şefaat

    2.
  1. islam dininde peygamber efendimiz(sav) in yardımıyla kulun günahlarını Allah katında affedilmesini sağlayan durumdur.Peygamber efendimizin şefaati şöyle olacak:

    1- Makam-ı Mahmud şefaati ile, mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır.
    2- Çok kimseyi, sorgusuz, sualsiz Cennete sokacaktır.
    3- Azap çekmesi gereken müminleri azaptan kurtaracaktır.
    4- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.
    5- Sevapla günahı eşit olup, Araf;ta bekleyen kimselerin Cennete gitmelerine şefaat edecektir.
    6- Cennete girmiş olanların derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir.
    7 ...
  2. 12.
  3. Allah'tan başkası şefaat edemez! islam'dan önce de böyle bir yanlış inanç vardı. Mekke müşrikleri Allah'a inanırlardı ancak kendi uydurdukları birtakım putların kendilerine din gününde şefaatçi olacaklarına inanırlardı. Zaten bu yüzden kur'an tarafından ''müşrik'' olarak nitelendiler...

    Kuran'a göre allah'ın affetmediği bir kulu hiçbir peygamber, evliya, ermiş, sahabe vs. kurtaramaz. Kuran'ın onayladığı şefaat, ''tanıklık etme'' anlamındaki şefaattir, ''yardım etmek'' anlamındaki müşrik inancı değil.

    Bu yüzden ''şefaat ya muhammed'', ''şefaat ya ali'', ''şefaat ya mahmud efendi'' ya da ''şefaat ya said nursi'' gibi isteklerin hepsi boşunadır.

    din gününde o'ndan başka yardımcı yoktur!..
    5 ...
  4. 8.
  5. zümer 44: De ki: "Şefaatin tamamı Allah’a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz." (suat yıldırım meali)

    yani allah diyor ki: ey insan allah'ın dışında bir şefaatçi tanıyorsan, göklerin ve yerin mülk ve hakimiyetine de bir ortak tanıyorsun demektir.
    4 ...
  6. 28.
  7. Şefaat sahibi sadece allah tır.

    Allah tan başka şefaate erdirecek kimse yoktur. Allah tan başkasından şefaat istemek şirktir.
    3 ...
  8. 18.
  9. De ki: "Şefaat etme yetkisi bütünüyle Allah’a aittir; göklerin ve yerin hükümranlığı O’nun elindedir; sonunda kaçınılmaz olarak dönüp O’na varacaksınız."
    Zümer : 44
    2 ...
  10. 3.
  11. şef kökünden gelen şefaat, bir kişinin kendisine yardım edilmesi amacıyla -genellikle- kendisinde üstün başka bir kimseyle ilintilendirilmesi anlamında kullanılır.

    yardımcı olana (bkz: şafi) yardım edilene ise (bkz: meşfu) denir.
    2 ...
  12. 19.
  13. mekke müşrikleri kendilerini Allah a ibadet edenler müslümanlari ise müşrik sayıyordu. sebebi ise putları Allah katında yüksek mertebeli alimler olarak görüp onlardan Allah için kendilerine şfaat etmelerini beklemeleriydi. müşrik olduklarini kabul etmiyorlardi. bu size kimleri hatirlatti?
    2 ...
  14. 9.
  15. rivayete göre, evliya çelebinin rüyasında şefaat ya resulullah diyeceğine; seyahat ya resulullah diyip pek çok ülkeyi dolaşmasına yol açan kelime.
    2 ...
  16. 17.
  17. 1 ...
  18. 4.
  19. şefaat haktır. peygamber efendimizin bu konu hakkında birkaç hadisini verelim;

    * Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) hazretleri anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e "Ey Allah'ın Resûlu, kıyamet günü senin şefaatinle en ziyâde saadete erecek olan kimdir?" diye sormuştum. Bana: "Hadis'e karşı sende olan aşkı görünce, bu hususta senden önce bana bir başkasının sualde bulunmayacağını tahmîn etmiştim" açıklamasını yaptıktan sonra şu cevabı verdi: "Kıyamet günü benim şefaatimle en ziyade saadete erecek olan kimse, samimi olarak ve içinden gelerek 'Lâ ilâhe illallah' diyen kimsedir"

    * ibnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "insanlar kıyamet günü cemaatler halinde olacaklar. Her ümmet kendi peygamberini takip edip: "Ey falan! bize şefaat et, ey falan bize şefaat et! diyecekler. Sonunda şefaat etme işi bana kalacak. işte Makam-ı Mahmud budur."

    * Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır."

    * Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ümmetimden (âlim, şehid, salih) bazıları var; bir (çok kabilelere şamil bir) cemaate şefaat eder, bazıları var bir kabileye şefaat eder; bazıları var bir bölüğe şefaat eder; bazıları da tek bir ferde şefaat eder ve cennete girmelerini sağlar."
    * Rezin şunu ilave etmiştir: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir. Bir adamın ateşe atılması için emir verilir. Giderken, (dünyada) susadığı zaman su vermiş olduğu adama rastlar, onu tanır ve ona: "Benim için şefaat etmeyecek misin?" der. Adam: "Sen de kimsin?" diye sorunca: "Ben sana falan falan gün su içirmedim mi?" der. Öbürü bunu tanır ve (Allah nezdinde) onun lehinde şefaatte bulunur. Adam da böylece geri çevrilir ve cennete gider."

    * Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Üzerine müslümanlardan, kendisine şefaat taleb eden yüz kişinin namaz kıldığı her ölüye mutlaka şefaat edilir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük