belki nadide örnektir.
yinede belirtmek lazım.
oldukça varlıklı bir tanıdığımız geçen yıl defnetti oğlunu.
az çok tanırdım. vatan sever bir gençti.
dediğim gibi belki istisna.
lakin yinede belirtmek lazımdı.
ha son olarakta bakımlı bir bayan olan annesinin baş örtüsü içinde ağlayan hali sıradan anadolu kadını gibiydi.
paran ve ankara'da dayın varsa ya askerliği bedelli yaparsın ya da gayet güvenli bir yerde asker olursun. ama para pul olmayınca direkt doğu ve güneydoğu anadolu'ya asker olursun.
bütünüyle doğru olmasının yanısıra; burada suçlanması; ve irdelenmesi gereken zümre, zenginler değildir!
fakir kesmin ekseriyetinin cahil oluşu, bu duruma nihayi etmendir. tanrı'ya bağlılık, teolojik düşünce fakirde çok daha fazladır. "kader", "kısmet", "yoksulluk" gibi binlerce yıllık etkisiz kavramlar, fakir zihnini kavurur. pekçok olaya sessiz kalmalarını, sağlar.
şehitlerin prototiplerine bir göz atın, anadolunun köyünde çoban mehmet, kasabasında süt satan hasan, anasına bakmakla yükümlü gariban ömer, hepsinin bağrı yanık delikanlılar olduğu görülür. ve çeşitli etmenlerden ötürü, cehaletleri doruktadır. kendilerine yapılan izolasyonu görmezler!
dedik ya suç askere gitmeyen, askerde ölmeyen zenginde değil, ne iyi ki onlara kendilerini sıyırmışlar.
suç cahil köylüde, cahil halk kesiminde. "ben bilmem beyim bilir!", "allah yazgısı ne diyelim!", şeklinde düşünüp; bilgilenmek sorgulamak, dinin ardıl olarak ele almak gerekirken; bunu yapmayıp, ölümü arzulayan kesimde.
bu fundamentalist olgular aşılamaz ise; çok orak tutan el gider!