütfedip kamuoyunu bilgilendirmişler. Hukuk, kanun, ahlak, tarih, futbol gibi konularda ders verir bir şekilde anlatmışlar. Biz de üstümüze düşeni aldık. Bazı yerlerinin altını çizdim, bazı çok önemli yerleri ise kırmızı kutu içerisine aldım.
Sadece bilgilenip aydınlanmakla kalmadım, yazmayı düşündüğüm iş bu yazı için üslup konusundaki kararsızlığımı giderip, yüksek üsluplarını örnek aldım.
ilgililerine malum bu ibretlik metin işte bu:
Zamanı ve sabrı olanlar okuyabilir.
Arkadaş, bu kof ve kibir kokan, tahkir(aşağılama) ve tahriklerle dolu, muhatabını hakir gören(aşağılayan) sözleri okuyacak zamanımız yok diyenler ise kırmızı ile çizdiğim yerlere bakmakla yetinebilir. Bu surette metnin özü ile ilgili bir şey de kaybetmiş olmazlar.
Ne güzel buyurmuş Şekip Efendi değil mi;
TARiHTE BiR KEZ SÖYLEDiĞiNiZ SÖZ SiZiN PEŞiNiZDEN AYRILMIYOR
Hemen hafızasını tazeleyelim:
Ne diyorsunuz 10 Mart 2011 günü; YENi ŞiDDET YASASINDA ÖZELLiKLE BU KONUYU DESTEKLiYORUZ. YÖNETiCiLERE VERiLECEK CEZANIN EN AĞIRINDAN OLMASINI iSTiYORUZ
Bak ne o gün ne güzel buyurmuşsunuz. Bu sözünüzün altında ne de yüksek bir ahlak anlayışı var.
Nasıl da bir hukuk imanı var.
Aynen ve hayranlıkla katılıyorum size.
iyi de
6222 sayılı kanun değiştirilip cezalar düşürülürken hiç sesinizi duyamadık Şekip Bey! Metristen bağırdığınız da yalan intihar haberlerinizin arasında mı kaynadı gitti çağrınız?
Sahi o yalan haberleri yapan medya için herhangi bir suç ihbarında bulundunuz mu? Kişilik haklarınıza yapılan bu çirkin saldırı için ne yaptınız? Lütfen bizi de bilgilendiriniz. Sizin gibi bir şahsiyetin rencide olması bizi çok üzüyor Şekip Bey.
Bakın daha ilk satırlarda düştüğünüz durumun bize verdiği üzüntüden acı acı gülmeye başladık. Yazacaklarımız trajik kahkahalar da attırabilir.
Kamuoyunun karşısına çıktığınız bu rol benim hiç tasvip etmediğim bir kof kibir de koksa, siz birilerini bu şekilde etkilemişe benziyorsunuz.
Ama emin olunuz bu yolun ne ilk ne tek ne de son yolcusu sizsiniz.
Tarih benzerleriniz için iyi şeyler yazmıyor.
Bazen de patlıcanın dalkavuğu olmak gerekir.
Şekip efendi ile hasbıhali burada kesip, bu zatın perdenin önündeki hali ile perdenin arkasındaki halini mercek altına alalım.
Hukuka ve asayişe karşı duyarlılığını her fırsatta dile getiren Fenerbahçe Yönetimi, bu duyarlılığını kulüp tüzüğünün 10.maddesini kullanarak da göstermektedir.
Bu madde, birçok safhası olan kongre üyeliğini yönetim kurulu kararı ile direkt mümkün kılmaktadır.
iddianamede örneği yer alan yönetim kurulu kararlarında bu maddenin; hâkim, savcı ya da bazı önemli mevkilerdeki bürokratlar için kullanıldığını görüyoruz.
Bu madde kapsamına sokulan sıradan diyebileceğimiz bir kişi rastladık kararlarda; bir elektrik mühendisi. Onun da yönetimdekiler için önemli bir yerlerde olduğu şüphemiz var ya.
Şimdi bu kararlardan birkaç örnek verelim. Tabii büyük(!) hukukçumuz Şekip Beye bağlıyoruz bu yargı mensuplarının özel kabulünü.
Burada Şekip Mosturoğlu ve Fenerbahçe Yönetim Kuruluna hiç yakışmayacak bir hata yapmışlar. Söyleyelim de düzeltilsin. Büyük Fenerbahçe bu hataları yapacak kadar bilgisizlerin elinde olmamalı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Hareket Daire Başkanı diye olmayan bir makam yaratmışlar.
Üye yaptığınız şahıs, ya Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Harekat Şube Müdürüdür ya da Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Harekat Daire Başkanıdır.
Çok ayıp Şekip, hiç yakıştıramadım.
Gerçi siz derneği de akademik bir enstitü gibi sunuyorsunuz.
Kasıtlı sanmıştım.
Demek cehalettenmiş.
Yargının içinde olmak ve yargıyla iç içe olmak elbette ki bir avukatın işinin gereğidir.
