Memlekete döndüğünüzde size kahvaltı hazırlamış bir babaya sahipseniz,sevdiğiniz yemekler sıraya dizilmişse,odanız gelişinize nazır hazırlanmışsa daha da güzel olan durumdur.
Tek kötü yanı da birazcık hasrettir.O da olsun o kadar.
Hayat tecrübesi edinmek adına, insanları tanımak adına, tek başına ayakta durabilmeyi öğrenebilmek adına çok faydalı olan iştir. Okuduğunuz yer küçük de olsa kesinlikle faydasını göreceksinizdir.
iyidir iyi. ailesiyle okuyan insan sünepedir. olgunlaşamaz. zorluk nedir görmemiştir. ama şehir dışında okuyan insan hayatı daha erken öğrenir. evde kalırsa yemek pişirmeyi öğrenir, fatura yatırır. bir nevi evliliğe ve hayata hazıırlıktır.
Kendi iradesiyle seçilmişse gayette iyi olandır.
Özgürlüktür.
Ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmektir.
Ay boyu çekilecek sefilliği bildiği halde bütün parayı bir günde yemektir.
Vize ve finale de son gece çalışır
Ve son gece çalışmaktan da ayrı bir haz alır mesela.
yurtdışında okuyanlara göre sanslıdırlar. sonuçta ülke sınırları içindedirler ve ailelerinin yanına istediklerinde gidebilmektedirler. öğrenciyken, yoğun kar yağışının olduğu bir kış günü, ciddi bir trafik kazası geçirip, hava muhalefeti dolayısıyla uçak seferlerinin 1 hafta boyunca iptal edildiğini hatırladım da birden. düşünün ki, kafanız gözünüz sarılı, bilumum yerlerınızde dikişler var, boynunuzda bi boyunluk...uzak memleketlerde, soğuk hastane odası... aile sefkatinin özlemi. size ulaşamayan annenizin, kalp krizi geçirme olasılığı...
şimdi şehir dışında okuyosundur. ertesi günlerin birinde okul açılacaktır. istanbuldasındır dinleniyosundur. alışamamışsındır bursaya. ertesi günlerin birinde oraya gitmek düşüncesi kırar insanı. hele bide sevdiğin bi şehirden hele bide istanbuldan gidiyosan. depresiftir.
köpe gibi gezmek, eğlenmek, yaşamaktır. ta ki ailen yanına seni ziyarete gelene kadar. ayrı şehirlerdeyken sesi cıkmayan aile, yanına geldiğinde aslan kesilir. saat 11 olmuşsa aramaya başlar müzikli bir ortamdaysan ve allah muhafaza telefonu duymadıysan aile tarafında söylenen sözler kişilik bozar. aile memlekete gittiğinde olay kapanır geldığinde yine baslar gittiğinde kapanır geldiğinde başlar kapa... başla... kap.. baş..k.. b...
Zordan öte zordur. Her işini kendin yapmak zorundasındır. Kapıyı çalmak yerine anahtarla açmak, ben geldim anne diyememektir. Kısacası özlemek ve özlemekten perişan olmaktır.
deniz kenarına inip sahile vuran odun parçalarını toplamak, onları çuvallara yerleştirmek ve yaklaşık 100 metre patika yolda sırtta taşıyarak eve getirip oduna para vermemektir.
- gece boş işlerle uğraşıp, bütün günü malak yavrusu gibi uyuyarak geçirmektir.
- yaratıcı olmaktır. imkansızlıklar içinde olunmasına rağmen hiçbir şeyden geri kalmamaktır.
- dönem sonlarında ders notu dilenmektir.
- bir karış sakalı olan sofu evsahibine şirin görünüp, arkasından kırk dolap çevirebilmektir.
- bilumum kağıt oyunlarını öğrenmektir.
- kelle başına göre kira ödemektir.
- grip olunduğunda kuşburnu çayına yüklenmektir.
- elektriği kaçak kullanmak, yakalanmak, ceza yememek için yalvarmak demektir.
- körfez depremini yaşayıp, birlikte zaman geçirmiş olduğunuz sayısız tanıdığınızın ölümüne şahit olmak demektir.
kısacası sefilliktir, okulu uzatmaktır, depresyon halidir.
14 yaşında da maruz kalınabilen durum*. o yaşta ailesinin yanında olmaktan başka bir isteği olmayan çocuğun başına gelmiştir. arkadaş, çevre, ortam her zaman olur. siz siz olun ailenizin değerini bilin.
ev işlerinde bol bol tecrübe kazandığın dönemdir, ama gerizekalı veya tipi amele benzeyen bir kız bulabilip bütün işleri ona yaptırabilirsen o zaman çok zevkli olabilir ama bunu da yapamadığın takdirde üniversitesinin ev hanımlığı ve evişleri bölümünden mezun olmuş olursun.
insanı yalama yapan durum.tatil olunca memlekete gitmek istemezsiniz,memlekete gidince de öğrencilik hayatına. öyle boktan bişeydir mal eder insanı ama sike sike hayatı öğretir,kimsenin umurunda olmama hissini öğretir.zorda kaldığınızda koşulacak anne ya da baba yoktur sadece siz varsınızdır bir de diğer ev arkadaşlarınız bunun insana ne kadar koyduğunu gösterir.
şehir dışında okumanın en kötü kısımlarından biri de aileden ayrılma kısmıdır.ilk sene her hafta yaşanan bu olay sene ilerledikçe ayda bir hatta 3 ayda bir durumuna gelse de ailenden ayrılmak zordur.çünkü yine gidiyosunuzdur dımdızlak kalmaya ve engel olamıyosunuzdur.içinizden "anne gitmek istemiyorum ya." demek gelir gurur yaparsınız o da söylenemez asansör gelir son bir el sallanır ve yine tek başına kalırsın.bir aklın da ailende kalır.zordur be ne biliyim zor işte.
bu hüzün anları süresince de ev arkadaşları düşünülür yakın zamandaki tartışamalar soğumalar sinir olmalar zartlar zurtlar düşünülür hep "kötü bir şey oldu odamda biliyorum." gibi şeyler gelir özel hayat ihlali durumları gelir o sinirle daha da istemeden gitmeye başlarsınız aklınızı faturalar kiralar borçlar harçlar meşgul eder çığlık atmak istersiniz ama trende ufakça bi kıpırdarsınız.sonra düşünmekten uyuyakalırsınız.
tren varmıştır.istemeye istemeye inersiniz.anne telefon açsa "yavrum geri gel." dese bir an düşünmeden bileti alır gidersiniz ama arayan falan yoktur.karnınızda acıkmıştır.e zaten şehir dışında okumak aç kalmak demek değil midir?"yedin tabi memlekette mide alıştı bolluğa 2 hafta da bunla uğraş şimdi."dersiniz kendinize...
eve yaklaşılmıştır.lambalar yanıyor demek ki gelmişler.ufak bi küfür edip zile basarsınız.kapı açılır 3 adet size sırıtan adam vardır karşınızda siz de sırıtırsınız istemeden sonra sarılırsınız birbirinize o andan sonra ne aile ne hüzün kalır.vur muhabbetin dibine.
işte şehir dışında okumak bu döngüyü size okul bitene kadar yaşatan durumdur.zordur ama kolaydır.acıdır ama tatlıdır.güçtür ama zor değildir şehir dışında okumak.