hayattaki en önemli ikilemlerden biridir. çok yolculuk yapanlar bilir. otobüslerde bir büyük camın yanındaki koltuk vardır. bir de perde kenarı gelen tam camın ortasında duran bir gri yapı yükselir. ve her otobüste yeri farklı olduğundan cam kenarı almanıza rağmen içinizde bir korku. ya perdeleri ayıran kısım benim camıma gelirse diye. gelmezse işte dünyanın en mutlu insanı olursunuz. o yolculuk süper geçer... ama gelirse, işte orasını söylemek bile istemiyorum.
bilet sahibi siz iseniz, yanınıza oturan yaşlının ısrarla geçmek isteyeceği kıymetli yerdir. bu teyzelerdeki cam kenarı merağı ve koridordan bilet alma rahatsızlığı bitene kadar yolculukların baş ağrısı kısmı olarak kalacaktır.
hayatta tercih etmeyeceğim yerdir. iki manzara görücem diye dizleri ön koltuğun baskısı altında mahvetmek vardır. oysa koridor kenarında, uzatırsın bacağı paşalar gibi, oh mis.
bileti alırken özellikle belirtilmiş olmasına rağmen, "ilk kapan oturur mantığı" ile sahip olunan koltuktur.
özellikle uzun yolculuklar için büyük önem arz eder bu yüzden büyük kavgalar çıkar.
hele bir de sizden önce gelip koltuğunuzu kapan adam yaşlıysa boşuna uğraşmayın koltuğun tapusunu getirseniz kalkmaz.
böylece seyahat boyunca, camdan yolu izleme, kafayı cama koyup uyuma, yana dayanıp kitap okuma, müzik dinleme gibi hayaller suya düşer hatta boğulur, ölür..