memleketinizle aranızda baya bir mesafe varsa çok zorlanırsınız, arkadaşlarınız yakın yerlerden gelmiştir evlerine gider haftasonlarında siz tek başına, yapayalnız kalırsınız, zaman geçmez sıkılırsınız.
ev yemeklerinin özleminden gözü dönmektir. henüz otobüsteyken babayı arayıp 'baba babaannem patates salatası yaptı mı?' diye sormaktır. ilk üç gün her bulduğunu yiyip yerinden kımıldayamamaktır. hele ki bayram tatiline gidildiyse, gitmeden önceki son gece, gecenın bir vakti 'kavurma kaldı mı babaanne' diye haykırmaktır. *
istanbul, ankara veya izmirde yaşayanların puan yetmezliği yüzünden, diğer şehirlerde yaşayanların ise aldıkları puanın ziyan olmaması yüzünden yaşadıkları dandik durum. kimi kimselerin ''ohh be abi evden uzaktasın kral gibi hayat'' geyiklerine rağmen oldukça trajedik ve sıkıntılı bir süreçtir bu. velev ki duygusal yoğunluğu olmayan doğduğu yeri değil doyduğu yeri vatan belleyen, ortamlardan ortama yılan gibi akabilen ve evinin, çevresinin, sevdiklerinin önemini anlayamayan bir kimse için güzel olabilir.
zaman zaman insanın ihtiyacı olan sıfırdan başlama durumunu sağlayan, kişinin kendi ayakları üzerinde daha sağlam durabilmesini sağlayan durum.
olay özlemek ya da özlemek değil, alışılagelmiş insanlardan ve koşulsuz destekten kurtulup; her şeyi yeniden inşa etmektir.
nitekim zordur, cesaret ister. her bünye kaldıramaz.
Her öğrencinin yaşaması gerekir,kişiyi birçok konuda kırbaçla eğitilen aslan misali eğitir.Herkesi değil de birçok kişiyi eğitmesinin açıklaması da standartların ortalama düzeyde tutulmasıyla alakalıdır. (bkz: okula jiple gitmek) (bkz: nşa)
Eğer evde kalıyorsa bu kişi gülelim eğlenelim kam alalım dünyadan felsefesini güdebilir.Yurtta kalıyorsa da eve çıkmalıdır.**
tabi şöyle durumlar da vardır (bkz: ev arkadaşının tomruk olması) ki kişiyi kamçıyla değil de çarmıha germişcesine eğitir.
Kişinin ATM makinelerini kullanma becerisi fazlasıyla gelişir.Çok hızlı bir şekilde ödemeli arama yapabilir.*
Bir de hangi şehirde okursa okusun,okuduğu şehre küfür eder.
ailesinin olduğu şehirde okuyanlar için bazı zamanlar "ahhhhhh, ben şehir dışında okuyacaktım ki..." şeklinde nükseden bir iç geçirmedir.ama bu durumda olan ve "şu bayram tatili gelse de evime gitsem,ben annemin yemeklerini,yatağımı özledim vs" diyen öğrencileri gördükçe "şehir dışında okumak zor ya,ben rahatım,her şey önüme geliyor" denilerek rahatlanır.
19 yaşında bir insanın hayata daha erken atılmasını, zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmesini erkenden öğreneceği durumdur. Bilmediği bir şehirde yalnızlığı ile başbaşa kalan insan her zorlukla mücadele etmeyi bilir. Ayakları yere daha sağlam basar.
yemek siparişinizi getiren eleman, "siz de hastasınız galiba, geçmiş olsun.." dediğinde elemana "sağoööl.. böhehe.." diyerek sarılma isteği duymaktır. gerekirse teşekkür edip, kapıyı kapattığınızda gözyaşlarınızın süzülmesidir.*
insanı büyütür. Ama gerçekten büyümek bu. O yığın bulaşıklar, kirlenmiş ev, dağılmış yatak, ödenmemiş faturalar, eksik eşyalar, yalnızlık... Ve zaman geçtikçe de bunların hiçbirinin kendiliğinden düzelmediğini görürsünüz
Bulaşık yıkamak için yapılan batak, tavla turnuvaları
Evi temizlemek için seçilen uygun günlerde ibne ev arkadaşının ekmesi
Annen toplamadığı için bir köşede yumak haline gelmiş çarşaf
Kapanan internet, kesilen elektrik su
Şurada bedavaya komidin varmış lan koşun sözleri
Kurulan mükemmel arkadaşlıklar...
Bunlarla hep tek başınıza mücadele eder ve yeri gelince büyürsünüz. O gün artık bu hayata karşı dik durmanın mutluluğunu yaşarsınız.