Mola vermektir, garsonun size getireceği bir çay yada kola ve yanında bir kek gelince mutlu olmaktır.Müzik dinleyip, gideceğiniz yeri beklemektir.Yada kitap okuyup düşüncelere dalmaktır..
herşeyi arkada bırakıp gittiğini hissetmektir. ayrıldığın şehirde bıraktığın tüm yarım kalmışlıklar, başka bir şehrin havasını solumaya başladığın anda geçici de olsa içinde bir bütünlük hissi uyandırır.
araba tutması, daracık yerde dura dura bacaklarınızın sızım sızım sızlaması, granül kahve diye verilen şeyin 24 saatlik hıçkırık nöbetine yol açması, ne kadar uykusuz olursanız olun uyuyamamak...*
tabiî "benim limo'm/karavanım var. keyfim gıcır" diyorsanız o ayrı.
çok zaman önce bir bilet ve iki bavulla terkettiğin şehre bir biletle geri giderken yolculuk esnasında tattığın özlem duygusudur.yaşamayı unuttuğunu farkedersin zorunluluk ya da herhangi biri değildir seni oraya çeken..içinde tarif edemediğin özlemdir.
gideceği yer ve gideceğin yerde yaşayacakların seni mutlu edecekse zevklidir .
ama iş için gidiyorsan, stresliysen, yol tutuyor, miden bulanıyorsa kötüdür.
gün içerisinde koşuşturmadan düşünmeye vakit bulamadığın şeyleri düşünmek, en sağlam kararları almak ve önünüzdeki ekranı kurcalarken izlemek istediğiniz filme denk gelmek.
Tatile veya gurbetten memlekete giderken yol azaldıkça heyecan artar. Arabayla daha bir güzel olur. istediğin yerde durursun istediğin zaman uyursun.Coğrafyanın yavaşça değişmesi şaşırtır seni. Güzeldir işte.