insanın bir şey söyleyesi bile gelmiyor.
ne bu ya? bu ülke nasıl bir ülke ya? nedir bu halkın çektiği?
şehitlere bakıyorum, hepsi fakir çocuğu. içlerinde bir tane zengin çocuğu yok.
vatan sağolsunmuş... ulan bu vatan sadece gariban kanıyla mı sağ oluyor?
garibanlar doğuda ölüyor, niye? zengin bebeleri batıda çok affedersiniz sikiyle istakoz yarıştırsın diye mi?
bu kaçıncı ya? neden bir ''devletlu''nun çocuğunun şehit haberi gelmiyor? hep gariban, hep fukara... dağ gibi çocuğu sağlam gönder, tabutla geri postalasın çobanla teröristi ayırt edemeyenler...
cenaze töreninde ''şehidimizin kanı yerde kalmayacak'' deyip avutsun bazıları...
hani şu''karakol duvarını yaptırmaya para bulamayıp generallere golf sahası yapanlar''...
vatan sağolacakmış...
alın vatanınızı münasip yerinize monte edin. çünkü bu vatan zengin piçlerinin vatanı, bizim değil.
devleti ve devleti temsil edenlerin kendi ayıplarını örtmeleridir. devlet belledik ama kedi çıktı, kader utansın.
büsbütün sergilemek lazım bu utancı, şunun bunun ya da herhangi bir ideolojinin kalıbın arkasına saklanmadan, mertçe erkekçe yüzleşmeli insanlar. daha geçen gün bir gazi iş umuduyla canını dişine takıp yarasına beresine ve incinmişliği, dışlanmışlığı ve adeta bir hiç için gazi olduğunu kendisine söyleyen tosuncukların, tabak yalayıcıların yüzüne tükürürcesine aldırmazken ve koşarken, iki gazete bir televizyon kendisini gösterdi diye yere göğe sığdıramamalar, iş bulmalar yaşamadık mı? daha dün, atanmayı bekleyen yüzbinlerce öğretmen arasından hasta durumda birisinin isyanına gazeteler televizyonlar yer verdi diye bugüne değin duymayan görmeyen koca bakanlık, tedavisi için devreye girmek zorunda kalmadı mı?
o halde yüzleşeceğiz, yüzleşeceksiniz. ayıbınızı, günahınızı örtmeye gizlemeye değin mertçe erkekçe arkasında durmasını bileceksiniz. sabah akşam bir yanınızı yalayan besleme medyanızda, aynı türküyü çığırıp duran tosuncuk aydınlarınızla koca bir ülke kanıyor; duymuyor musunuz, hissetmiyor musunuz?
o şehit ailesini yoksul eden, canlarından canı ülkeleri için feda eden insanlara kendinizi rezil etmemek adına aldığınız 2 metrelik kumaştan ceketler, elbiseler ne ayıbınızı, ne de günahınızı örtmeye yetmez, yetmeyecek. kendi ayıp ve günahlarımızı da...
belediyenin olayı medyaya taşımamak için çaba gösterdiği ortadadır. Bu Haberi Ulusal Medyaya Taşıyan DOĞAN HABER AJANSıKozan Muhabiri Yaşar KORKUSUZ isimli Gazeteciymiş.Kendisi Geç Saatlre Kadar Oradaymış her ne kadar bu haber duyulmasın densede Kendisi Ulusal Medyaya Bu Haberi taşımıştır. taşıyanlar utansın.
popülistliğin son noktasıdır. devletin yaşaması için canından can veren insanlara yapılan en büyük hakarettir. Bir kilo pirinçle, iki torba kömürle insan vicdanına ipotek koymaya çalışanların son şebekliğidir. sigorta reklamını hatırlayın. atatürkten hiç bir şey istemeyen köylüyü. onları insanca yaşatmak devletin asli görevi değilmiydi de , şehit babasına anasına gece yarıları mağaza kapılarını açıyorsunuz. böylemi vicdanlarınızı rahatlatacaksınız. açılım elbisesi üstünüze çok bol geldi diye mi insanları bu şekilde rencide ediyorsunuz. ben orda devleti görmüyorum. şehidin kanı üzerinden siyasi rant etmeye çalışan sevr artıklarını görüyorum. o anne ve baba ki üzerlerinde yırtık elbiseleri dahi olsa " evladım gitti, gerekirse bende giderim. vatan sağolsun" diye haykırır. elbiselerinizle onların vicdanlarını satın alamazsınız.