şehir ve bölge planlama bilinenin aksine oldukça önemli bir bölümdür. şehri tasarlayıp insan gelişimindeki katkısı yadsınamazdır.
kendi bölümüm diye söylemiyorum çok da para var(mış). fekat tabiki de bu paraları türkiye'de kazanmak oldukça zor(muş).
şehrin planlı gelişmesinin bu kadar ayaklar altında olduğu bir ülkede tabiki de şebepe den mezun olan bir insan "ee şimdi nolcak?" diye bir soruyu kendine yönlendirecektir,yönlendirmelirdir.
bu bölümü okumaya kalkışmadan önce kişi kendisine sorulacak şu soruları kabullenmelidir:
-2 yıllık mı?
-sözelden mi alıyor,eşit ağırlıktan mı? (sayısaldan alma ihtimalini göz önünde bulunduranlar azdır,bu bölüm sayısal2 puanına göre öğrenci alır fakat sayısal ders neredeyse yoktur benim gibi fizikden nefret eden biri için mükemmel bir özelliktir bu.)
-ne yapıyorsunuz tam olarak?
-mezun olunca ne olacaksın?
bu soruları soran kişilere "yuh,höh" şeklinde tepkiler vermeyi bırakmalı,soru soran şahıslara kafa göz dalma isteğini içinden atmalıdır.
ayrıca bu bölüme gelen kişi uykusuz kalmaya,hocaların bütün heves kırıcı eleştirilerine,proje çizmek için sabahladıktan sonra o halde okula gitmeye ve "ne olmuş lan buna" şeklindeki tepkilere aldırmamaya,ödevlerini ve projelerini asla yetiştirememeye hazırlıklı olmalıdır.
tüm bu olumsuzlukların yanında garip bir şekilde zevk alınabilen ve mazoşist miyim acaba sorusunu akıllara getiren bölümdür.
ya sevilir ya nefret edilir,ortasını görmedim henüz.
sevmeyenlerin kesinlikle kendini ait hissedemeyeceği bölüm. bu bölümü severek yapmak lazım eliniz yatkın olması lazım yoksa cidden olmuyo. millet 5te elindeki projeyi bitirirken siz 7 8e kadar kalabiliyosunuz atölyede. sonra bi bakıyosunuz adamlardan ne orjinal fikirler çıkmış sen o kadar uğraşmaya onun yarısı değerinde bile yapamamışın.
iyice araştırmadan yazmayın, hatta araştırsanız da yazmayın. dengesiz hocalarınız cıkacaktır. biri der ki: ''bu meslek için 1001.ye ihtiyaç yok siz boşa okuyosunuz''
biri der ki: ''ülkenin bu mesleğe ihtiyacı var erciyes üniversitesi şbp'den çıkıp açıkta kalan yok''
ha oraya da gelicem hele de eriyes üniversitesi. tamam üni'mi kötülemiyorum ama garanti olmayan bi meslek için buraya gelinmez arkadaş. tıp için gel diş için gel ama bi müh. için bi mimarlık için gelme.
konu dağılmasın.
araştırırken zor bölüm diyecekler, sen de diyeceksin ki her bölüm zor! değil kardeşim her bölüm zor mantığıyla gelme. insanlıktan çıkarıyolar burda seni. uzaylı olmanı falan istiyolar.
şu klişelere de girmicem dönem ortasında bakımsız oluyosun falan. yok öle bişe bakımlılık bakımsızlık da sana kalmış ki öyle bi bölümdesin ki ne halde olduğunu dış görünüşünü iplemiyosun bile.
kitap okumayı seven biriysen baştan vazgeç bu bölümde senin istediğin değil vizelerde çıkacak kitapları okumak zorundasın. onlar da ayrı bi alem zaten *
herşey soyut arkadaşım, adamlar hayal dünyasında yaşıyo gerçek aleme inemiyoruz bi. önümde not olsa da çalışsam dediğin çok olacak. çünkü not kolay bulunur elbet ama not'luk bi dersin de yok.
ha bi de ciddi ilişki düşünme bile, adamı buluşmak için atölyeden başka biyere çağıramazsın ve ona hiç bi zaman ilgi gösteremezsin.
daha çok şey söylenir aslında bu bölüm için ama yeterli.
not: bölümü çok sevenler çok da başarılı olanlar elbet vardır. öncelikle onların affına sığınıyorum saygı duyyorum ama bu yazı sizin için değil.
zamanında mimarlığı bitirmiş fakat öğretim görevlisi olmak isteyen bir grup mimarlık mezunu torpilli kişilerin boşta kalmamak için açtırdıkları, okuması en zor bölüm olan ve iş garantisi bir milyonda birin binde biri kadar küçük olan(torpilinz varsa o da), insanı hayattan soğutan, dersleri aklına gelince midesini bulandıran, dünyayı kurtaracak modta, hayal dünyasında yaşayan hocalarla dolu olan bir bölümdür...Türkiye'de okunması gereken en son bölümden bi sonra gelmesi gereken bölümdür,(şiddetli tavsiye: okunmaması gereken bir bölümdür boşuna ömrünüzü heba etmeyiniz, okuyan biri olarak söylüyorum 5 yıldan sonra polis olmayı düşünüyorum)eğer bu yazılanı gördüğünüz halde bu bölüme kaydoluyorsanız bu pişmanlık sizi kanser etmeye yetecektir...
