Alışmış olduğumuzun göstergesidir. Yalama olmuşuz adeta. Bu zamana kadar ki şehit haberlerinden sonra yapıcı ne tepki gösterdik? Sokaklara çıkıp bağırarak bu işler olmuyor artık arkadaşlar. Siyasi otoritenin onayı olmadan bu işler halledilmeyecek ve ne yazık ki böylesine güçlü bir otorite yok ortada. Hadi eksileyin arkadaşlar.
sanırım 1992 yılı. hergün onlarca şehit verildiği yıllar. ama bir tanesi aklımdan çıkmıyor. adı muhsin çocuğun, soyadını hatırlamıyorum bile. sadece üç numaraya vurulmuş saçları ile çekilmiş bir fotoğrafını annesi kucaklamış, tıpkı evladını kucaklar gibi. sessizce ağlıyor, yıkmıyor ortalığı. o fotoğraf da sanki canlıymış gibi annesine bakıyor, bir tek bunu biliyor, bir tek bunu hatırlıyorum. muhsin, tam 19 yıl olmuş öleli. ve ben senin sayende yazıyorum bu yazıları.
o gün sen benim için feda ettin canını. 20 yaşından, en güzel çağından vaz geçtin ben bu sabah burada yatağıma uzanayım ve bir kaç kelime yazayım seni unutan insanlara diye. evet senin öldüğün yıllarda ne bilgisayar ne de internet vardı. internetin nasıl birşey olduğunu bilmem ki nasıl anlatsam sana. anlatsam da inanmazsın zaten. çünkü sen askere giderken baban sana yeni saat alamadığı için kendi saatini takmıştı senin koluna. işte o kadar değişti türkiye. insanlar, arabalar, binalar... ama bunlar hep senin sayende oldu muhsin.
unutup geçip gittiğimi sanma. ben hep dua ederim sana, her yediğim lokmada, her yudumda içtiğim çayın ve her ufka bakışımda seni anarım. sen gençliğinden geçtin muhsin bizim için. biz seni nasıl unuturuz, o kadar vicdansız değiliz muhsin, olamayız da...
şuan türkiye çok güzel desem de aklın kalmasın buralarda. çünkü içinde olduğun yer cennet. ve dün sana komşu olsun diye iki kardeşimizi daha yolladık yanına. onlar sana anlatırlar, mas mavi gök yüzünü, boğazı, denizi ormanları, cıvıl cıvıl gezen insanları... bunlar hep senin sayende muhsin, biz hiç unutmadık seni.
kanıksamanın getirdiği bir sonuçtur.artık 10-12 tane şehit vermeyince haber değeri bile olmuyor.sonuçta herkes hakettiği şekilde yönetiliyor.terörü bitme noktasındayken teslim alanlar bugün terörü azdırmışlardır.ama toplum bu basit gerçeği göremeyecek kadar balık hafızalı malesef.
Terör denilen kanlı yapılanmanın başladığı günden beri maliyeti 400 milyar doları geçmiştir. Az biraz matematik bilgisi olan insanlar bile bu para ile ülkemizde ki her insanın ev ve araba sahibi olarak refah bir hayat yaşayabileceğini kestirebilmektedir. Yine özetle pkk nın bulunduğu bölgede yıllık 50 milyar dolar gibi büyük bir paranın gayri resmi olarak kayıtlara geçtiği bilinmektedir. Abd nin yıllardır umarsız bir sülük gibi yetiştirdiği Barzani köpeğinin bile günümüz şartlarında dünyanın en zengin insanı olduğundan hareketle, terörün çıkış sebepleri ve bölgede dönen iç çatışmaların ve yansıması olarak Türkiye ye faturası ve geri kalmışlığının net birer tablosu ile karşılaşmamız olasıdır.
Süreklilik dahilinde karşımıza çıkan yeni dünya düzeni ve yeni dünya siyaseti isimli slogan; ne yazık ki, 1900 lü yıllardan beri bu tarz kimliksiz ve Allah diye paraya tapabilen aktörleri bulmakta gecikmemektedir.
Yurdumun aç ve açıkta sosyalistlik hayalleri ile yatan ergen ve entel bebeleri savundukları ve içgüdüsel kurmaca beyinleri ile oynadıkları devrimcilik oyunlarının faturasının bu denli büyük olması acı vericidir şüphesiz.
Devletimiz terör ile mücadele etmek istiyorsa şayet, para musluklarını kesebilmek için gayret göstermelidir. Önceki yazılarımda defaten belirtmeme rağmen; günümüz Türkiye sinde pkk kaçak sigara, uyuşturucu, kaçak benzin, çay vs. yolu ile milyarlarca dolar kazanmaktadır.
bilinen gerçeklerin, fakat cevabı olmayan soruların anatemasını oluşturduğu yazıdır. bilinen şudur; 1978'den bu yana bitirilemeyen bir terör örgütü varsa, bunun tek bir açıklaması olabilir: bitirilmek istenmiyor. çünkü terör gündemdir. yoğun tepki bile olsa mevcut hükümet hangisiyse, onun işine yarar. o günlerde konuşulan, tartışılan, kavgalara sebep olan konular bir anda rafa kaldırılır. spora bu yüzden yatırım yapılır. bir takım, başarı kazansın da 1-2 gün o konuşulsun rahat edelim fikri ile. falan filan işte. pkk istediğini almadan bitmeyecek. belki de pkk da kullanılıyordur. belki bop için gerilla gücü olarak saf tutacaklardır. bilinmiyor. yaşayıp göreceğiz.
cahil olan toplumumuzun pkk yı bitirelim gibi düz mantık düşüncesiyle verilen onlarca kayıbı yok sayması bu sorunun ana kaynağıdır.