YARGIYI ŞEKiLLENDiRMEYE KALKIŞMAK AVUKATLARIN GÖREVi MiDiR?
Ne kadar önemli yerlere gelmişsiniz ne büyük bir değermişsiniz de fark edilememişsiniz.
Bu ne cüret?
Bu ne hadsizlik?
Bu gücü Şekip Mosturoğluna kim verir?
Bir hâkim böyle mi davranır?
Ömer Köroğlu hala Danıştay Tetkik Hâkimi. Yani Şekip Efendi becerememiş.
insan düşünüyor ister istemez.
Şekip, üstüne vazife olmayan bu işe niçin bu kadar girmişti?
Yine aynı tarihlerde hukuk havarisi(!) Şekip, Tahkim Kurulu kararlarına da tam bir hukukçu gibi müdahale etmeye çalışıyor.
Hukuktan haberimiz olmasa bunun yasal ve hukuki bir işlem olduğunu sanacağız ama maalesef değil.
Ve yasa açıkça ihlal ediliyor.
Fenerbahçe ile Gençlerbirliği kulüpleri arasında Deniz Barış olayından ötürü bir anlaşmazlık vardır ve olay Tahkim Kurulundadır.
Şekip, yasal(!) müdahalesini yapıyor.
Bu tapede ki konuşma, Şekip Mosturoğlunun yukarıda ki basın toplantısından 6 gün sonra oluyor.
Ne diyordun, ne yaptın Şekip?
Hani hak, hukuk, guguk?
Hani Sadri Şenere, Yıldırım Demirörene verdiğin dersler?
Yoksa sen de; hocanın yaptığını değil dediğini yap diyenlerden misin?
Gülsek mi ağlasak mı Şekip?
NE OLUR ABi deyişin ise tam anlamıyla karizmayı çizdirmek. O günlerde verdiğin imaj daha farklıydı, hatta tam tersiydi.
Olmadı şimdi Şekip.
Kararın açıklanmasının Gençlerbirliği-Trabzon maçından sonraya bıraktırmak isteği!
Hani Hukuk?
Hanı Spor ahlakı?
Perdenin önünde farklı ve arkası çok farklı davranmaktadır Asbaşkan Şekip
Her zaman sahnedeymiş gibi davranmak epeyce zor bir iştir.
Avukatlıktan sonra tiyatroyu düşünebilir bu efendi.
iyi oyuncu.
Deniz Barış olayını biraz daha irdeleyeleceğiz.
Şekip Mosturoğlunun bu olay üzerinden o günkü TFF ve Tahkim Kurulu ilişkilerini anlamamız bakımından iyi bir vaka olarak karşımızda duruyor.
Bu arada google araştırmamızda birçok bilgi edindiğimizi söylemiştim.Medyanın her yazdığını da dikkate almadım.
Tıpkı iddianamede her okuduğumuz tapeyi dikkate almadığım gibi.
insanların özel hayatına ve aile birliğine saygım gereği sadece şike sürecini ilgilendiren ve bu süreç için önemli olduğuna inandığım bilgi ve belgeleri paylaşıyor, yorumlarımı da bu bilgi ve belgeler üzerinden yapıyorum.
Şekip Bey, tahkim kurulunun Deniz Barış olayı için almış olduğu karardan memnun değillerdir. Bunu bir arkadaşıyla paylaşır.
Arkadaşı, istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi hocalarından ve Fenerbahçenin avukatlarından olduğu söylenen Prof.Dr.Haluk Burcuoğludur.
Şekip Beyin bizim dediği çocukların anneleri seks işçisiymiş.
Hoca, kararı umursamıyor.
Profesyonel bir tepki veriyor.
Şimdi yahu bu Haluk Hocayı niçin özellikle vurguladın diyenleriniz olacaktır.
Hukuk(!) havarisi, yukarıdaki basın toplantısında ise hukuk hocası olan Şekip Beyimizden alalım cevabını:
Meğer Şekip'ten Emenike olayında öğrendiğimiz ısmarlama mütalaa işi ciddi bir alışkanlık yapmış Şekip efendi'de.
Bu değerli hocamızın, aynı zamanda Fenerbahçenin avukatı olduğu söyleniyor ve dahi aynı zamanda Fenerbahçenin taraf olduğu bir davaya da mütalaa veriyor.(Burada av.Engini hatırlamakta fayda var.)
Heyyy ülkemin yargı düzeni!
Ört ki ölem!
Hani hukuk?
Hani adalet Şekip Bey?
Hani hukukun üstünlüğü Şekip Bey?
NE DiYORDUNUZ 6 GÜN ÖNCE, NE YAPIYORSUNUZ 6 GÜN SONRA?
Şekip Mosturoğlu-Mümtaz Karakaya konuşması devam ediyor.
Mümtaz Karakaya kim mi?
Aziz Yıldırımın TFFye Başkan Danışmanı sıfatı ile soktuğu ayda 15.000 dolar maaş aldığı söylenen zat-ı muhterem.
