her şeyin herkese ait olmasını güzel bir şey sanırdım ben, öyle öğrettiler çünkü, öyle yetiştirdiler...
ama hiç iyi bir şey değilmiş, yeni yeni anlıyorum.
açıklaması da bir hayli güç.
kısaca, ayrım gözetmeksizin denk gelen herkesle hayatını paylaşmak zorunda olduğunu söyleyen bir güç olması iğrenç bir şey.
kızılderili kabilelerinden peyote'ler. yaşadıkları topraklarda yaptıkları yolculuklarda geceleri kötü ruhlar olduğuna inanırlarmış. zifiri karanlık, sokak veya araba ışıkları, evlerin pencerelerinden yansıyan ışıklar olmadan.
konakladıklarında, uykuya dalmak istediklerinde, bu kötü ruhları kovmak için tavşan otu yakıp, dumanının kötü ruhları kovduğuna inanırlarmış.
bu ve geçmişten günümüze benzeri bir çok örnekten yola çıkarak söylenebilir ki;
şehir hayatı, insanları ruhani inançlardan, bir nevi dinlerden uzaklaştıran etmenlerden biridir.
kafa on milyon olarak gezen, birçok insanın yaşadığı hayattır.
streslidir, depresiftir, psikolojiktir, mide ağrısı yapar.
pahalıdır, zordur, işine gelmeyince dışlar.
yeniktir, dürüstleri sevmez...