çok ayıptır o arabesk dinlesindir şebnem dinlemek elit kesimin işidir. kime ne ne dinlerse dinlesin denilesi durumdur. bi bu kalmıştı millet ne dinleyeceğine de izin isteyecek sanki.
minibüs arkası yazıları da şöyledir heralde;
-minibüsün kaportasındaki çizikler artık belli oluyor
-elbette ağlarım lastikte cam kırıklarım var
-deli kızım uyan
içimizden biridir. normal insandır. arabesk dinleyen diş doktorundan, lamb of god dinleyen halk otobüsü çalışanından * ya da türk sanat müziği dinleyen tarih öğretmeninden farklı değildir.
kafalarda kazınmış olan minibüsçü ** karikatürü sadece evinde kıçını rahat koltuğuna yerleştirip tüm akşamını dizi, pc vb.. araçlar başında geçiren biz küçük burjuva ve ötesi kesim için somuttur. şebnem ferah'ı bırak dinlemeyi adını bile duymamış olan ve hiç çılgın olmayan minibüsçünün de hiç suçu yoktur. malum hayat şartları sonucu kimini talih öperken kimini salih kör başına s*kiyor. beğenen ve dinleyen çılgın minibüsçü de mesleğini kendi keyfi için yapmıyordur tahminimce. tabi tüm bunlardan bize ne. büyük birader bizim için şarkılar söyleyip danslar ediyor ve düşünmeye ihtiyaç duyacak kadar acıkmamamız için kafamızı mtv, thc ve burger king ile besliyor.*
her an kavgaya müsaittir.para alırken gözlüğünün üstünden ver ulan der gibi bakar elini uzatır. para üstü verirkende alın ulan kiminse kimin edasıyla verir.vermeyen olursa huuop nerede ulen ücret gibisinden çıkışır.
Şaşkınlıkla seyredilesi, gülümseten minibüsçüdür.
O da bir şey mi?
Bir kaç yıl evvel, Kadıköy- kartal minibüs hattında, ravel' in bolero' su ile seyahat etmiş, inerken de ceketimi ilikleyip, " zahmet olmazsa, müsait bir yerde indirebilir misiniz şoför bey hazretleri" dememek için kendimi zor tutmuştum.
Nerenin kralıydı kimbilir?