otobüs, tren, uçak vs. gibi taşıma araçları ile bri şehirden başka bir şehire gitme eylemi olarak tanımlanabilir.
uzun, kısa ve orta uzunlukta yolculuklar olarak üçe ayrılabilir.
kişisel tercihim uzun olan şehirler arası yolculuklardır. araç olarak da tren favorimdir.neden derseniz tren, diğer araçlara göre daha samimi gelmektedir bana. ayrıca diğerlerine göre daha rahat ve güvenlidir.
her zaman insanı heyecanladıran yolculuklardır. hele otomobille gidiyorsanız ve geceyse bir de ilk şehirlerarası deneyiminiz ise sabırsızlıkla beklersiniz.
gündüz vakti yapılırsa insanı boğan yolculuktur. ancak gece vakti ise daha bir güzel bir o kadarda hüzünlü olabilecek şeydir. hele bir de cam kenarında iseniz cama başınızı yaslayıp yolu izleyip derin düşüncelere dalarsınız. yalnız yanınızda oturan kişinin iki de bir birşeyler anlatan tiplerden olmaması gerekir.
eğer uzun otobüs yolculuğuysa götünüzün tam ucundaki kıkırdağımsı kemiğin(adını bilmiyorum, kuyruk sokumu kemiği olsa gerek..) sızım sızım sızlamasına yol açacak eylem.
hele bu şehirlerin arasında birde gümrüktü sınırdı pasaport kontrolü falan varsa adamı çileden çıkartır en iyisi paraya kıyıp uçakla yolculuk etmektir . Yalnız bu yolculuk sevdikleri dönme yolculuğu ise ayrı bir sabır ister.
üç dört saat sonra çekilmeyen yolculuktur. otobüste uyuyabiliyorsanız ne şanslısınız. Yok otobüste uyuyamıyor, gideceğiniz yer 13-14 saat çekiyorsa, gündüz ise ha bide yanınıza laftan anlamayan konuşkan biri düşerse vay anam vay dedirten hadise.
kucuk yaşlarda yanıma walkman imi ve en sevdiğim kasetleri alarak çok keyifli bir hadise haline getirdiğim ama sonraları ne mp3 lerin ne de otobuste izletilen filmlerin kalçalarımdaki ağrıyı hafifletmemesiyle dayanılmaz hale gelen yolculuklardır.
her yıl en az 3 defa her seferde 20-25 saat arası içinde bulunduğum eylem. sağolsun yollar da bok gibi olduğundan zerre kadar uyuyamam. haftaya gene yol göründü, off.
hele güneye gidiliyorsa hele gece yola çıkılıyorsa hele sabaha karşı susurluk ta tost ayran yeme şansı varsa tadından yenmeyecek olandır. fakat dönüşün mümkünse uçakla olması tavsiye edilir, zira dokanıyor.
okul bittikten sonra memlekete yapılan, genelde otobüs yolculuğudur. otobüs yolculuğunu seven ve çekebilen bir bünye için hiç sorun olmayan bir olaydır.*
kilometrelerin sonunda sevgili kişisi varsa, nefret ettiğiniz otobüs yolculuğu bile farklı bi keyif verir insana..
molalarda 20'şer dk "aşkım azıcık kaldı, ehe" muhabbetleri tadından yenmez..
Özellikle gece yolculuk yapacak ve indiğiniz yerde gündüz bir sürü işe koşturabilmek için uyumanız gerekiyorsa yapmanız gerekenler:
1.kesin cam kenarı bilet alınır (cam kenarına oturmak için yollar bkz 3 satır aşağı
2. şişme yastık bulundurulabilir
3. yandakinin sırnaşıp muhabbet açması ihtimaline karşı kulaklık bulundurulur (ipod vs olmasına gerek yok hatta kulaklığın bir yere takılı olmasına bile gerek yok kulakta takılı olması yeterlidir.)
-Önceden aldığınız "cam kenarı" bilet elinizde otobüsün koridorunda ilerlenir.
-koltuğunuza geldiğinizde (cam kenarı aldıysanız kesin cam kenarında biri oturuyor olur) kişiden yerinizden kalmasını özellikle cam kenarı aldığınızı söylersiniz.
-kişi %99 ihtimalle onun biletinin de cam kenarı olduğu konusunda ısrar eder, bu durumda yapılacak üç şey vardır;
1. kişiye 1 numaradan başlayarak sizin koltuğunuzun cam kenarını olduğunu tek tek sayarak ispatlamak
2.hiç muhatap olmadan görevliyi çağırarak kişiyi yerinden kaldırmak (en çok tercih ettiğim yoldur, yolculuk boyunca garip bi gerginlik olur ama zaten muhatap olmak istemiyorsanız çok etkili bir yöntemdir.)
3.kişiye kafa atmak suretiyle sizin biletinizin cam kenarı olduğuna karşınızadakini ikna etmek (ki bu yolu pek tasvip etmiyorum, e kafa atılacak insan var atılmayacak insan var)
tek başına ve uzun bir yolculuksa hele bir de otobüste uyuyamıyorsanız oldukça sıkıcı bir eylemdir. kitap ve müzikle gidermeye çalışsanızda bu sıkıntıyı bir yerden sonra içinizden küfretmeye başlarsınız. eğer birazda agresifseniz bu iç ses dışarı çıkmaya başlar sağa sola sataşırsınız. velhasıl zorunlu bir yolculuksa işkencedir efendim.