şehir efsaneleri

entry135 galeri1
    10.
  1. -elvis presley ne demiş biliyor musun?
    -ne?
    -"gitarın ustasıyım, bağlamanın hastasıyım."

    birde şenliğe bu sene kim geliyor biliyor musun? efsaneleri vardır.
    -olum red hot geliyormuş şenliklere bu sene
    -hassiktir ordan be adamların işi mi yok hem sen nerden bileceksin ki?
    -bizim sınıftaki gökhan şenlik komitesinde o söyledi.

    -michael jackson ne demiş biliyor musun?
    -ne?
    -"dünya bana ben van a hayranım"
    -peki ingilizcede de böyle kafiyeli oluyor mu söylediği?
    ...?
    4 ...
  2. 9.
  3. Mardin şahmeran efsanesi


    Evvel zamanda, Mezopotamya topraklarında doğmuş bir efsane Şahmeran. Yüzyıllardan beri anlatıla gelmiş çeşitli coğrafyalarda. Özellikle yılanlık bir bölge olan Adana-Misis'te ve Mardin'de.

    Tahmasp isminde uzun boylu, geniş omuzlu, esmer tenli, çok yakışıklı bir genç yaşarmış zamanın durduğu bu şehirde.

    Binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla girmiş Tahmasp. Mağaranın içi o kadar karanlıkmış ki hiçbir şey göremiyormuş, yalnızca etrafında dolanan yaratıkların sesini duyuyormuş. Çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi belirmiş. Işık huzmesi kendisine yaklaştıkça gözleri kamaşan Tahmasp, ellerini gözlerine siper ederek etrafında gezinen yaratıkların ne olduğuna baktığında uzunu, kısası, yeşili, siyahı ile envai çeşitte binlerce yılanın çevresini sarmış olduğunu fark etmiş. Yılanların hepsi kafalarını kaldırmış, gelen ışık huzmesine doğru bakıyorlarmış. Tahmasp'ta onların baktığı yöne doğru bakınca birden dona kalmış. Çünkü Tahmasp, bu zifiri karanlık mağaranın içinde hayatında gördüğü en güzel kadının yüzünü görmüş birden. Ona doğru daha dikkatli bakınca kadının belden aşağısının yılan olduğunu fark etmiş. Kadın ona doğru ilerliyormuş, tam karşısında durmuş, gülümseyerek elini ona doğru uzatmış. Ve demişki;


    - Korkma benden Tahmasp. Ben yılanlar ülkesinin kraliçesi Şahmeranım. Benden sana zarar gelmez. Ben dünya düzeni kurulmaya başladığı andan beri vardım. Krallığıma hoş geldin. Bundan böyle benim misafirimsin. Şimdi yat ve dinlen. Sonra seninle uzun uzun konuşuruz. Böyle deyip geldiği yoldan geri gitmiş. Tahmasp gördükleri karşısında yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğu yerde kıvrılıp uyumuş.


    Ertesi sabah uyandığında Şahmeranı karşısında mükellef bir sofranın başında otururken bulmuş. Tahmasp'ı kahvaltıya davet etmiş Şahmeran. O ise gözlerini şahmerandan alamıyormuş. Şahmeran'da ona bakıyormuş kendinden geçmiş bir halde.

    Bak Tahmasp demiş. Ben insanlığın bütün tarihini biliyorum. istersen sana anlatayım deyip başlamış anlatmaya. Anlatmış, anlatmış, anlatmış günler boyu. Bu sohbetler sırasında Tahmasp ve Şahmeran arasında tarihin en soylu aşklarında birisi başlamış.

    Gel zaman git zaman Şahmeranın anlatacağı bir şey kalmamış artık. Tahmasp'ta anasını ve yeryüzünü özlemeye başlamış. Bir gün dayanamamış ve düşüncesini Şahmeran'a da açmış. Sevdiğinin kendisinden sıkıldığını ve artık gitmek istediğini duyunca önceleri kesin bir dille reddetmiş Şahmeran. Ancak günler geçip Tahmasp'ın üzüntüsünden eriyip bittiğini görünce dayanamamış ve ona şöyle demiş:

    -Ey Tahmasp beni iyi dinle, sözlerime iyi kulak ver. Biliyorum, gitmene izin verirsem sende bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir. Seni çok sevdiğimden dolayı üzülmene dayanamıyorum. Bu sebeple gitmene izin veriyorum. Ancak bana bir söz vermeni istiyorum. Ne sebeple olursa olsun başka insanlarla beraber suya girme.