Hukuk bilginiz ve avukatlık yeteneğiniz kulis yapmaktan ibaret midir Şekip Bey?
TFFye yaptığınız sitemlerde; kararın hukuki ya da yasal boyutunu değil bizim adam, bizim adam değil gibi kişisel kısmını söylüyorsunuz devamlı.
Yoksa bu avukatlık mesleğinin bilmediğimiz gerçeği midir?
Hukuk Fakültelerinde kulis faaliyetleri hakkında herhangi bir ders yoktur.
Acaba bu konudaki dersler meşhur derneğinizde mi veriliyor?
Hukuk?
Gukuk?
Dernek?
RET EDiLDiĞiNi BiLiYOR DA DETAYLARINI BiLMiYOR BiLSE ADAM ÖLDÜRÜR YA
Aziz Başkanınız Aziz Yıldırıma bu ağır suçlamayı nasıl yapabiliyorsunuz Şekip Bey?
Hem ne demiştiniz 11 Mart 2011 tarihli (altı gün önceki) basın toplantınızda; KiMSE HAKKINI HUKUK DIŞINDA ARAYAMAZ
Unutmadan; dava için yapılan kulis ve lobi faaliyetleri de hukukun içerisinde midir Şekip Bey?
Başkanınız her hangi birini öldürmediğine göre; ya ikna ettiniz ya da boşuna itham ediyorsunuz Aziz Yıldırımı.
Aziz Yıldırımı, hakkını hukuk dışında aramamaya ikna etti ise takdir ediyoruz Şekip Mosturoğlunu.
Adnan isimli şahsın, sizlerin üzerindeki niyet ve eylemleri, özel hayata girdiği için değinmiyoruz.
Mümtaz Karakayada; Adnan isimli Tahkim Kurulu üyesinin biletini kesiyor. Kim gelirse gelsin, gidecek diyor. Gitmeli tabii ki. Adam hukuktan anlamıyor(!)
Unutmadan şunu da belirtmeliyim; tapeler çocukların yanında okunmamalı. Olduğu gibi koymamızın iki nedeni var: 1- belgenin aslını sunmak, 2- bu kadar tapeyi elimizle yazacak zamanımızın olmaması.
YA BEN BAŞKANA NASIL ANLATAYIM BUNU ABi ALLAHINI SEVERSEN BANA YOL GÖSTER
Bu ne?
Bu korku niye?
Bu nasıl kuvvetli bir korku?
Aziz Yıldırım kaç kere söyledi ki; ŞEKiP YILDIRIM BiR AVUKATTIR. BEN ONA NASIL TALiMAT VEREBiLiRiM diye.
bundan sonraki dönemde hukuki işleri hem içerideki durumu hem de dıarıdaki durumu iyi bildiği için çok daha iyi yönlendirecek adam.
adam suç örgütünün 2. adamıydı ve tahliye oldu, size diyorum erman, serhat, fatih alooo!
hizaya gel!
çıktıktan sonra elbet hamle sırası kendisine gelecek, gerekeni yapacaktır. ben 8 ay boş yere içerde yatsam çıktıktan sonra kuyumu kazan herkesin amına korum. net.
az bir süre sonra şu şekilde bir ifade göreceğiz sayesinde;
serhat ulueren: ''sayın mosturoğlu bağlanmak istiyor şu an ama hatlar ehe şey kemküm!!11! arkadaşlar yapmayın ya!!!1!!1 evet sayın seyirciler telefon hattımız yanmış sanırım''
"şike yapan adamın götünden kan alın" diyen kanuna göre içeri alınmış, yoğun medya, kulüp, siyasi baskılar sonucu, cumhurbaşkanının dahi veto ettiği bir kanunla "şike aslında o kadar da büyük bir suç değildir canım " şekli verilen yeni kanuna göre tahliyesi istenen kişi.
Aziz yıldırım'ın her operasyonunda ilk telefon ettiği kişi. Futbolcu işçiler, tarlalar falan hep bu adama edilen telefonlardan sonra ortaya çıkıyor.
'aziz yıldırım çıkarsa ortalığı dağıtır' ekolünün es geçmekle tarihi bir hata yaptığı adam. eğer aklanır ve kendisine yapılanları affetmezse göz altındakilere psikolojik ve fiziksel baskıyla ifade alanlarla temeli boş bir iddianameyle insan haysiyetini hiçe sayanları bakanlıklar ve hsyk zemininde bitirip sıfıra indirebilir.
böyle bir durumda erman toroğlu ise annesini direk yurt dışına göndermelidir.
yaptığı savunma ile hocaefendiyi, futbol endüstrisine 'acaba girmesemiydik' diye düşündüren adam. an itibarı ile savcının beraat istemesi, cemaatin futboldan çekileceğinin, ya da kaybedeceği bir savaştan hiçbirşey kaybetmeden çıkma isteğinin işareti gibi.