iyi kadın aslında ama bir türlü ısınamadım ben buna. ses tonu, hep iyilik melegi halleri, ha şimdi agladı ha şimdi aglayacak tavırları. cok sinir ediyor beni bunlar. bak bunları yazarken bile irkildim, tüylerim tiken tiken oldu. tikeldiler böyle tüylerim. hayır bir şey değil yakında kabuslarıma gircek diye korkuyorum. bir kere sevdaya tutulmayagör diye diye. allahım sen koru!
uzun bir aradan sonra ekranlara dönmüş ve flash tv'ye geçiş yaparak hak ettiği yeri bulmuş insan. yine ağlıyor, ağlatıyor. hiçbir değişiklik yok, sadece biraz kilo almış o kadar. sesi de aynısı gibi baş ağrıtıyor. işin ilginci insanlar önce bu kadını izleyip ağlıyor, bir saat sonra yine aynı kanalda başlayan ilginç programlarlarda da şuursuzca dans ederek eğleniyor.
bir programda aykut ışıklar'ın "valla nasıl bir ülkede yaşıyorum, bazen anlamakta güçlük çekiyorum" gibisinden bir cümlesine "bir tek türkiye var abi, bir tek türkiye var" ile cevab verebilen kadın. akabinde stüdyoda alkış kıyamet, bizim evde çılgınsı bir bayram havası tabii..
Acınası kocanın ( Fatih Kısaparmak) dehşetengiz karısı...Kulak tırmalayan sesi ve ağlak haline eklenen her an tırnaklarını çıkarıp cırmıklıycak gibi bakışı yok mu? Allah düşman başına vermesin *
şiir gibi güzel bir sanat dalını çirkinleştirmekten ne zevk aldığını şiddetle merak ettiğim insan. sen evinde otur; yemeğini yap; kadın programlarına katıl; ha çok istiyosan tamam çık programı sen yap; ama lütfen şiiri hissettirmek için ağlak bir ses tonuyla insanları etkilemeye çalışma, lütfen.
az evvel canlı yayında karşısında deli gibi ağlayan uyuşturucu bağımlısı gençle telefonda olan karısını barıştırmaya çalışan kişi. yalnız şöyle bir şey yaptı. konuşamlar oldu ağlamalar falan filan. bağımlı genç beni affedicek misin dedi. şebnem insansısı dur cevap verme önce reklamlar dedi ve çat diye sinsi bir şekilde gülerek reklamlara girdi. kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar
validenin izleyip izleyip ağladığı, millete iki kilo mercimek dağıtıp aha kocanada iş buldum. dedikten sonra göbek attırmaya devam eden boğulası kadın.
sırf sesini duymamla depresyona girdiğim, kanalı değiştirince hayata yeni bir sayfa açtığım iri sunucu.
bunu gördükten sonra efendim samimiyet ödülü diye bir şey olsa alıp esra ceyhan'a veresi geliyor insanın. o derece yapmacık, itici, kaknem bir kişilik. ağlar, ağlatır, çevresindekilerin ve televizyonda onu izleyenlerin hayatlarını mahveder. televizyon programı nihayetinde kardeşim neden oraya karakol muamelesi yapıyorsunuz? yok efendim kocası çocuklarını göstermiyormuş da o öbürünü berikiyle aldatmış da diğeri 5 yıldır kayıpmış. bu memlekette polis, mahkeme diye bir şey var kardeşim! niye tv'ye çıkıyorsun?
bir de programına çağırdığı konuklar yok mu... yahu yaklaşık iki senedir yapıyorsun şu nalet programını bir tane ünlü konuk gelmedi kardeşim senin programına. hep aynı konuk siyah saçlarının önünü jölelemiş takım elbiseli kıro bir adam. sadece isimler değişiyor, belki takım elbisenin rengi... ve hep sivas'ın yollarına yahu... başka türkü mü yok şu memlekette be kadın! programına gelebilecek en ünlü isim fatih kısaparmak'tı o da kocan zaten. nasıl yaptıysa artık senle evlenmek gibi bir hatayı? neyse... ama pes etmiycem sözlük. her gün dayanabildiğim kadar izlemeye çalışıyorum bunun aptal programını-ki bu süre 10 dakika falan oluyor-her seferinde farklı bir aptallığını keşfedip babaanneme söylüyorum, ama yok... kadın izlemekten vazgeçmiyor. nasıl bir büyü yaptıysan artık televizyondan... uri geller'den betersin. neyse ucu kaçmasın... babaanne bunu okuyorsan izleme o kadını bir daha!
köylü kadınları canlı yayına çıkarıp, programı çeşme başına toplanmış kadınlar gibi dedikodu kazanına çeviren; devletin sosyal meselelere ilgisizliğinden yararlanıp; bu sorunu ekrana taşıyıp nakite çeviren samimiyetsiz kişi. ''allahım neler oluyor?'' diye bağırmak istiyorum kim bu ekrandaki insanlar? bu bağırış-çığırış ne zaman sona erecek? yeter yaaa...
hayatımda duyduğum en kulak tırmalayıcı sese sahip insanlardan biridir kendisi. işin tuhafı bunu şarkı söyleyerek değil, konuşurken bile yapmayı becerebilmesidir.
Hep şunu merak ediyorum.Bu insanlar halk halk deyip duruyor , buraya bizi halk getirdi, indirecek olan da odur diyorlar.Kardeşim hangi halk bu .Allah Aşkına söyleyin hangi halk.Stüdyonunuzdaki kalıplaşmış kişiler mi? Şebnem Hanım , Esra Ceyhan Hanım , ikbal Gürpınar Hanım acaba şu sözlüklerdeki yorumları hiç okumuyor musunuz?Bu kadar olumsuz eleştirinin ve yorumun yapılmış olduğunu görüp de ben de acaba ne hata var , bundan da kendime bir pay çıkarayım kendime çeki düzen vereyim dediğiniz hiç olmuyor mu?
bu sabah bir televizyon kanalında izledigim programda kendisi aynen şu cümleyi kullanmıştır:
( konu erkekleri yönetmek )
programa telefonla baglanan kadının sorusu:
-şebnem hanım erkekleri nasıl yönetiyorsunuz?
şebnem hanım:
-kadınlar hep vermek ister erkekler ise hep almak ister
38 saat uykusuzlugun üzerine bu cümleyi duyunca bütün uykum kaçtı, sersemledim. şebnem kisaparmak tabiki almak ve vermek lafını bir kaç cümle daha kullandı ama ben o sıra gülmekten yerde uyuya kalmışım sevgili sözlük yazarları ve okuyucuları. o yüzden bu diyaloğun geri kalanını yazamadığım için sizlerden özür diliyor, ve entry mi giriyorum.