bu çizgi filmde bitane sarı pipi vardı neydi adı arşil mi david miydi neydi o ölmüştü de sokaktaki kızlar bi kötü olmuştu, ben de teselli etme bahanesiyle kızların orasını burasını ellemeye sokağa çıkardım. bakalım gelecek bölüm neler olacak da bana ekmek çıkacak diye izlediğim günleri biliyorum (7 yaşlarındaydım sanırım).
bir çizgi film bu kadar beklenir bu kadar sevilir mi yabbim o başlamadan evvel yemekler yenilir, televizyon başında bir tek o beklenirdi. jenerik başlarken candy çeşit çeşit kıyafet denerken özenirdik elbiselerine. ilk aşık olduğu zaman aşk ne demek gördü çocuk kalbimiz. sarı kıvırcık saçları çilli yüzüyle o zamanın özenilen kız modeli oldu.
antony'nin attan düşüp öldüğü sahnede küçücük yürekleri ağlamıştı. candy'nın giydiği o şeker mi şeker ciciler yüzünden okuma sökmeden tasarım yapmaya başladık. rakunu evcil hayvan gibi evde beslemek istedik.
dünyanın en güzel çizgi filmi demekte kesinlikle doğrudur.
yaşasın vataşiva kendii.
show tvde yayınlanırdı. şeker kız candy bittikten sonra power rangers başlardı . sırf onu kaçırmamak için zoraki bizim candyide izlerdim. yazık bizim çocukluğumuza.
küçüklüğümün en güzel çizgi filmlerindendir, candy-anthony aşkı beni o kadar etkilemişti ki anthonynin attan düşüp ölmesi ve candynin anthonyyyyyyyyy diye bağırmasını hiç unutamıyorum sözlük. tekrar izlenesi bi çizgi film.
bazı insanlara yabancı gelen çizgi film. küçükken hiç denk mi gelmedim artık, izlemedim. sonra böyle internet ortamlarında bahsedilince böyle bi şeyin varlığına şahit oldum. garip bi his.
bildiğin pembe dizi tadında bir çizgi filmdi. aşk, entrika, ihtiras, kıskançlık, ölümler falan. alttan yavaş yavaş müziğin girmesi aniden tavan yapması sonra aniden açılan gözler, çocuk kalbimde onarılmaz yaralar açmıştır. o değilde terry'de allah için hoş çocuktu. canlansada yanıma otursa derdim.
bildiğin porno. bi bölümünde candy yağmurda mı ne ıslanıyodu, üvey kardeşleri bunu bulup eve getiriyolar ısıtmak içinde soyunup dördü birden yatağa giriyorlardı. evet candy ısınıyor mu, ısınıyor.
--spoiler--
az önce 115. bölümü tamamlayarak dizinin türkiye'de yanınlanmayan sonunu öğrenmiş bulunmaktayım.
yaklaşık 5 aylık izleme sürecimde. anthony brown'un ölmesine deliler gibi ağlayıp, gece annemle mi yatmadım, terry grandchester'la ayrılış sahnesinde ağlama krizlerine girip oda arkadaşlarımca dalga mı geçilmedim, az önce stear'ın ölümüyle sabah ezanına karşı yine mi ağlamadım... bu dizi çocuklara asla uygun değildir hocam, kazık kadar benim bile psikolojimi bozduysa.
dizi boyunca kurin denen o akıllı bıdık evcil hayvana özendim, bulaşık mı yıkamadı, kayıpları mı bulmadı, tehlikeleri mi haber vermedi... benim niye kurin'im yok diye isyan ettim.
sonunda candy çok sevdiğimiz bay albert'ın tepedeki prens olduğunu öğrenir. eh ne güzel sevinirim. ama terry grandchester? terry çok iyi çocuktu. serseriydi ama mükemmeldi, mızıkasına kurban. ama ama ya anthony brown? anthony hiç ölmemeliydi. çok sevmiştim ya ben onu. az mı ağladım, anthony on numaraydı! ay ama bay albert onu hep korudu. ama terry! ya anthony?
böyle bir diziydi, sonuç olarak tavsiye etmiyorum. herkes iyi herkes güzel. herkes ölüyor. acı, dehşet, ayrılık... ama candy mutlu. candy heeeeeep gülümsüyor. olan burda bize oluyor. küstüm oynamıyorum. anthony ölmeyecekti işte! *
--spoiler--
her şeye rağmen ölenle ölünmez, mutlu olmayı bil, gerekiyorsa vazgeç hayatına gülerek devam et mesajı veren dizi. kalbimizde yeri ayrıdır.
çoçukken okulu asacak kadar sıkı takipçisi olduğum, candy karakterini çok sevdiğim için saçlarımı bir dönem hep iki kulak * yapmış olduğum harika çizgi dizidir. kime göre? bana göre.
şarkısı da hala ezberimdedir. watashi waaaaaaaa.. watashi waaaaa candyyyyyy....