    Tahmasp sevinçle Şahmerana sarılmış ve ona asla ihanet etmeyeceğine dair yeminler etmiş.

    Tahmasp mağaradan çıktıktan sonra bir köye yerleşmiş ve marangozluk yapmaya başlamış. Arada sırada da gizlice mağaraya giderek Şahmeranı ziyaret ediyormuş. Ancak bu mutlu günler uzun sürmemiş.

    Tahmasp'ın yaşadığı ülkenin kralı bir gün amansız bir hastalığın pençesine düşmüş. Ülkenin bütün hekimleri gelmiş ama kralın hastalığına çare olamamışlar. Kralın kötü kalpli bir veziri varmış. Vezir her seferinde krala hastalığının tek çaresinin Şahmeranda olduğunu söylüyormuş.

    Onun etinden bir parça yemesinin kralın hastalığının dermanı olacağını kralın kafasına sokmuş. Kralda Şahmeranın bir an önce bulunmasını emretmiş. Bütün ülkede Şahmeran aranmış. Sonunda bilge bir adam bütün insanların gruplar halinde hamamlara ve nehirlere sokulmasını tavsiye etmiş böylece Şahmeranın yerini bilen varsa onu bulabileceklerini söylemiş. Vezirde ülkedeki herkesi hamamlara sokmaya başlamış. Askerler Tahmasp'ın yaşadığı köye de gelmişler ve herkesi toplayarak büyük bir hamama götürmüşler. Tahmasp Şahmerana verdiği sözü hatırlayarak önce gitmek istememiş. Ancak askerler onu zorla içeri sokmuşlar. Tahmasp hamama girdikten sonara herkesin gözünün üzerine dikildiğini fark etmiş. Kendisine bakınca bütün vücudunun yılanlarınki gibi pullarla kaplandığını fark etmiş. Askerler hemen Tahmasp'ı yakalayarak vezirin huzuruna getirmişler. Kötü kalpli vezirin amacı kralı iyileştirmek falan değilmiş. Şahmeranı yakalayıp dünyanın bütün sırlarına sahip olmak istiyormuş. Tahmasp'a günlerce işkence yaptıktan sonra Şahmeranın yerini söyletmiş. Askerler hemen gidip Tahmasp'ın söylediği yerde mağarayı bulmuşlar ve Şahmeranı oradan çıkarıp saraya getirmişler.

    Şahmeran ve Tahmasp kralın huzurunda karşı karşıya gelmişler. Şahmeran üzüntülü ve utanç dolu Tahmasp'a dönmüş:

    . Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye. Bak şimdi anladın mı? Sen üzülme ne olur!
    Tahmasp Şahmeranın bu sözleri karşısında daha da utanmış. Şahmeran sözlerine devam etmiş.

    . Şimdi size sırrımı vereceğim. Kim ki benim kuyruğumdan bir parça koparıp yerse O bütün dünyanın sırrına ve gizemine vakıf olacak. Her kim ki benim kafamdan bir parça koparıp yerse o da o anda öte dünyayı boylayacak.

    Şahmeran daha sözlerini bitirmeden kötü kalpli vezir elinde kocaman kılıcı ile atılıp Şahmeranın bedenini iki parçaya ayırmış. Ve kuyruğundan bir parça koparmış Tahmasp'ta duyduğu acı ve utancın etkisi ile fırlayıp oracıkta ölmek için sevdiğinin, Şahmeranın kafasından bir parça ısırıvermiş. Kötü kalpli vezir kuyruktan kopardığı parçayı ağzına atar atmaz oracıkta can vermiş. Tahmasp'a ise hiçbir şey olmamış Şahmeran son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olmuş. Ancak Tahmasp sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak kendisini dışarı atmış ve dağ bayır, ülke ülke dolaşmaya başlamış. O günden sonrada Lokman Hekim efsanesi almış başını yürümüş...

