Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf'u ne diye kuyuda feryad etsin?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
Zîrâ senin Hayy u Hû'yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.
düğün günü anlamına gelir. mevlana için ölüm, rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşmak demektir. bu yüzden kendisinin ölüm gününü, düğün günü yani şeb i arus olarak nitelendirmiştir. aynı zamanda bu yıl 733.sü kutlanan vuslat yıldönümleri de şeb i arus günü ** sona erer.
bu senenin mevlana'nın 800. doğum yıldönümü olarak dünya çapında kutlanıyor olmasıyla, şeb-i arus da her seneden coşkulu geçmektedir.
öyle bir insan düşünün ki beşeri ölümü kendisine ve çevresindekilere bayram olmuş. bugün insanlar mutluluktan ve ilahi hasretten gözyaşı dökerler. bu gece sabaha kadar mevlana aşıkları ilahi bir neşe yaşarlar.
bu gece konyada, türbenin bitişiğindeki selimiye caminin merdivenlerine çıkmış aşıklar ellerinde bendirleriyle hz. pir'e ilahiler söyler raks ederler.
kimileri hemen türbenin karşısındaki otellerde kalmaya bile sabredemez, battaniyesini alan türbenin bahçesine atlar orda sabahlar...
orada farklı farklı ırklardan, cemiyetlerden, kültürlerden kadın-erkek, genç-yaşlı pek çok insanı görürsünüz, dilleri ayrı da olsa gayet iyi anlaşan.
sanki hepsi dergahtaki şu yazının canlı kanıtı olmuşlardır:
kabetü'l-uşşak başed in mekam
her ki nakıs amed inca şud tamam.
(aşıkların kabesi oldu bu makam, her kim ki noksan geldi oldu tamam.)
Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikayetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan, söze “ama” diye başlayacaksan, girme aşk yoluna; aşk yolunda “u” dönüşü yoktur.
Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden, amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!
Aşk bilek gücü değil, yürektir.
Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara...