Türkiye'de olmayan uygulamadır. Bu ülkede biraz parası olan sikko bir yere bina diker, sağdan soldan topladığı mültecilere de o binadan kat satar. Sonrasını da söylerdim de üşendim uykum var yatıyorum.
Türkiye'de hak ettiği değeri görmeyen, Rant denen şey oldukça da o değeri göremeyecek olan ve bu durumun şehirlerimizden de belli olduğu, sayısal 4 yıllık bölüm.
Beni sayısalda cezbeden tek bölüm. ama öyle böyle değil.
"Şehir ve Bölge Planlama, üniversitelerin mimarlık fakültelerine bağlı 4 yıllık bir eğitimi olan bir disiplindir.
sosyoloji, mimarlık, tasarım, mühendislik, matematik, fizik, kimya, coğrafya, coğrafi bilgi sistemleri, psikoloji, tarih ve istatistik gibi birçok disiplinden meydana gelen bir organizma olduğu için, şehir ve bölge planlama disiplini interdisipliner bir alanıdır."
Bana en yakın iskenderun ve Niğde'de mevcut.
Yakından uzağa 1- iskenderun, 2-niğde hobi niyetine tercih etme düşüncesi var aklımda.
Puanları uçuk değil.
Türkiye'de en tavsiye etmediğim bölümlerden biridir.
Kazanması kolay, okuması zor, mezun olduktan sonra iş bulması daha zor bir bölümdür.
Mezun olunca mimar değilsin, harita mühendisi değilsin, özelde iş bulma durumu %1, kamuda ihtiyaç az.. okuması vakit kaybı olan bir bölüm. Ve zor bir bölüm.
Şehir ve Bölge Planlama, üniversitelerin mimarlık fakültelerine bağlı 4 yıllık bir eğitimi olan bir disiplindir.
şehir; sosyoloji, mimarlık, tasarım, mühendislik, matematik, fizik, kimya, coğrafya, coğrafi bilgi sistemleri, psikoloji, tarih ve istatistik gibi birçok disiplinden meydana gelen bir organizma olduğu için, şehir ve bölge planlama disiplini interdisipliner bir alanıdır.
şehir ve bölge planlama bölümü'nün ismi uzun olduğundan dolayı öğrenciler arasında şbp olarak kullanılır.
şbp bölümünden mezun olan kişilere şehir plancısı ünvanı verilir.
şehir plancısı mühendis değildir. mimar da değildir. sosyolog da değildir. bu disiplinlerin moderatörüdür.
ancak resmi kurumlarda mimar,mühendis ve şehir plancısı diye ortak çatıda birleşirler.
ituye girmemi saglayabilecek mimarlik fakultesindeki yegane bolumdu. fakat sadece belediyede calisabilecek olmak ve isin turkiyede pek de onemsenmemesi yani 4 sene boyunca bosuna okuyacagimi ogrenmek beni uzdu.issiz kalma ihtimali de yuksek. ayrica okumasi cok zor bir bolummus. bir de saha da iscilerle calismak zorunda olmak gozumu korkuttu.
ama mimarlik tasarim derslerinin yaninda sosyolojiyle de ilgelinecek olmak ayni zamanda kulturel dersler almak da beni cok cezbetmisti. babanizin parasi varsa okuyun. yoksa buyurun mimarliga.
ütopyaların hayalleri süslediği meslek dalı. karar sürecinde aynı anda sosyolojik yapı, ekonomik yapı, ekolojik yapı, altyapı mühendisliği, üst yapı mühendisliği üzerine yönetim planları çıkarıp, stratejiler kurmanız beklenir,bu bölümü okurken herbokoloji okuduğunuzu hissedebilirsiniz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/403940/+
kentlerdeki sosyal organizasyonların mekana yansımasını konu alan, pozitif bilim ile ilgilendiği kadar, sosyoloji bilimi ile de iç içe olan, şu an üçüncü sınıfını okuduğum, güzide bir bölüm.
ilk başlarda insanı korkutmamak için mi yoksa gerçekten bir şeyler öğretmek için mi yapıyorlar bilemem ama bir temel tasarım dersi ile startı verirsiniz eğitiminize..size derler ki;burada öğreneceğiniz tasarım ögeleri çok önemli,bu tasarım ilkeleri ile kuracaksınız o güzelim şehirleri!Güzel güzel,renkli renkli paftalar yapmaya başlarsınız,kendinizi çok iyi bir tasarımcı olarak görmeye başlarsınız..sonra zaman gelir geçer ve ikinci sınıfa adım atarsınız.Artık o tasarım ilkeleri yoktur ortada ve hele ki o renkli renkli paftalar tamamen silinmiştir.Önünüze siyah beyaz çizili imar planları gelmeye başlar,bunlar ne acaba diye bakarsınız haritalara.Hocan olacak şahıslar sana daha hiç bir şey anlatmadan başlar konuşmaya ve ağzından parsel,ada,imar vs.. kelimeler dökülür sürekli,sonra analiz der evet analiz yapacağız der ve projende o gezdiğin kısmı boş sayacak olmana rağmen gezdirirler seni ve her binada kaç tane bağımsız birim olduğuna kadar baktırırlar sana..analiz kısmı biter ve sen çizmeye başlarsın tam 2 ayını verdiğin analizleri hiç kullanmayarak.Sonuçta ortaya bi proje çıkar ama hiçte temel tasarım ilkeleri yoktur o paftada sadece siyah beyaz olmuştur seninkiside eline verdikleri ilk pafta gibi.Çok güzel bir şey yaptığını sanman için bir güzel överler seni ve notunu alıp çekilirsin köşene.Sonra üçüncü sınıfa geçersin ikide çok şey öğrendiğini sanarak ve etrafta insanların nasıl bir ortamda yaşaması gerektiği hakkında konuşup durarak.3. sınıf başladığında bu kez işin çizimden çok hesaplamayla olduğunu anlarsın,bunu hocalar sana anlatır ama 39'a 39luk bi matris yapıpta hocanın karşısına matrix gibi çıkmış olmana rağmen senden amele gibi o sayıları bi paftanın üzerine yazıp gelmeni ister hesaplara göz ucuyla bile bakmadan.Sonra sen söversin,küfredersin,içine küfredersin ama tabii projeden kalma korkusuyla.ilerde dersin,ilerde ben böyle bir plancı olmayacağım dersin..
Evet şuana kadarki geldiğim kısım bundan ibaret.Eğer bunları kabul ediyorum diyorsan alttaki 'accept' kutucuğunu işaretleyip gelebilirsin..
sevmeyecek kişinin asla gitmemesi gereken bölümdür. bilinçli olarak gitmemişseniz, mimarlık olmadı plancı olayım diyecekseniz gitmeyin. yapamazsınız. hiç bir şey ezberlemeyeceksiniz. kimse sizden 2 + 2 = 4 mantığını istemiyor. istemeyecek.
he ben mi? bayılıyorum arkadaş. seviyorum. sebepsiz yere aşık olmak gibi.