özellikle şehit ailelerinin on oğlum olsa onunuda şehit veririm diyerek savaşı körüklemesi ve verilen kayıpların basite indirgemesine sebebiyet vermiştir.
hayaldi gercek oldu projesinin sonucları.. daha beklersek , şehit sayısı tavan yapacak. bizim içimiz yanarken... onların hayalleri gercek olacak . ruhları şad olsun ...
Gazetede okuyup televizyonda izleyince hep başkalarının başına gelir gibi düşünülür.
Ülkemizin her evladı bizim çocuğumuzdur.
Hiç bir anne çocuğunu dağlarda hainler tarafından şehit edilsin diye dünyaya getirmez.
Ateş düştüğü yeri yakar, çok zordur...
Oğlunun en güzel en yaşanası çağında ölüm haberini alan bir anne olmak!
Artık oğlunun hiç bir zaman geri gelemeyeceğini düşünmek!
O artık olmayacak, yatağı, elbiseleri, ayakkabıları odası boş kalacaktır.
Ne güzel hayallerle ne sevgilerle büyütülmüş bir anne kuzusudur o aslında...
o büyürken, Üzerinde ne emekler, ne gözyaşları, ne acılar, ne sevgiler, ne şefkatler büyütülmüştür...
o'nu kaybetmek, bir daha hiç göremeyecek olmak, onun da bu dünyaya ait hiç bir şeyi göremeyeceğini bilmek ne büyük acıdır...
Bu acıyı yaşayan herkesin çocuğu aslında hepimizin evladı, kardeşidir...
Bu acı ortak acımızdır...
Giden can bizim canımızdır, bizim evladımızdır...
Anneler o güzel çocuklarını en güzel çağlarında dağlarda katiller öldürsün diye doğurmaz...
aTEŞ düştüğü yeri yakar...
Bu güzel evlatlarımızın en güzel çağında hayatlarının sona ermemesi için her türlü önlem alınmalı, bütün yetkililer ve ulusumuz her şehidin hepizin evladı oluğunu unutmamalıdır...
Yaşama doyamadan en güzel çağında kalleşçe öldürülerek bu dünyadan ayrılan güzel çocuklarımız için çok üzgünüz...
onlar artık geri gelmeyecekler...
Anneleri onların kokularını koklayıp, büyüdüğünü göremeyecek...
Bu acı anlatılmaz ancak hissedilebilir...
Bu acıların son bulmasını diliyoruz...
Bizim insanımızın dibine kadar ikiyüzlü olmasından kaynaklanmaktadır. Dört gün üzülüp facebookta hepimiz profil resmimizi bayrak yapalim, şehitler için 1milyon kişi buraya diye sayfa açalım, dört gün sonra bitsin. Neyi hallettik? Haber bültenlerinde gazeteci geçinen ankormenler haber atlattıkça, o adadaki şerefsiz gebertilip bütün finansörler yok edilmedikçe kusura bakmayın ama kişisel olarak bir b.k yapamayız. iki gün yas tutarız sonra geçer. Normalleşir.
şehit olan kişinin birinci derece yakınınız ya da en basiti her gün sadece selam verdiğiniz sınıf/iş arkadaşınız olduğunu düşününce insanlığını yitirmemiş kişilerin asla basite indirgeyemeyeceği durumdur.
birilerinin dediği gibi ''sözün bittiği yerdeyiz!!'' demekle bu durum asla bitmez.. kalıcı olarak bir çözüm lazım.. 30 yıldır verilen şehit sayısı ortada.. yapılan şeylerde.. karşılıklı çıkarlar sıfır noktasına indirgenmediği sürece bu olayı hep çok basit olarak görecek bazıları.. ateş yine düştüğü yeri yakacak..
hergün bilmediğimiz evlere ateş düşmesi, anaların evlatsız kalması, evlerin direksiz kalması, çocukların babasız kalması... hiçbiri basit değil. bilmeyene laf etmesi kolaydır elbet, bir de içine girmek gerek. en nihayetinde, hepsi bizim için şehit olan kardeşlerimiz değil mi? hala kan, gözyaşı var bu ülkede... bir hiç uğruna yitirilenler var. evet, bu insanlar yani teröristler, uğruna savaştıkları şey hepsi bir hiç. cahiller ve daha ne için yaptıklarını bile bilmiyorlar. bu bir milliyet savaşı değil, bu ekmeğini yediği ülkeye bıçak saplama nankörlüğü. evet, klavye başında yazmak kolay bana da kolay sana da! hala orada nöbet tutan, silah elinde ülkesini savunan, canını vermeye hazır olanlar için yazıyoruz elbette. umarım, bu ülkede terör biter, umarım bu ülkede kan biter, umarım bu ülkede cahillik, fakirlik, işsizlik biter. umarım şuraya yazılanlar realiteye düşer.