Hiçbir ikramı kabul etmedikçe sana illa ki bir şeyler verme mecburiyetinde olan, kendini reddedilmiş hisseden, illa bir şeyi kabul ettirmeden seni otobüsten indirmemeye yemin içmiş muavin.
Ya benim güzel abim, çay kahve filan içmem, tek istediğim varış noktasına gelebilmek.
Ama her kolonya ikramını alırım ha. Kolonya ikram edilirse geri çevirmek olmaz. Bu bir örftür. Kolonya ikramı çok mühim.
yaz mevsimi ise ve AŞTi ise daha otogar rampasını inmeden dağıtılan küçük cup algida dondurmalar.
kış mevsimi ise hareketten yaklaşık 30-40 dakika sonra gelen sıcak içecek ikramları.
Mola yerlerindeki tost , patates kızartması, sigara kokusu,
Her mola yerinde aynı süs eşyalarının satılıyor olması,
Fahiş fiyatlar,
Bagajı kaybetme, başka birine kaptırma korkusu,
Kalkışı yaklaşan otobüsü hoparlörden duyuran bayan sesi...
Tek hatırkadığım top kek ve kahve ikilisinin o yolculukta aytı bir tadı olduğu. Yıllar oldu şehir dışına çıkmayalı. Çıkacak kadar güzel ve heyecanlı bir sebep bulamadığim için.
Yanınıza biri oturduysa hızla gerçekleştirilen muhakeme. Konusulması gereken biri degilse ve laubalilige hazırsa kulaklık takip, kendi ic dunyana kapanmak.
şehirler arası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan, beslenme çantamda trüf mantarıydı madame..
ben seninle bir gün erzurumun is kokan dağlarında, cağ kebabı yeme ihtimalini sevdim, kara kurak mevsimlerin çare bilmez güzü..
zamanın savrulan yıldız tozlarında, fly gayserin rainbow kuşağında hidrojenik sohbarlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi...
tüm yolcular alındıktan sonra ilk otobana çıkıldığında verilen kek ve meyve suyu ikramı. küçükken daha çok otobüs yolculuğu yapardım ve o zaman severdim niyeyse. o kekin kokusu hep güzel gelirdi konumuza dönecek olursak eğer gece yolculuğu ise, isterse temmuz ayı olsun, mola yerinde inince illa ki biraz üşümek. ve tabii ki kova ile yıkanan otobüs camları.
valizi en dipte olmasına rağmen bagajını en önce almak için acele eden adam... muavinin bu dünyanın en mühim insanlarından biri olan adamı umursamayışı ise cidden çok üzücü.
Benim için bu yanımda oturan hiç susmayan teyze. Zaten bu hayatımın fix karakteri, yer ve zaman fark etmeksizin varlar.
ikincisi ise koridorun öteki tarafındaki yolculuk boyunca rahat vermeyen keko.
Bu ya yan tarafta oturur ya başka yerde oturur, tesislerde köşeye geçip dikizler. her kızın illa ki otobüste bir dikizleyeni vardır.
Sanki otobüste başlayan bir aşk hikayesi çekeceğiz amk.
Rahat verin!
yolculuk başlamadan önce yanına oturan birisinin geveze olduğu potansiyeli öngörülerek kulaklıkları önceden takmak. yoksa 3 saat boyunca susmayanlar da oluyor. ulan nereden buluyorsun bu kadar konuyu?