dilemmaların merkezidir, geri kalan dilemmacıklar onun etrafında bir vudu ayini şeklinde sıralanırlar. birkaç örnek üzerinden bu ikilemleri açalım.
şehirden uzak yaşamak, pek çok kişinin hayali, istediği bir durumdur değil mi ? şehir gürültüsünden keşmekeşinden uzak, huzurlu bir sessizlik, çat kapı gelen insanlardan yoksun olmak, konuşacak insan sayısının azlığı, her istediğinde şehir merkezine gidememek, gitmeye üşenir olmak, hafta içi dışarı çıkma eyleminin giderek azalması ve yok olması, gibi gibi... nasıl da biranda olumsuz yanları belirmeye başladı değil mi? insan dediğimiz varlık; iletişim kurmaya ve sosyalleşmeye programlanmış bir öğretide yaşamını devam ettirir ve bu düzende herhangi bir aksama kopma olduğunda, doğal olarak öğretilmemiş bir durumla karşılaştığında sorunu çözecek tavır ve davranışlara kolaylıkla giremez. işte şehirden uzak yaşamak, belli bir süre sonra insanın doğal yaşayışına ket vuran, sekteye uğratan bir durum yaratır.