Mezun Olanlarda Genellikle Görülen Sorunlar;
* Özgüvenin sarsılmasıdan dolayı eziklik hissi
* Sinir Bozukluklarına bağlı sinirsel hastalıklar-şizofreni
* olaylara hep olumsuz yönden bakma-sorunlu tarafını öne çıkarma
* insanları eleştirmeye çalışma
* toplumdan soyutlanma-kendi yerini bulmada sorun yaşama
* iş garantisinin olmamasından dolayı bunalımlar....vs.vs.
Mezun olanların yaptıkları işler;
* Genellikle Meslek dışı işler, baba meslekleri-ne olursa artık
* polislik
* sekreterlik
* satış danışmanlığı
* ..... ...
her sene yılda en az 2 kez olmak üzere(final teslimlerinden önce) neden bu bölümde okuyorum ki,zaten mezun oluncada hakettiğim parayı kazanamıycam,acaba bölümü bırakmak için geç mi kaldım,ben burda yılbaşında proje için sabahlıyorum falanca hoca keyfini sürüyor ve daha nice isyanlara sebep olan bölümdür.bu serzenişler final jürisi geçtikten sonra "i got the power" a bırakır kendisini,türkiyenin daha yasanabilir,daha düzenli ve gelişmiş kentlere ancak sizin sayenizde sahip olabileceğini düşünürsünüz.
sevmeyecek kişinin asla gitmemesi gereken bölümdür. bilinçli olarak gitmemişseniz, mimarlık olmadı plancı olayım diyecekseniz gitmeyin. yapamazsınız. hiç bir şey ezberlemeyeceksiniz. kimse sizden 2 + 2 = 4 mantığını istemiyor. istemeyecek.
he ben mi? bayılıyorum arkadaş. seviyorum. sebepsiz yere aşık olmak gibi.
ilk başlarda insanı korkutmamak için mi yoksa gerçekten bir şeyler öğretmek için mi yapıyorlar bilemem ama bir temel tasarım dersi ile startı verirsiniz eğitiminize..size derler ki;burada öğreneceğiniz tasarım ögeleri çok önemli,bu tasarım ilkeleri ile kuracaksınız o güzelim şehirleri!Güzel güzel,renkli renkli paftalar yapmaya başlarsınız,kendinizi çok iyi bir tasarımcı olarak görmeye başlarsınız..sonra zaman gelir geçer ve ikinci sınıfa adım atarsınız.Artık o tasarım ilkeleri yoktur ortada ve hele ki o renkli renkli paftalar tamamen silinmiştir.Önünüze siyah beyaz çizili imar planları gelmeye başlar,bunlar ne acaba diye bakarsınız haritalara.Hocan olacak şahıslar sana daha hiç bir şey anlatmadan başlar konuşmaya ve ağzından parsel,ada,imar vs.. kelimeler dökülür sürekli,sonra analiz der evet analiz yapacağız der ve projende o gezdiğin kısmı boş sayacak olmana rağmen gezdirirler seni ve her binada kaç tane bağımsız birim olduğuna kadar baktırırlar sana..analiz kısmı biter ve sen çizmeye başlarsın tam 2 ayını verdiğin analizleri hiç kullanmayarak.Sonuçta ortaya bi proje çıkar ama hiçte temel tasarım ilkeleri yoktur o paftada sadece siyah beyaz olmuştur seninkiside eline verdikleri ilk pafta gibi.Çok güzel bir şey yaptığını sanman için bir güzel överler seni ve notunu alıp çekilirsin köşene.Sonra üçüncü sınıfa geçersin ikide çok şey öğrendiğini sanarak ve etrafta insanların nasıl bir ortamda yaşaması gerektiği hakkında konuşup durarak.3. sınıf başladığında bu kez işin çizimden çok hesaplamayla olduğunu anlarsın,bunu hocalar sana anlatır ama 39'a 39luk bi matris yapıpta hocanın karşısına matrix gibi çıkmış olmana rağmen senden amele gibi o sayıları bi paftanın üzerine yazıp gelmeni ister hesaplara göz ucuyla bile bakmadan.Sonra sen söversin,küfredersin,içine küfredersin ama tabii projeden kalma korkusuyla.ilerde dersin,ilerde ben böyle bir plancı olmayacağım dersin..
Evet şuana kadarki geldiğim kısım bundan ibaret.Eğer bunları kabul ediyorum diyorsan alttaki 'accept' kutucuğunu işaretleyip gelebilirsin..
kentlerdeki sosyal organizasyonların mekana yansımasını konu alan, pozitif bilim ile ilgilendiği kadar, sosyoloji bilimi ile de iç içe olan, şu an üçüncü sınıfını okuduğum, güzide bir bölüm.
ütopyaların hayalleri süslediği meslek dalı. karar sürecinde aynı anda sosyolojik yapı, ekonomik yapı, ekolojik yapı, altyapı mühendisliği, üst yapı mühendisliği üzerine yönetim planları çıkarıp, stratejiler kurmanız beklenir,bu bölümü okurken herbokoloji okuduğunuzu hissedebilirsiniz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/403940/+
ituye girmemi saglayabilecek mimarlik fakultesindeki yegane bolumdu. fakat sadece belediyede calisabilecek olmak ve isin turkiyede pek de onemsenmemesi yani 4 sene boyunca bosuna okuyacagimi ogrenmek beni uzdu.issiz kalma ihtimali de yuksek. ayrica okumasi cok zor bir bolummus. bir de saha da iscilerle calismak zorunda olmak gozumu korkuttu.
ama mimarlik tasarim derslerinin yaninda sosyolojiyle de ilgelinecek olmak ayni zamanda kulturel dersler almak da beni cok cezbetmisti. babanizin parasi varsa okuyun. yoksa buyurun mimarliga.