Yılmaz Güney'in o harikulade -bu kelimeyi hep kullanmak istemişimdir- öyküsüdür.Oğluma hikayeler adlı öykü derlemesinin bir parçasıdır.
Olay şudur, bir sabırsız velet, yediği şeftalinin çekirdeğinin içinde ne olduğunu merak eder, ve çekirdeğin sert kısmını kırmaya çalışır.Bunun için çekiç,taş ve kendi dişi dahil her türlü materyali kullanır.Ama olmaz, çekirdek kırılmaz.Oğlunun bu halini gören baba çocuğuna sabırlı olmasını öğütler, ve çekirdeği toprağa gömer,sonra da bir güzel sular.Çocuk en başta bu yöntemin hiçbir işe yarayacağına inanmaz, ancak bir süre sonra çekirdeğin toprağa gömüldüğü yerden filizler çıkmaya başlar.Baba oğluna filizleri gösterir ve şöyle der:
''Bak oğlum,bazen istediklerini gerçekleştirmek için uygun zamanı beklemen ve sabretmen gerekir, öyle durumlar olur ki, senin korkunç bir kudretle değiştiremediğin şeyleri zaman yavaş ve yumuşak darbelerle değiştirir.
Sen sen ol, şeftali çekirdeğine inan, kendine güven.''
Bence verilmek istenen mesaj şudur, Yılmaz güney halkın devrime hazır olmadığını, ve bunun için uygun zamanın ve uygun koşulların beklenmesi gerektiğini, belki korkunç bir çabayla değişmeyen şeylerin, zamanla değişebileceğini vurgulamaktadır. Belki öykünün alegorik bürünümü bu değildir ama bir daha söylüyorum benim şahsi fikrim budur.