2 sene evvel sırf yazmak için yazmışım buraya bi entry, tek cümleyle şehir anlatılmaz gerçi, anlatacak çok şey ama, en azından bende olanların listesi buyrun;
edirne- rumeli eyaletinin başkentiyken, rumeli eyaletinin sancağı bile etmeyen ülkenin ili olmak.(yanlış anlaşılmasın osmanlıcı değiliz de şimdiki hökömete laf soktum)
istanbul- bana yar olmayan devr-i devran'ın izzet-i ikramını sikeyim ço afedersiniz
kocaeli- eşi benzeri bulunmayan güzellikte bir körfezin kıyılarına fabrikalar kurup, doğa harikası bir şehre "sanayi şehri" etiketi yapıştırmaktan dolayı oluşan kul hakkı, vebal..
çanakkale- vakti zamanında yaşadığı badireler sularından taşmış bir boğazı olduğundan mütevellit, methiyeler dizilen şu kuzey boğazından daha değerli bir boğaz, geçit.
bursa- kültürü olan koskoca bir şehir olmasına rağmen, hayat bilgisi adlı dizide ortega adlı elemanın bursaspor'a çağrıldığı için kabul edip gittiği, ama vicdan azabından hemen terkettiği şehir olarak aklımda kalması, bir çocukluk travmasıdır bende.
aydın- söke ve nazilli ve kuşadası gibi şahsına münasır yerleri barındıran ege zeytini.
izmir- sir mc diye bir rapçinin vakti zamanında kadıköy tayfasına karşı, "kahpe memleketindeki boğazı götüne sokarım" isyanıyla aklımda yer etmesine karşın 4-5 kere gitmiş bulunduğum karşıyaka'sına aşık olunası, kordonunda çay içilesi, bornova'sında sokak düğünlerine katılası, buca'sında misafirliğe gidilesi, foça'sında yüzülesi, tam gelişmemiş olmasına rağmen küçük bir "avrupa" şehri.
muğla- bodrum'un sonu her ne kadar istanbul gibi olmuşsa da, bu ülkede hala yaşanılası yerlerin olduğunu bana hatırlatan, ultimatom ege akdenizi, akdeniz egesi, orada ölünesi, geçmişi yadedilesi.
antalya- bir kadındır antalya, kepez'i görülüp hoşlanılan, tam üstünü çıkartmışken birden "serik" görünen ki, sıcak yakıcı bir yoldur antalya, california'ya gider gibi sürülür araba.
ankara- şiirler yazılamayacak kadar "gerçek" yerdir ki, benim aklıma hep amirim gelir.