Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikayetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze “ama” diye başlayacaksan, girme aşk yoluna; aşk yolunda “u” dönüşü yoktur.
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden, amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!
Aşk bilek gücü değil, yürektir.
Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara...
öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
batmayı gördün değil mi? doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
hangi tohum yere ekildi de bitmedi? ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? can yusuf'u ne diye kuyuda feryad etsin?
bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
zîrâ senin hayy u hû'yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.