bazen bir yokuşun karşısından, bazen evinizin camından görebilirsiniz tüm şehri. tamamen ayaklarınız altındadır. ve o şehir görüntüsü hava kararınca muhteşem bir hal alır. ve o görüntü insana hepgeçmişi anımsatır. eski sevgiliyi, bir lise anısını, bir arkadaşın bilmem kaçıncı yaş gününde ne akdar içip kafa olduğunuzu ve bunlar gibi bir sürü şey canlanır aklınızda. o esnada bir sigara yakmak gelir içinizden. çünkü sigara o görüntüyle ve canlanan anılarla gerçekten iyi gider. hüzünlenirseniz sigara en yakınınızdaki moral kaynağınızdır. eğer eğlenceli bi anınızı düşünüyorsanız sigara keyfinize keyif katar. böyle bir şeydir sigarayla şehir manzarası arasındaki bağ. kesinlikle birbirleriden ayrılmamaları gerekir.
gündüzüyle, gecesiyle farklı bir yüzü vardır şehrin.. güneşle birlikte doğar yeni umutlar.. hemen yakar bir sigara, paylaşırsın onunla herşeyi. hem duman iyi gelmiştir, hem de günün tazeliği.. artık yürümeye değil koşmaya çalışırsın. ama herkes bir taş bırakmıştır arkasından. güneş gidip yerini aya bırakmaya başladıkça, önündeki engelleri kaldırmaktan yorulup bitkin düşersin. tekrar bakarsın aynı kareden şehrin o muhteşem manzarasına. umutlar hergün olduğu gibi yine azalmıştır. dertleşmek için yine yakarsın bir sigara..
denizi olmasa da ankara'mda da güzeldir. düzenlidir ışıkları, şerit halinde bir şehre bakarsınız.
deniz olsa daha dadından yenmeyecek ama, kısmet işte. melih gökçek'ten bekliyoruz yakında bu soruna çare bulmasını.
şehir manzarası zaten seyredilip sigara içilsin diye yaratılmış bişey.Kimse şehri goren bi tepeye çıkıp da dur şurda bi bardak su içiyim demez heralde.
şehri anlamanın tek yoludur. sigarasız şehri sadece seğredebilirsiniz ama nikotin beyninize her vuruşunda göremediğiniz birçok şeyi anlamaya başlarsınız.