o çayırlarda bakmaya kıyılamayan güzellikte atların yelelerini savura savura koştuğu,
dağları bir direk gibi bulutlara sırt vermiş,
o dağların altından gürül gürül derelerin aktığı topraklar.
her aklıma geldiğinde ciğerime bir ateş düşüyor. hiçbirşeyi özlemediğim kadar özlüyorum. çocukluğumda olduğu gibi o çayırlarda nefesim kesilene kadar koşmak istiyorum. bulutlara el sallamak, gürül gürül akan o köpüklü derelerinde çimmek, o güzel atların boynuna sarılmak istiyorum yine.
içinden bazen şerefsizlerin de bolca çıktığı bir artvin ilçesi.
ben şavşat'ı falan çok fazla tanımam sadece şahidi olduğum bir durumdan bahsetmek isterim;
yaklaşık 10 yıl kadar önce arkadaşımın başına geldi bu olay, şavşat'tan bursa'ya göç eden bir aile bizim arkadaşın evini kirayla tuttu çocuğun babası vefat etti o zamanlar daha 20 yaşındayız annesi ve ninesi var sadece daha sonra bu şavşatlı kiracılar aylarca kullanıp elektrik borcunu, su borcunu ve kirayı takıp kaçmışlar bizim arkadaş bunları bulmuş paramı verin demiş.
kapıya yollamışlar birini falanca yere gel kiranı vereceğiz demişler tabi çocuk ne bilsin gitmiş oraya meğerse orada tuzak hazırlamışlar 5-6 kişi tek çocuğa demir çubuklarla bıçakla vs saldırmışlar bizim arkadaş ağır yaralandı günlerce hastanede yattı hatta ölecek sanmışlar bu adamlar * kaçtılar yakalayamamışlar sonra araya adam sokmuşlar bizim arkadaşın ve ailesinin epeyce götünü yaladılar yalvar yakar davadan vazgeçirmişler. sonra mı? bizim arkadaş çok zor günler geçirdi çocuk neredeyse sakat kalacaktı ama öyle şerefsizlere hiç bir şey olmadı utanmadan hayatlarına devam ettiler.
ama unutmayalım ki; kısas mahşere kalmaz allah o adamları daha beter etsin daha perişan etsin aldıkları ahlar yeter herhalde.
belki hepsi değildir ama şavşatlıları böyle tanıdım ben, şavşat denilince bu hadise gelir aklıma hep.
türkiyenin en temiz musluk suyuna sahiptir. en temizi değilse bile en temiz 10 dadır. hele kışın musluktan akan o su yok mu? yayla suyu gibi mübarek. belkide yayladan geliyordur bilimiyciim.
yeşil orman, mavi gökyüzü ve ahşap evlerle dolu gürcistan sınırında artvin ilcesi. şu anda sınırlarında bulunduğum, kenciyan ve cindağının karşısında oturup entry yazdığım ilçe. yabancı olarak bir köyüne gidin 30 hane varsa ve sizi de severlerse en az 25 tanesi sizi misafir edecektir. trilyon verip isvicre tatili yapacağına nerdeyse bedavaya savsat tatili yapın. yaz sıcaklarından sıkılanlara şiddetle tavsiye edilir. temmuz ve ağustos ayında mont giymek isteyenlere şiddetle tavsiye edilir. yazın ortasında kaynağından bir bardak suyu bir dikişte içmek istemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.
gezilecek goller:
meseli karagöl
verhunal tarafı karagöl
kız gölü
boğa gölü
tavar gölü
sadeta gölü
cimli göl
kulaklı göl
posta gölü
gezilecek köyler:
hepsi
tarihi yerler:
tibet kilisesi
satlel kalesi
septa kalesi
dabagetil ahşap camisi
kirazlı odaları
cenkelek yolunda rus yolu
kemer köprü
ayrıca çoğu köyde eskiden kalma kiliseler
siyasi olarak solcu ve ulusalcılar bol bulunur. seçimlerden chp birinci parti olarak çıkar. köy muhtarları genellikle genç ve aynı zamanda köy minibüs şoförleri olur. ekonomi günümüzde azalsa da ağırlıklı olarak hayvancılıkla sınırlıdır.
isviçre köylerine 10 basacak doğal güzellikte ki yavuz köye sahiptir,
şehir merkezi oldukça dik açılı sokaklardan oluşmuştur ,
yöre insanı tarafından şavşet diye okunan ilçemizdir.
edit : amaç eksi vermek mi? yoksa her entry de am, göt, sik, meme okuma isteğimi? anlamadım ki ne ayaksınız.
caddelerinde 16 ve 41 plakalı araçların cirit attığı, ziraat bankası dışında başka bir bankanın bulunmadığı, kadınların iş yaşamında son derece aktif olduğu, sol düşünceye yakın insanların yaşadığı vatan hizmetini yerine getirdiğim güzel ve şirin ilçe.