anadolu insanı, benim öksüz milletim bir günden bir güne sahip çıkanı mı oldu, tarihin her döneminde sırf önde gelen (bu da ne demekse) kesimin istekleri için savaş zamanı savaşçı, iş zamanı işçi olan her daim sömürülen halkım, osmanlıysa osmanlı, cumhuriyetse cumhuriyet, kime güvendiyse sırtından bıçaklanan benim gariban milletim, kapitülasyon verirsin ceremesini türk milleti çeker, savaşa girer çıkarsın ceremesini türk milleti çeker. ezilmemiş olsaydı türk milleti şu anda dağda bayırda elinde dedektörle ermenilerin, yahudilerin memleketten kaçarken toprağın altına sakladığı altınlarını didik didik aramazdı, yanında savaştığımız almanyaya birinci dünya savaşından sonra güneydoğu demiryolu ihaleleri peşkeş çekilmezdi. çok dolmuşum çok.
üzülerek söylediğim gerçekliktir. bu ülkede anadolu insanı her türlü cefayı çeker, her türlü kötülüğe karşı gelir ama devletine, bayrağına, vatanına hiç bir zaman küsmez. kuru soğan ekmekle beslenir sofrasına et girmez ama haline şükreder. her türlü ihaneti görür ama asla ihanet etmez.
işssizdir, açtır fakirdir kimsenin umrunda olmaz köylü diye hakaret edilir gülümseyip geçecek kadar kocaman yüreği vardır. bu kadar fedakarlığa rağmen hiçbir zaman hatırlanmaz taaaaa ki cenazesinin üstünde türk bayrağı ile sarılı kefeniyle gelinceye kadar birkaç gün hatırlanılır sonra tekrar makus kaderine terk edilir bu yiğit anadolu insanı.