    http://www.ahmetgunestekin.com
    5 ...
  4. 8.
  5. en bilinenlerinden biri haliç'in çamuruyla ilgili olandır."bedrettin dalan'ın büyükşehir belediyesi başkanı olduğu zamanlar... hani "haliç'in suyu benim gözlerimin rengiyle aynı olacak" filan da demişti. işte tam o sıralarda japonlar dalan'a gelip, "beyefendi bizim teknolojimizle haliç'i temizlemek çocuk oyuncağı. burayı 6 ayda temizleriz ama tek şartımız var: haliç'in dibinden çıkan heeerşey bizim olacak" demiş. taabi dalan yılların kurdu, yutar mı hiç küçücük japon'un cinliğini. "olmaz" demiş, "gidin kendinize başka bi aptal bulun!"
    neden? çünkü dalan da japonlar gibi biliyomuş ki haliç'in dibi silme, tonlarca altınla dolu. zamanında fatih istanbul'u fethettiğinde bütün bizanslılar altınlarını, "türko’lara yedireceğime denize atarım daha iyi" diyerek haliç'e sallamış. osmanlı'dan kaçmaya çalışan o zamanın bizans imparatoru justinyen'in gemisi de haliç2ten çıkamadan batırılmış. bizans sarayının büttüüün hazineleri denizin dibini boylamış. yine osmanlı zamanında seferden dönen birkaç kalyon da getirdikleri ganimetleri boşaltamadan batmışlar haliç'te. yani yer gök altınmış dipte. bu altınların şimdiki değeri de öyle böyle değil, bizim hazineyi yüze katlarmış. e altın bu, çamurun içinde de olsa paslanacak değil ya, hala ilk günkü değerindeymiş hepsi."
    bu ve bunun gibi efsanler http://www.efsaneler.com/ adresinde bulunabilir. ayrıca şehir efsaneleri ile ilgili olarak 3 sinema filmi de çevrilmiştir. bunlar; "urban legend (1998)", "urban legends: final cut (2000)" ve "urban legends: bloody mary (2005)"'dir.
    1 ...
  6. 7.
  7. türk:1 vapur işletmesinin çift çapa alameti farikasını amerikalılar istemiş 6. filoyu teklif etmişler karşılığında bizimkiler vermemiş. 2 japonlar bedava halici temizleriz ama dipten çıkan bizim olur demiş,cevap yine menfi.. 3 güneydoğuda bulunan petrol kuyusuna ecnebi şirket hazır beton dökmüş. 4 aynanın altına asılan cd radarı yansıtıyomuş...
    ecnebi:1 bruce lee yi de oğlunu da gizli servisler öldürtmüş,rahmetli biraz daha çalışsa kurşun geçmezliğin sırrına nail olcakmış,oğlunu da pederinin sırlarını biliyo diye öldürmüşler. 2 ladin diye biri yokmuş veyahut zamanında ölmüş .. 3 bush noelde ıraktaki birliklere ziyarete gitmemiş,görüntüler texasta çekilmiş,hindi de plastikmiş... 4 amerikalılar aya hiç gitmemiş,görüntüler film stüdyosunda çekilmiş...
    3 ...
  8. 6.
  9. 5.
  10. 80 ve 90'larda,
    -telefonla konuştuktan sonra karşıdakinin kapatmasını beklersen fatura sana girmez..
    -numarayı ahizenin altındaki tuşa hızla basıp çevirirsen fatura gene sana girmez.. *
    -sakallı bebek..
    -michael jackson türkiye'ye gelince konserde kaşıkcı elmasını giymek istemiş..
    -suriye bizim petrolü yerin altından çekiyor..
    -lars ulrich saniyede 32 kere vuruş yapıyormuş abii...**
    -saddam atatürk barajını vuracak...
    -boğaz köprülerinin yanındaki tepelerde füze üssü var..
    -erbakan itü makineyi 4 ortalamayla bitirdi..*
    -haliçte altın var...
    12 ...
  11. 4.
  12. en bi çalıntısı bir istanbul masalında canlandırılmıştır. klasik bi hikaye vardır ortada dönen; üniversitede bi hoca sınavda yüz puanlık tek soru sorar. "risk nedir" dir meşhur sorumuz. her öğrenci harıl harıl edebiyat parçalarken içlerinden biri çıkar bomboş kağıdı hocanın buruşmuş suratına fırlatır. ahan da risk budur der, neticede yüz tam puanı o alır fln.. dizide bizim akıllı esma kızımız yapmıştı bu hareketi. *
    2 ...
  13. 3.
  14. 2.
  15. discovery channel ' da mythbusters programında adam savage ve jamie hyneman tarafından bolca işlenen hedeler bütünü .
    4 ...
  16. 1.
  17. bir kişinin söylediği yalanın kulaktan kulağa değişerek artık söyleyenin de inanır hale gelmesi, kısaca efsane haline gelmesi.
    ör:halicin altının bizans altınlarıyla dolu olması
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük