bir şehri bırakıp bir diğerine gitmek zorunda olmak ve aşağıdan ağlamaklı bakanlara el sallamak. yolculuk boyunca, kafayı cama dayayıp, anılardan oluşan film şeridinin gözler önünden akmasına izin vermek.
gecenin bir yarısı ototbüs mola verir, çok sıkışırsınız, yanınızdaki adam uyur, dürtersiniz uyanmaz, sidik keseniz patlamak üzeredir. öylece kalırsınız.
Yan koltukta oturan kisinin kokusuna tahammul edememe.
Yan koltukta oturan kisinin begenilmedigi halde basini omzunuza yaslamasi.
Yan koltukta oturan kisinin coraplarini degistirmeye kalkismasi.
Yan koltukta oturan kisinin ha bire kendi kendine birseyler fisildamasi.
Yan koltukta oturan kisinin kisik kisik geğirmesi.
sevgiliden vedalasilan dakikalar, x sehrinden y sehrine 1000 km den fazla yol kat eder gelirsiniz, 3 gun kalip dönersiniz yol 17 saatir, birde trafik kazasi yasarsiniz, 21 saatte donus yolu tamamlanir ve bir hafta sonra o sevgili sizi terk eder, sebebi bilinmemektedir. caninizi bos yere tehlikeye atmis olursunuz. iste esas acikli olan budur.
askerlern bol olduğu bir otobüs dolusu abaza ve istanbula yeni gelmiş bir kız. koltuk arka beşlinin bir önündeki koltuğun ta kendisi.
asker olacak evladımız sevgilisiyle konuşuyordur.
a:aşkım yarın ayarlayacaksın değil mi?
k:offff
a:gelemem ne demek ya o kadar yolu bi öpücük için geliyorsam söyle ineyim
k:Allahümme salliala..
a:ama aşkım hem benim olsan baban seni bana vermek zorunda kalır
zavallı kızın sabrı taşmak üzeredir asker evladımız tam muhabbeti koyulaştırmış derin konulara girmiştir arkada oturan diğer dört kişi kızı izlemektedir.kız sinirlenir askerin bir lafıyla deliye döner a:otobüsteyim hatta önümde bir bayan yanımda dört erkek var.kız döner k:beyefendi sizi dinlemek zorundamıyız a:dinleme ozaman k:kouşma o zaman.bir şok yaşıyor asker evladımız.k:beyefendi dedim diye şaşırdınız sanırım.muavin bir sorun mu var hanfendik:yok beyefendi telefonu kapatacak sorunumuz kalmıyor ozaman.a:aşkım kapatıyorum rahatsız oldular herhalde ben kapatıyorum.k:hiç imaa da etmedik ama nerden anladınız?her molada birinin ateş istemesiyle son bulan bir 18 saat sonra kız evine varır.asker evladımızda yavuklusuna kavuşmuştur sanırım.
genelde otobüse binmeden hemen önceki dakikalardır onlar. siz canınızın yarısını kendi ellerinizle koltuğuna kadar götütürsünüz, sonra otobüsten iner ayazda beklemeye ve izlemeye başlarsınız bıyıklı şoför dayının, canınızın yarısını sizden uzaklara götüşürünü.
yanda oturan kişinin aşırı derecede kötü kokması.
yanda oturan kişinin aşırı derecede horlaması.
yanda oturan kişinin uyurken başını senin omzuna koyması.
yanda oturan kişinin sürekli sorular sorması. **
efenim şimdi yeni model otobüslerde uydu moda oldu ya artık o rezil tv evde bizi yeterince boğmuyor gibi birde artık şehirler arası otobüslerde karşımıza çıktı.eğer orta kapının hemen üst kısmındaki koltuklara yada en öndekilere oturursanız tamamdır.ki ben orta kısımdaki koltuğa oturdum.kaptanda açtı pop star alaturkayı.amanın ! o kısacık yol ne uzun geldi ama.nalet ettim o yolculuğa.keşke o eski otobüsler olsa hani içine genelde Kemal Sunal filmlerinin oynatıldığı.ne güzel.
* güzelim istanbulu ve ailenizi geride bırakıp erzincandan ağrıya yaylalar yaylalar diyerekten orada sizi neler beklediğini düşündüğünüz dakikalardır.
* annenizle beraber otobüste giderken sizden 11 yaş küçük o zamanlar 3 - 4 yaşında olan kardeşinizin devamlı ağlaması ve sizin ve annenizin onu susturmak için onca çabalamasına rağmen veletin susmamasıdır.. ve bunu bütün yol boyunca yapmaya and içmesidir... otobüstekilerin duruma sinirlenmeye başlamaları, sizin artık birisi bişi desinde bütün sinirimi ondan çıkarayım düşüncelerinizi takip eden dakikalar.
* otobüste 45 yaş üzeri süslü iki kokonanın hemen sizin yanınızdaki koridorda kavgaya tutulmaları sizin de kız arkadaşınızın birşeyler yapsana demelerine dayanamayıp kadınların arasına istemeye istemeye de olsa girmeniz ve vücudunuzun çeşitli yerlerinde tırmık izlerinin oluştuğu dakikalardır.
sevgili ile aynı evde geçirilen 2 yıldan sonra eve dönüşte 2 tarafın da ölürcesine ağlaması.sevgilinin otogarda oturup hıçkırarak ağladığını göre göre ordan uzaklaşmak. gittiğin şehre lanet etmek. ayda bir görüşmelere alışmaya çalışmak ama becerememek. güneşin doğmasının, gece olmasının fark etmez oluşu ve bunları yazarken gözlerden yaş akıtan durum.
genelde önümde oturan hırtonun, bacaklarım 9 metre 15 cm uzunluğunda olduğu için koltuğu eğememesi, eğdirtmemem sonucu tüm geceyi öyle dik dik gitmesi ve mola da inerken ters ters bakması akabinde benim geçerken sağlam bir darbeyle uykusunu açmam. eğmeyin kardeşim. zaten zor sığıyorum o aralara bir de sizle uğraşmayayım.
not: onun için acıklı ben nasılsa uyumadığım için koltuğu eğme eğmeme derdim yok.
(bu eksilenecekte neyse anlatalım.) arkada eğer çocuk oturuyor ise ve çocuk annesinin(babasının) dizleri üzerinde ayakta durup koltuğun üzerinden sizin kafanızla oynaşıyor ise, parmakları tam kafanızda iken baş ve işaret parmağınız yardımıyla o parmaklarını sıkarak etkisiz hale getirmek ve sonrasında çocuğun bitmek bilmeyen feryadı. sonrasında bir de ağlama sesi ile x2 combo sayılabilir.
not: bir kere iki kere yapsa oyun yapıyor kerata diyecem de oynamadan durmuyo ki pezevenk.
yolculuk başlamıştır, her şey normal seyirde giderken, uyuma zamanının geldiğini anlayan yankoltukta oturan kemiksiz 80 kilo olan vatandaş uykuya dalıp, bilinçsiz hareketlere başlayıp, birde hafiften yan dönüp sizin koltuğunuzun yarısını işgal ederya işte tam o andır.***
yolculuğun ortalarında çocuklu bir bayanın molayı dahi beklemeyerek poşetinden turşulu ekmekler çıkartıp ailecek yemeleri... onlar mutlu mesut turşulu ekmeklerini yerlerken otobüsün her yanına turşu kokusu basması ve üzerinize sinmesi.
yandaki teyzenin geveze çıkması ve sizle akraba çıkabilmek için tüm soyunuzu öğrenme çabası.
yol arkadaşının kusması :(
feribot sırasının çoook uzun olması
tam kitap okumaya başlamışken ışıkların söndürülmesi tepedeki küçük cılız ve sarı ışığa mahkum olmak.