son derece yapmacık biri olduğu için yapabileceği en iyi mesleği seçmiştir. milletvekilliği tam ona göre insanların duygularını sömürmenin en yaygın olduğu meslek olması icabıyla.
rabbim onun programına gidenlere akıl, fikir versin tez zamanda öylesi itici, sevimsiz, gıcık bir insana nasıl tahammül ediyorlar anlamadım. gördüğüm anda nasıl kanalı değiştireceğimi bilmiyorum ekran kirliliğine bir örnektir kendileri.
bir diğeride;
(bkz: esra ceyhan.)
insanları ağlatınca çok mutlu olan televizyon insanı. sürekli askerdeki evlattan mektuplar okur ama ben bu duruma hep şaşarım. gönderilen mektupların hepsi mi bu kadar edebi olur yahu!! tüm mektuplar aynı kalemden çıkmışa benziyo yemeyin bizi.
reyting kaygısı yüzünden beraber iftar programı yaptığı yrd. doç. dr. mustafa karataş'la polemiğe girmiş akabinde ayarı yemiş kişi. ardından salı günü yine kanal 7 de yayınlanan şebnem'le fatih adlı programda başka bir kanalın hocasını* övüp mustafa karataş hakkında ileri geri konuştuğu için kanal7 den ihraç edilmiştir. yakında duygu sömürüsü programlarını fox tv de sürdüreceği söylenmekte.
Sadece ağlasın ve insanları ağlatsın diye kanaldan para alan aşırı itici bir şahsiyet. Niye hep ağlamaklı olur bir insan, hangi sağlıklı bünye günde en az bir şehit mektubu okumaya dayanır.
Sonra düşünüyorum ki evli olduğu adamı, hakveriyorum ablama.
Bir dakika önce programına davet ettiği kenarda köşede kalmış, bit pazarına düşmüş konuğuyla gülüp eğlenirken bir dakika sonrasında aşırı efekt verilmiş mikrofonla şiir okuyan, okurken ağlıyormuş gibi yapan, acıtasyonda sınır tanımayan ve şiirden sonra tekrar gülüp eğlenmeye devam eden sunucu mu şair mi her neyse işte ondan insanı.
bu sabah bir televizyon kanalında izledigim programda kendisi aynen şu cümleyi kullanmıştır:
( konu erkekleri yönetmek )
programa telefonla baglanan kadının sorusu:
-şebnem hanım erkekleri nasıl yönetiyorsunuz?
şebnem hanım:
-kadınlar hep vermek ister erkekler ise hep almak ister
38 saat uykusuzlugun üzerine bu cümleyi duyunca bütün uykum kaçtı, sersemledim. şebnem kisaparmak tabiki almak ve vermek lafını bir kaç cümle daha kullandı ama ben o sıra gülmekten yerde uyuya kalmışım sevgili sözlük yazarları ve okuyucuları. o yüzden bu diyaloğun geri kalanını yazamadığım için sizlerden özür diliyor, ve entry mi giriyorum.
Hep şunu merak ediyorum.Bu insanlar halk halk deyip duruyor , buraya bizi halk getirdi, indirecek olan da odur diyorlar.Kardeşim hangi halk bu .Allah Aşkına söyleyin hangi halk.Stüdyonunuzdaki kalıplaşmış kişiler mi? Şebnem Hanım , Esra Ceyhan Hanım , ikbal Gürpınar Hanım acaba şu sözlüklerdeki yorumları hiç okumuyor musunuz?Bu kadar olumsuz eleştirinin ve yorumun yapılmış olduğunu görüp de ben de acaba ne hata var , bundan da kendime bir pay çıkarayım kendime çeki düzen vereyim dediğiniz hiç olmuyor mu?
hayatımda duyduğum en kulak tırmalayıcı sese sahip insanlardan biridir kendisi. işin tuhafı bunu şarkı söyleyerek değil, konuşurken bile yapmayı becerebilmesidir.
köylü kadınları canlı yayına çıkarıp, programı çeşme başına toplanmış kadınlar gibi dedikodu kazanına çeviren; devletin sosyal meselelere ilgisizliğinden yararlanıp; bu sorunu ekrana taşıyıp nakite çeviren samimiyetsiz kişi. ''allahım neler oluyor?'' diye bağırmak istiyorum kim bu ekrandaki insanlar? bu bağırış-çığırış ne zaman sona erecek? yeter yaaa...