bileti alırken özellikle belirtilmiş olmasına rağmen, "ilk kapan oturur mantığı" ile sahip olunan koltuktur.
özellikle uzun yolculuklar için büyük önem arz eder bu yüzden büyük kavgalar çıkar.
hele bir de sizden önce gelip koltuğunuzu kapan adam yaşlıysa boşuna uğraşmayın koltuğun tapusunu getirseniz kalkmaz.
böylece seyahat boyunca, camdan yolu izleme, kafayı cama koyup uyuma, yana dayanıp kitap okuma, müzik dinleme gibi hayaller suya düşer hatta boğulur, ölür..
hayatta tercih etmeyeceğim yerdir. iki manzara görücem diye dizleri ön koltuğun baskısı altında mahvetmek vardır. oysa koridor kenarında, uzatırsın bacağı paşalar gibi, oh mis.
bilet sahibi siz iseniz, yanınıza oturan yaşlının ısrarla geçmek isteyeceği kıymetli yerdir. bu teyzelerdeki cam kenarı merağı ve koridordan bilet alma rahatsızlığı bitene kadar yolculukların baş ağrısı kısmı olarak kalacaktır.
hayattaki en önemli ikilemlerden biridir. çok yolculuk yapanlar bilir. otobüslerde bir büyük camın yanındaki koltuk vardır. bir de perde kenarı gelen tam camın ortasında duran bir gri yapı yükselir. ve her otobüste yeri farklı olduğundan cam kenarı almanıza rağmen içinizde bir korku. ya perdeleri ayıran kısım benim camıma gelirse diye. gelmezse işte dünyanın en mutlu insanı olursunuz. o yolculuk süper geçer... ama gelirse, işte orasını söylemek bile istemiyorum.
asla oturamadığım yerdir. bacaklar uzunsa ve öndeki de koltuğu yatırırsa o zaman cam kenarında kapana sıkışmış fareden farkınız yoktur, varsın muavin sürtsün efendim.
genellikle yolculukta can sıkıntısını önlemek amacıyla oturulur. kulaklığı takarsın açarsın müziği yer yer karanlık, yer yer cadde lambalarının aydınlığında ki yollara bakıp kafa olursun. türlü hayaller kurup olmayan kadınlarla çıkarsın.
cam kenarında oturupta, molada sigara yakmayan insan görmedim.
yanınızdaki kişi 100 kilo ve üzeri ise ve sürekli uyuyorsa, molalarda bile uyumaya devam ediyorsa kabusunuz olacak koltuktur. onun dışında da otobüs yastık veren bir firma değilse yolculuk sonrası boyun tutulmasına zemininiz hazırlanmış demektir.
özellikle yol uzaksa gerçekten keyif veren yolculuktur. ama yanındaki yolcu camdan dışarı bakmak için sürekli senin kafana doğru bakıyorsa rahatsız olursun hele yanında oturan aileden biri değilse yol boyu uyuyup birde kafasını senin omuzuna yasladıysa o zaman bırakın cam kenarını bütün yolculuk berbat olur.
ama keyifli bir yolculuksa mesela hava çok sıcak ve bunaltıcı değilse birde bu yolculukta tanımadığın şehirleri görme imkanı buluyorsan * o zaman çok harika bir yolculuktur.
hatırlıyorum da izmire ilk yolculuğumda 8 saat koridor tarafında gitmiştim daha da küçüktüm 13-14 yaşlarındaydım. gece yolculuğu da olunca insan uyumak istiyor haliyle. ama ne mümkün o allahın belası koltukta uyumak. en sonunda gayrı ihtiyari yanımdaki yolcunun omzuna kafamı yaslayıvermişim. ama allahsız anında yaptığı bi omuz hamlesiyle beni geri püskürttü. o 8 saat boynum tutula tutula gittim. o gün bugündür ne zaman uzun yolculuğa çıksam biletçiye tembih ederim cam kenarı olacak diye. uyumadığım zamanlardaysa kulaklığı takıp müziğimi dinler romantikleşirim yolculuk paha biçilmez hale gelir. cam kenarı işte böyle bir nimettir benim için.
öndekinin koltuğu yatırması ile zulüm olan mekandır. sen dizinle ittirirsin, öndeki dingil inatla ittirir. gerizekalı bir arkana bak bakalım ne oluyor. seviştiğimiz için o koltuk geriye giderken zorlanmıyor herhalde.
cam kenarı yada koridor olması çokta fark etmez sonuçta şehirler arası bir yolculuk vardır ve geride bırakılanlara özlem duyulacaktır.önemli olan budur.otobüs aynı istikamette aynı şehire gidecektir.